Prof. Mustafa Öztürk, Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketi için söylenen 'kader' ifadesine karşı çıktı. Öztürk, Erdoğan'ın başarısızlıkları kabul etmediği yönünde, "Cumhurbaşkanı TOKİ'yi örnek gösterdi, kader planına dahil etmedi bunu. 'Bir tek bina yıkılmadı' dedi. Orada kendi başarısını özellikle ortaya koydu, kaderi hiç dahil etmedi. Dinin en işlevsel istismar alanlarından biri kader doktrinidir. Başarılar 'biz yaptık' olur, başarısızlık 'Allah'tan geldi' olur." şeklinde konuştu.
MERVE ŞİŞMAN I KARAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden faciası için söylediği 'kader planı' ifadesini bu kez de Kahramanmaraş merkezli depremler için kullanmıştı.
Depremzedeleri ziyaret eden Erdoğan, "Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler" ifadelerine yer verdi. Erdoğan, Ekim 2022'de Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciasına ilişkin de 'kader planı' ifadesini kullanmıştı. Erdoğan, açıklamasında, "Birileri bununla dalgasını geçebilir ama önemli değil, biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü, ne bugünü, ne yarını hiçbir zaman ne yapmayacaktır, olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım" demişti.
Kahramanmaraş kent merkezinde bulunan 12 Şubat Stadyumu'nda depremzedeler için Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından kurulan çadır kentteki yurttaşları ziyaret etmişti. Erdoğan, Pazarcık'ta bir depremzedeye yönelik, "Olanlar oldu. Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler" ifadelerini kullandı. Bu ifadeleri tekrar gündeme getiren İlahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Öztürk KARAR TV'de şu sözleri söyledi: "Dinin en işlevsel istismar alanlarından biri kader doktrinidir. Bunun kendi içinde samimi ve dürüst olmadığının göstergesi, bizzat bu sözü söylen Sayın Cumhurbaşkanının başka açıklamalarıyla da test edilebilir. Allah'ın yaptığı bir şeydir diyerek söylenti içerisindeler. Bizim kader anlayışımız gayriahlakidir."
DEPREMZEDE ÇOCUKLARIN EVLENDİRİLMESİ TARTIŞMASI
Diyanet, "Depremzede çocuklar evlat edinebilir mi?" sorusuna dikkat çeken bir yanıt vermişti. Yanıtta, evlatlığın mirasçı olma hakkı bulunmadığı belirtilerek, "Evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmaz" denildi. Bu cevabın yer aldığı sayfalar, olayın gündeme gelmesinin ardından silindi.
Bu konuya ilişkin 'mutant gibi tipler' diyen İlahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Öztürk şu sözlere yer verdi: "Gayriresmi 70-80 bin kişinin hayatını kaybettiği bu kıyamet hengamesinde insanlar koruyucu aile olarak bu depremzede çocukları acaba yanımıza alabilir miyiz? diye düşündü. Elbette koruyucu aile olarak alabilirler. Bu konu bu cevabı aldıktan sonra kapanması gerekiyordu. Depremzede çocuklar için 'Koruyucu aile olarak evlat gibi bakabilirsiniz' deyip nokta konulmalıydı. 'Evlilik engeli yok' diyenlerin ömrü Orta Çağ'dan kalma Arapça kitapları sökmekle geçmiştir. Sosyoloji, sosyal psikoloji nedir bilmeyen, mutant gibi tipler!"
Prof. Dr. Mustafa Öztürk 'din olmasalardı ne yaparlardı?' dedi ve şu sözleri ekledi: "Din bunların pastaları! 'Bir dillim de kalsa bizim olsun, yeter ki pastaya çökelim' derdindeler! Gençlerin, gelecek kuşakların dinden uzaklaşması onların umurunda değil!"
