Milli basketbolcu Işıl Alben, Türkiye Basketbol Federasyonu'na özel açıklamalarda bulunurken, Cristiano Ronaldo'yu çok sevdiğini ifade etti.
Milli basketbolcu Işıl Alben, 2014-2015 sezonunda Rus takımı Dynamo Kursk takımında oynarken, "Sezon sonuna yaklaşıldığında başkanın 'kal' baskılarına rağmen evime dönmek istiyorum dediğimde karşımda ağlamaya başladı" dedi.
"SAHADA BİRAZ AGRESİFİM"
Sahada biraz daha agresif olduğunu belirten Alben, "Bu da kazanma hırsımdan kaynaklanıyor. Günlük hayatımda oldukça sakin ve dingin bir insanım. Sesimi bile yükseltmem" dedi.
Kavgacı bir insan oladığını belirten Alben, "Günlük hayatımda en son ne zaman sesimi yükselterek konuştuğumu dahi hatırlamıyorum. Sevdiğim insan bir haksızlığa uğruyorsa medeni bir şekilde hakkını korurum, eğer haksız olduğu bir durum varsa ona haksız olduğunu söylerim ama desteğimi de hissettiririm" diye konuştu.
"RONALDO'YU ÇOK SEVİYORUM AMA HAYRANIM DİYEMEM"
Milli sporcu Işıl Alben, "Ronaldo'yu çok seviyorum ama hayranım diyemem. Tanışma şansım olsa da tanışmak istemezdim. Bana uzaktan izleyip saha içinde ve dışında yaptıklarıyla mutlu olmak yetiyor. Kendisine sportif olarak yaptığı yatırım, yardımseverliğini ve hayranlarına karşı olan duruşunu beğeniyorum" dedi.
"RONALDO İLE MESSI'Yİ KIYASLAMAM DOĞRU OLMAZ"
"Ronaldo mu Messi mi deseler sen ne dersin?" sorusuna ise milli sporcu, "Bu saydığınız ikilileri birbirleriyle kıyaslamanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Sahaya bakınca herkesin gözüne hitap eden hareketler farklı, herkes kendine yakın hissettiği sporcuları daha tutkuyla destekler. Ben Ronaldo ve Federer'i izlerken daha çok keyif alıyorum" şeklinde cevap verdi.
"BU İŞİN BAŞINDA MİHRİBAN OĞUZ OLMASA BEN BÖYLE BİR ŞEYE CESARET EDEMEZDİM"
Kendisinin uzun zamandır çocuklarla basketbol sahasında buluşmak istediğini belirten Alben, "Benim gözümde bu işi yapabilecek tek bir isim vardı, o da Mihriban Oğuz. Periyodik olarak kendisine bunu dile getirdim ve en sonunda oturup ciddi ciddi konuştu benimle. 'Bu çocuk oyuncağı değil, bir kere yola çıkıp sonra sıkıldım diyemezsin, bir işe gireceksek her vaktin olduğunda okula gelip çocuklarla olacaksın' vb. şartları oldu. Ben de hepsini kabul ettim ve başlamış olduk. Açıkçası bu işin başında Mihriban Oğuz olmasa ben böyle bir şeye cesaret edemezdim. Sahadaki efordan daha çok emek ve zaman isteyen ciddi bir idari işler ve organizasyon tarafı var. Hatta şirket kuruluş aşamasında ve Allso'nun en büyük adımlarını attığı başlangıç zamanımızda ben Rusya'daydım. O süreçte her şeyi tek başına yaptı. Şimdi ekibimizle beraber harika organizasyonlar yapıyorlar ve ben daha çok işin eğlence kısmında çocuklarla buluşuyorum. Böyle bir ortağa ve çalışma arkadaşlarına sahip olduğum için çok şanslıyım" dedi.
Şu anda kurduğumuz hayallerimizin çok başındayız ama gelmiş olduğumuz noktadan çok memnun olduğunu belirten Alben, "İstanbul'da bir yaz okulumuz, Çeşme'de bir basketbol okulumuz ve yine Çeşme'de bir sörf okulumuz var. Bunlarla beraber olarak ara vermeden çalışan bizim seçmiş olduğumuz ve yetenekli olduğuna inandığımız yaklaşık 40 çocuğa basketbol bursu veriyoruz. Hedefimiz uzun vadede bu çocuklarımızı milli takımlarda görmek" diye konuştu.
"ALLSO ACADEMY NE SADECE MİLLİ TAKIM DÜZEYİNDE OYUNCU YETİŞTİRMEK İÇİN KURULDU"
Allso Academy bir şirket ama ticari bir şirketten öte işini aşkla yapanların bir araya geldiği bir spor yuvası olduğunu belirten Alben, "Ciddi olarak üstlendiği sosyal sorumluluk projeleri var ve bunu büyük bir keyif ve özveri ile yapıyoruz. Allso Academy ne sadece milli takım düzeyinde oyuncu yetiştirmek için kuruldu ne de para kazanmak için. Bizim burada spor okulundaki önceliğimiz çocuğunu getiren ailelere vermiş oldukları ücretin karşılığını almanın mümkün olduğunu göstermek ve gelen çocuğumuzun ders bittiğinde salondan gülümseyerek çıkması" ifadelerini kullandı.
