Geçtiğimiz günlerde acil taraftan hastaneye kaldırılan Kadir İnanır'ın sağlık durumunda son durum ne herkes bunu merak ediyor. Beynine kan pıhtısı atılan Kadir İnanır ne zaman hastaneden çıkacak yine herkesin merak ettiği konular arasında yer alıyor. Kadir İnanır'ın sağlık durumna ilişkin son durum ve detaylar haberimizde bulunuyor. Kadir İnanır ne zaman hastaneden çıkacak?
Kadir İnanır geçtiğimiz günlerde apar topar hastaneye kaldırılmıştı. Herkes şimdi Kadir İnanır'ın sağlık durumuna ilişkin son durumu merak ediyor. Biz de haberimizde Kadir İnanır'ın sağlık durumunu verdik. Kadir İnanır beynine pıhtı attığı için felç kalma riski ve hayati tehlikesi var. Bu yüzden de hayranları Kadir İnanır'ın sağlık durumuna ilişkin son durumu merak ediyor.
Kadir İnanır 2 hafta önce beyninde pıhtı atması sonucu acil hastaneye kaldırılmıştı. Sanatçı haftaya ameliyat masasına yatacak.
Operasyonu yapacak olan Prof. Dr. Ergun Demirsoy şunları söyledi: “Beyine giden şah damarında ciddi bir hasar var. Orayı temizleyeceğim ki, felç riski ortadan kalksın. Risk var. Dinlenmesi için evine gönderdik.”
Pıhtı atmanın beyin damarlarından birinin ya da birkaçının kalp-damar sistemi içinde genellikle kanın kümelenmesi ile oluşan bir tıkaç ile tıkanması sonucu ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Pıhtı atma, tıkanan damarın beslediği belirli bir beyin bölgesinde kanlanma yetersizliği ve aşama aşama beyin dokusunun fonksiyon kaybına kadar giden bir durumdur” dedi.
KALP HASTALIKLARINA DİKKAT!
Beyin damarlarının “emboli” olarak da adlandırılan bir tıkaç ile tıkanmasının en sık kalpte oluşan bir pıhtının damar akımı ile beyin damarına gelmesi ile ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Bu genellikle atriyal fibrilasyon gibi kalp ritim bozukluklarında, kalpte protez kapakçık olması durumunda, enfeksiyonlarda ortaya çıkar. Ayrıca, boyundaki şah damarlarındaki (karotis sistemi) plaklardan, travmalardan ve tümöral durumlardan da kaynaklanabilir” diye konuştu.
KOL VE BACAKLARDA KUVVET KAYBINA DİKKAT!
Beyin damarlarının bir tıkaç ile tıkanmasına bağlı belirtilerin tıkanan damara göre değişiklikler gösterdiğini ve klinik tablonun çok geniş bir yelpazede değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Çok belirsiz hatta bazen gözden kaçabilen hafif derecede etkilenen hastaların yanında ani ölümler dahi görülebilir. Klinik tablo sıklıkla kol ve bacaklarda kuvvet kaybı/felçler, duyu bozuklukları, konuşma bozuklukları, görme kayıpları, bilinç etkilenmeleri şeklinde ortaya çıkar” diye konuştu.
FELÇ, KONUŞMA VE GÖRME BOZUKLUĞU ORTAYA ÇIKABİLİR
Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, pıhtı atmanın çeşitli sonuçlara yol açabileceğini belirterek “Beyin damarlarının tıkayıcı (trombo-embolik) hastalıkları felç, konuşma bozuklukları, görme bozuklukları, duyusal etkilenmeler ve psikokognitif (algılama ve değerlendirme) bozuklukları gibi nörolojik kayıplara ve vücutta sistemik etkilenme ve işlev bozukluklarına hatta bazen ölüme yol açabilir” uyarısında bulundu.
HASTALIKLAR MUTLAKA TAKİP EDİLMELİ
Beyin damarlarının tıkayıcı (trombo-embolik) hastalıklarının alınacak bazı tedbirlerle önlenebileceğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Kişinin sağlık kontrollerinin ve tedavilerinin düzenli bir biçimde takibi ile en çok kalp-damar sistemine ait ya da diğer sistemlere ait hastalıkların tanınmış olması, gerekli tedavilerin yapılıyor olması ile büyük ölçüde önlenebilir bir hastalık grubudur. Ortaya çıkması ile oluşan nörolojik hasar kişiye ve kayıpların ne olduğuna ve derecesine göre farklı sonuçlansa da sıklıkla erken tanı ve zamanında ve doğru bir tedaviyle günümüz tıbbi imkanları içinde büyük ölçüde geri döndürülebilmektedir” dedi.
İLK DAKİKALARDA MÜDAHALE ÖNEMLİ
Beyin damarlarının bir tıkaç ile tıkanmasının, kalp-damar hastalıklarından, enfeksiyonlardan, tümörlerden, travmalardan kaynaklanabildiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Birincil hastalığın tanınması ile koruyucu tedaviler yapılarak beyin damarlarının tıkayıcı hastalığı büyük ölçüde engellenebilmektedir. Bunun yanında, hastalığın erken tanınması (ilk saatlerde) ile girişimsel müdahaleler yapılarak henüz beyin dokusunda çok ileri hasar oluşmadan hastalık ve etkileri geri döndürülebilmektedir” diye konuştu.