Ali Bayramoğlu ve İsmet Berkan Sadece Gündem programının ilk yayında Türkiye gündemini değerlendirdi. Yaşanan 10 büyükelçi krizinin Türkiye'ye etkileri ve altında yatan nedenleri değerlendiren yorumcular, muhalefetin yaptığı siyaseti de masaya yatırdılar.
KARAR Yazarı Ali Bayramoğlu, 10 büyükelçi meselesinde, krizi yükseltenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ifade etti. Erdoğan'ın 'dik dur Türkiye' hikayesine yeni bir kazanım eklediğini belirten Bayramoğlu, "Erdoğan'ın büyükelçiler meselesiyle, Mavi vatanla, İHA'larla, SİHA'larla ortaya çıkan güçlü Türkiye, dik duran Türkiye hikayesine yeni bir girdi kazandırdığını gördük" dedi.
"BÜYÜKELÇİ KRİZİNİ YÜKSELTEN VE KULLANAN ERDOĞAN"
Geçtiğimiz günlerde 'Osman Kavala'nın serbest bırakılması' için bildiri kaleme alan 10 büyükelçi için "Persona Non Grata" ilan edilmesi krize neden olmuştu. Ülkelerden de konuyla ilgili peş peşe açıklamalar yapılmıştı. Krizde, kim geri adım attığı tartışmaları devam ederken, Ali Bayramoğlu, meselenin ana odağının dışına çıktığını belirterek şunları kaydetti:
"Biçim olarak bir ülkede yaşayan büyükelçilerin böyle bir bildirinin sorun yaratması herhangi bir ülkede sorun yaratmaması mümkün değil. Bu devlet başkanları düzeyinde olur sorun en azından teorik olarak daha az çıkardı. Büyükelçiler krizi, biçim olarak doğru olabilir ama içerik olarak ,insan hakları konusunda, ana odağından saptı. Talebin içişlerine müdahale olarak algılanması mantık dışıydı. Bu krizi yükselten ve kullanan Erdoğan oldu. Sayın Erdoğan, bunu meseleyi kendi cephanesine çevirdi. En vahimi de, Kavala davası üzerinden baktığımızdan, hukuk bir anda yok oldu."
"BÜYÜKELÇİLERİN BİLDİRİSİ ÇİRKİNDİ"
Büyükelçilerin yayınladıkları bildirinin çirkin olduğunu ifade eden Berkan, 10 büyükelçinin gönderilme kararının da mantıktan uzak olduğunu söyledi. Berkan, "10 büyükelçi üniversite öğrencisi gibi bildiri yazabilir mi? Buna muhatap olduk. Bildirinin içeriğinin haklı olup olmaması ayrı bir şey. Ben içeriğini haklı buluyorum ama yapıla biçimi son derece çirkin. 10 büyükelçilerin gönderilmesi kararı ise duygulardan kaynaklanan, mantıkla yeterinde üzerinde durulmadan alınmış bir karar. 10 büyükelçiyi gönderelim dediniz, peki gönderebildiniz mi? Hayır. Geri adı atmak durumunda kaldınız. Geri adım attığınızı da gizlemek için ben 'taarruzdayım' diyorsunuz" dedi.
"MUHALEFET SİYASETSİZ BİR POZİSYONDA"
Muhalefetin yaptığı siyaseti de eleştiren Bayramoğlu, muhalefetin siyasetsiz bir pozisyonda olduğunu söyleyerek, "Muhalefetin siyasete ihtiyacı var. Erdoğan'ın girişimlerini hafife almamak gerekiyor. Muhalefetin siyasetsizliği beni endişelendiriyor" dedi.
Bayramoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"DEVA Partisi siyaset öneren bir parti. Akşener, hiçbir şey önermeyen bir kadın. Nedir Akşener'in cazibesi dediğimiz zaman; kurucu siyasetle ilgisi olmayan bir pozisyon içerisinde. Hatta siyaset karşıtı. Akşener, iktidara geçelim sonra siyaset yapalım pozisyonunda. Bu pozisyon muhalefeti belirleyen bir siyasetsiz pozisyon. CHP bu durumda biraz ayrışmaya çalışıyor."
"MUHALEFET HALA KORKUYOR"
Muhalefette korkunun hala geçerli olduğunu ifade eden Berkan, "Kürt korkusu var. 'HDP ile bunları konuşabilir' demek, Türkiye'de büyük bir cesaret meselesi. Böyle olunca kurucu siyaset öneremezsiniz. CHP mahcup bir şekilde de olsa bunu kırdı ama tek başına yetmez. Tezkere konusu da buna örnek.