"BU SENE GİTMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM"
Galatasaray ile kendisinin 2 sene daha sözleşmesi olduğunu vurgulayan Alben, "Açıkçası değişik olaylar olmazsa en azından bu sene gitmeyi de düşünmüyorum. Takımın kimyası ve hedefleri çok değişti. Benim için de seneler sonra tekrar Eurocup'ta oynamak garip olacak. Bundan öncede bir çok antrenörle çalıştım. Yeni antrenörü fazla tanımıyorum. Oyunculuğunu yapmış arkadaşlarım var ama herkesin yaşadığını kendi özelinde değerlendirmek lazım. Neticede ben sahaya çıkıp işimi yapmakla sorumluyum. Elbette takımın hedefleri de motivasyon için çok önemli ancak bu bir iş ve iki tarafta yükümlülüklerini yerine getirmek durumunda. Kariyerimdeki kulüpler bazındaki en büyük başarılarımı Galatasaray ile yaşadım. Hem Eurocup hem Euroleague Şampiyonluğu Kupası'nı kaldırdım. İkisi de Türkiye'de birer ilkti. Benim için elbette çok değerli paha biçilmez zamanlar. Giden hiçbir arkadaşıma gittiği için kırılacak değilim. Geçerli sebepleri olduğuna eminim. Ben de gidebilirdim ama kalmakta benim tercihim. Devamını zaman gösterecek" dedi.
"EVİME DÖNMEK İSTİYORUM DEDİĞİMDE KARŞIMDA AĞLAMAYA BAŞLADI"
2014-2015 sezonunda Rus takımı Dynamo Kursk takımında forma giyen Milli sporcu Işıl Alben, ilk yurt dışı deneyimim olduğu için çok zorlandığını belirterek, "Ocak başına kadar hep dönmek istedim ama bırakmadılar. Kursk takımında özel olduğumu her gün hissettirdiler ve kalmam için her şeyi yaptılar. Ocaktan sonra ben de orada çok iyi vakit geçirmeye ve eğlenmeye başladım. Kursk takımıyla beraber Rus Kupası Şampiyonluğu, Euroleague 3.'lüğü yaşadım. Bu kadar zorluk yaşayıp bir başarı olmasaydı çok üzülürdüm. Sezon sonuna yaklaşıldığında başkanın 'kal' baskılarına rağmen evime dönmek istiyorum dediğimde karşımda ağlamaya başladı. Açıkçası çok şaşırmıştım. Odada ne yapacağımı bilemedim, kalktım sarıldım ve teşekkür ettim. Aramızda hala güzel bir diyalog var oradakilerle ve onları çok seviyorum, sık sık haberleşiyoruz. Kariyerimin devamında tekrar yurt dışı deneyimi yaşamak isterim" diye konuştu.
"SAKATLIK DÖNEMİ HAYATIMIN EN ZOR DÖNEMİYDİ"
Çapraz bağlarının kopmasıyla uzun süre oynayamadın sahanın dışında kalmak nasıl bir duygu sorusuna ise milli sporcu, "Hayatımda yaşadığım en zor dönemlerdi diyebilirim. Hiç kimsenin başına gelmesini istemem. Benim ki bir değil ard arda 2 kere. Sahanın dışında olmak, yaşadığınız rehabilitasyon zamanının sıkıcılığı bir yana bir de geri dönüş performansınızın kaygılarıyla dolu bir zaman. Elbette siz olmasanız bile takımınız kazansın istiyorsunuz ve içten içe sahada bir parçası olamadığınız içinde üzülüyorsunuz. Ağır bir psikoloji. Sahaya çıktıktan sonrası daha da zor. Eski performansınıza ulaşabilecek misiniz kaygısı, ilk maçların heyecanı, sahaya adaptasyon. Kısacası zor zamanlardı" şeklinde cevap verdi.
"BENİ RİO'DA MUTLU EDECEK TEK SONUÇ MADALYA"
Beni Rio'da mutlu edecek tek sonucun madalya olduğunu vurgulayan Alben, "Federasyonumuz bizim en iyi şartlarda hazırlanmamız için bütün imkanları en iyi şekilde sağlıyor. Yaklaşık 10 gündür Slovenya'da dağdayız. Burada ekibimizin her bir parçası tüm gücüyle çalışıyor. Tüm arkadaşlarım her antrenmanda bir adım daha fazla atmak için kendini zorluyor. Eğer madalya alamazsak hem kendim hem de bu takıma emek vermiş her birey için çok büyük üzüntü yaşarım. İşimiz çok zor elbette ama başarılı olmayı İnşallah hak ediyoruzdur ve madalya ile döneriz. Buradaki derece Türk Kadının Dünya da ki duruşu ve ülkemizde kız çocuklarının spora teşvik edilmesi bakımından da büyük önem taşıyor. Bu madalya çok farklı anlamlara sahip olacak" dedi.
"KENDİMİ SAHADA MUTLU VE GÜÇLÜ HİSSETTİĞİM SÜRECE OYNARIM"
Sahada kendisini mutlu ve güçlü hissettiğim sürece oynayacağını belirten Alben, "Bununla ilgili bir süre vermem mümkün değil. Basketbolu bıraktıktan sonra tüm vaktimi Allso Academy'de geçirmeyi planlıyorum" sözlerini tamamladı.