Akyol: Türkiye tek kişilik hükümet sisteminin ağır faturasını ödüyor

Mustafa Karaalioğlu ve Taha Akyol KARAR TV'de enerji krizinden İstanbul'da hayatı olumsuz etkileyen kar felaketine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk iddialarına kadar gündemin önemli konu başlıklarını değerlendirdi.

KARAR yazarları Mustafa Karaalioğlu ve Taha Akyol KARAR TV'de gündemin öne çıkan başlıklarını ele aldı. İran’dan Türkiye’ye gelen ve İran tarafından kalan doğal gazın, iletim hattında meydana gelen arıza nedeniyle kesintiye uğramasıyla başlayan enerji krizine değinen Akyol, ''Maalesef Türkiye tek kişilik hükümet sisteminin ağır faturasını ödüyor.'' dedi.

İran’dan Türkiye’ye gelen ve İran tarafından kalan doğal gaz iletim hattında meydana gelen arıza nedeniyle doğal gaz çevrim santrallarına gaz kısıntı uygulaması devam ederken, TEİAŞ ise tüm Türkiye’de organize sanayi bölgelerine (OSB) en az 3 gün olmak üzere elektrik kısıtlaması yapmaları uyarısında bulundu. Enerji krizine dair konuşan Akyol şunları söyledi:

''Bu işten anlayan enerji uzmanların ülkenin asgari en az bir aylık doğalgaz petrol deposunun olması gerektiğini söylüyorlar. Ama bunun olmadığı ya da çok yetersiz olduğu ortaya çıktı. Ben şunun birbiriyle çok ilintili olduğunu görüyorum. Merkez Bankası'nın ihtiyat akçesine el koyuyorsun Merkez Bankası ihtiyat akçesiz duruma geçiyor. Merkez Bankası'nın kara günler için lazım olan, düzgün günlerde de seni güçlü göstererek ucuz faizle kredi almanı sağlayan rezervlerini eritiyorsunuz. Bütün bunların hepsini seçim ekonomisinin giderlerini karşılamak için. Doğalgazda da geleni tüketiyorsun depo yapmıyorsun. Burada bir irasyonalizm söz konusu. Burada ekonominin öngörülebilir rasyonel davranışlarla ve kurallarla yönetilmediğini ortaya koyuyor. Ekonomide nasıl 3 ay sonrasını öngöremiyorsanız şimdi anladık ki hava şartları müsait olmadığında veya İran'da teknik bir arıza olduğunda doğalgaz tedarikinde de 3 ay sonrasını öngöremiyorsunuz. Bu tamamen Türkiye'de seçimde daha fazla güç ihtiyacına odaklanmış bu bakımdan da önümüzdeki ayların önümüzdeki yılların değil içinde yaşadığımız konjektörün öncelik olduğu uzun vade perspektifinden mahrum bir politikayla yönetildiğimizi gösteriyor. Nereye baksanız böyle. Bu kadar öngörüsüzlük enerji meselesinde de böyle karşımıza çıkıyor.''

TÜRKİYE TEK KİŞİLİK HÜKÜMET SİSTEMİNİN AĞIR FATURASINI ÖDÜYOR

Çaresizlik görüntüsünün endişeyi daha fazla arttırdığını belirten Karaalioğlu, ''Doğalgaz arz çeşitliliği, risk durumlarında, siyasi gerilim olabilir, teknik arıza olabilir, doğal şartlar olabilir başka seçeneklerinin olması adına vardır. Türkiye bu yüzden Rusya'dan, Türkmenistan, Cezayir'den, İran'dan alıyor. Bu kadar açık tecrübe edilmiş bir konuda hata yapmak endişeyi arttırıyor. Diğer başka alanlarda acaba neler oluyor sorusunu bana sorduruyor. Üretime istihdama ihracata mal temin etmeye içerde zaten hareketsiz olan problemli olan piyasada bir hareket sağlamaya ne kadar ihtiyacımız olduğu apaçık ortada. Bir G-20 ülkesinde doğalgaz eksikliği olur mu? Bu düşünülebilir mi?'' dedi. Karaalioğlu sözlerine şunları ekledi:

''Berat Albayrak döneminde kontratlara bağlı kalmayalım spot alalım daha ucuz yaparız diye günlük politikalar ve öngörüsüzlük sonucunda ortada kaldık. Bu tehlikenin geleceğini kimse fark etmemiş ki tedarikçilerimizden bunu talep edebilirdik. Böyle bir bilginin ortaya çıkmasını sağlayacak kurumsal bir mekanizmamız kalmamış olabilir, şuanda o görünüyor. Bir yönetilememe bir kötü idare problemi vardı, odaklanamıyoruz. Tecrübe aktarılamıyor. İşin sahibi yok İBB Başkanının peşine mobese taktık mı yetiyor. Bir iletişim savaşına odaklanma dışında bir şey göremiyorum.''


Akyol, Nüfus arttıkça, modernleşme geliştikçe, ihtiyaçlar çeşitlendikçe devletin yönetim yükünün arttığını her alanda ayrı ayrı uzmanlıklar gerektiğini belirterek, ''Günümüzde toplumsal ihtiyaçlar bu kadar çeşitlenip uzmanlıklar bu kadar geliştiği için de toplumlar tek bir kişi tarafından yönetilemiyor. Onun için Merkez Bankası'nın bağımsızlığı, bağımsız düzenleme ve devlet kurumları, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi bütün kamu kurumlarına girmek için liyakat şartları var. Bunları kaldırdığınız zaman iş kalıyor tek kişinin hatırlamasına, unutmamasına, dikkatine öngörüsüne, bu mümkün değil. Maalesef Türkiye tek kişilik hükümet sisteminin ağır faturasını ödüyor.

ERDOĞAN GERİ ADIM ATTI


Erdoğan, Sezen Aksu tartışmalarına ilişkin yeni bir açıklama yaparak "Benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir" dedi. Konu üzerine Akyol, ''Sayın Erdoğan'ın o sözü Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesine konulmadı, daha önce parti grubunda yaptığı konuşmada Meral Akşener için kullandığı ''Bu daha bir, daha neler olacak neler.'' ifadeleri de Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesine konulmadı. Bunlar Cumhurbaşkanının fevri o sırada hitap ettiği kitlenin psikolojisine uygun geleceğini düşünerek söylediği sözlerinin, tekrar gözden geçirildiğinde Cumhurbaşkanlığı resmi sitesine konulamayacağına dair iki tane belge demektir. Maalesef Cumhurbaşkanı Türkiye'yi iç ve dış düşmanlar tarafından saldırılara uğrayan devlet, Bahçeli ile birlikte ikisinin savunduğu ülke gibi gösteriliyor. Bir ülke dünyaya böyle takdim edilir mi ediliyor işte.'' ifadelerini kullandı.


Erdoğan'ı sözlerini değerlendiren Karaalioğlu, ''Bu atmosfer biz gidersek din gider, biz gidersek ülke gider, biz gidersek bayrak gider, ülke hep saldırı altında, büyük kumpaslarla, karanlık güçlerin saldırısıyla karşı karşıya havası bir türlü dağılmıyor çünkü Sayın Erdoğan bu havdan siyasi olarak istifade eden bir politika izliyor. Bundan sonra da benzer örnekleri görürsek şaşırmayalım. Sezen Aksu meselesinde bütün bu tablo içerisinde özel bir yeri olduğu anlaşıldı. Bu geri adım çok yaşadığımız bir şey değildi. Bunun bir yanlış olarak görülmesi de bir gelişmedir. Türkiye'nin cılız ve zayıflamış demokrasisi açısından da güzel bir örnektir. Umarım tekrarlanmaz'' dedi.

İSTANBUL'DA KAR KRİZİ

İstanbul'da uzun bir aradan sonra etkili olan kar yağışı şehri esir aldı. günlerdir uyarıların yapılmasına rağmen yetersiz kalan önlemler ve bazı vatandaşların ihmalleri sonucu trafik adeta çileye döndü. Tüm bu yaşanılanlar üzerine İstanbul'da kar kaosunun sorumlusu kim tartışmalarına dair konuşan Karaalioğlu, ''İstanbul'da kar yağışından şehri kurtarmak yolları temizlemek belediyenin görevi olarak bilirdi. Bu olayda gördük ki bazı yollar belediyenin bazı yollar ulaştırma bakanlığının bazı yollar yüklenici firmaların yani şirketlerinmiş bu ilk defa ortaya çıktı. Şimdi İmamoğlu bazı işlere yaklaştırılmadı. Erdoğan'da İmamoğlu bu işleri beceremiyor görüntüsünü pekiştirmek için iki bakanını gönderdi. Tabi bu bakanları, Ulaştırma Bakanı ve İçişleri Bakanını gönderirken yine Erdoğan hükümetinin çok övündüğü üçüncü havaalanına inemediler. Atatürk havaalanına inmek zorunda kaldılar. Uçaklar kalkıp inemiyordu, çevre yolları kapanmıştı, üstüne birde hangar yıkıldı'' şeklinde konuştu

Akyol da şunları ekledi:

''Türk Havalimanını bir dünya markası haline getiren Hamdi Topçu'dur. O yayınladığı kitapta 2 pist ilave ederek daha 20 yıl kullanılabiliriz demişti. Bu kadar maliyet olmazdı. Kredi garanti fonu gibi teminat verilmezdi, bütçe bu kadar yük altına sokulmazdı. Niye büyük iş yapıyoruz.''

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN