Devleti katliam yapmakla suçlayan "hendekçi akademisyenler"e bir cevap da akademisyenlerden geldi. Birçok akademisyenin imzaladığı bildiride PKK terörü ve onu destekleyenler lanetlendi.
1128 akademisyenin imzaladığı ve devleti "bölge halklarına katliam yapmak"la suçlayan bildiriye akademisyenlerden yanıt geldi.
Bir grup akademisyen, turkiyeicinakademisyenler.com adlı internet sitesi üzerinden yayımladıkları bildiride "Bu Ülkenin Akademisyenleri Olarak Devletimizin ve Milletimizin Yanındayız!" dedi. Bildiriye şu ana kadar 350'nin üzerinde akademisyen tarafından imza atıldı.
Bildiri metni şu şekilde:
Herkesin bildiği üzere üniversiteler, toplumsal değişimin öncülüğünü yapan örgütlerin başında gelmekte; ekonomi, teknoloji ve sosyal alanlardaki çalışmalarıyla toplumu etkilemektedir. Bundan dolayıdır ki üniversitelerin ve akademisyenlerin özerk, bağımsız ve tarafsız olması önemlidir. Ancak söz konusu olan Türk Devleti’nin ve Türk Milleti’nin bekâsı ise bu ülkenin imkânları ile yetişen bir akademisyenin tarafsız olması elbette düşünülemez. Bu şartlarda bir akademisyenin taraf olabileceği tek yer Anayasa’mızda tarifi yapılan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Son zamanlarda buldukları her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti’ni karalamak ve aşağılamak için hiç çekinmeden iftiralar atan, yalan söyleyen ve kendilerini akademisyen olarak nitelendiren bir güruh, devletimizi işkence ve katliam yapmakla suçlamaktadır. Buna karşın aynı güruh, hak ve özgürlük bahanesiyle terör örgütü tarafından katledilen masum bebeklerden, öksüz ve yetim kalmış çocuklardan, şehit edilen ya da yaralanan polis ve askerlerden; yakılan, yok edilen millî, dinî ve tarihî servetten hiç bahsetmemektedir. Ağızlarından demokrasi ve barış sözlerini hiç düşürmeyenler, bu cinayetlerin asıl müsebbibi olan terör örgütünün adını nedense hiç anmamaktadır.
Kırk yıla yakın bir süredir kalleş ve alçak PKK terörünü yaşayan ülkemiz, maalesef sadece bu menfur örgütün kurşunlarına maruz kalmamış, bu ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesine katkıda bulunması amacıyla kendi bağrında yetiştirdiği sözde akademisyenler tarafından da saldırıya uğramıştır. Onların şu anki tavır ve ifadeleri, dağdaki eşkıyanın kurşunlarından daha tehlikeli ve daha alçakçadır. Bu güruhun Türkiye Cumhuriyeti’nden talep ettikleri sözde barışın arkasında yatan hendek siyasetinin tek bir amacının olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes gibi biz de biliyoruz. İnanıyoruz ki, akademik ve insani her türlü hassasiyet ve gerçekten mahrum olan bu bildirinin tek bir amacı vardır: Terörle mücadeleyi akamete uğratmak ve güvenlik güçlerimizin moralini bozmak…
Sonuç olarak, bu kasıtlı ve akademik çehreli cahilane bildiriye reddiye olmak üzere ve Türk Milleti’nin gerçek duygu ve düşüncelerini temsil ve ifade arzusuyla hazırladığımız bu bildiriye imza atan bizler, bilinsin istiyoruz ki şu anda Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde yapılan operasyonlara destek veriyoruz. Milletimizin huzuru için orada dikkat, samimiyet ve cesaretle çarpışan ve bu uğurda kendi çocuklarını yetim bırakan polis ve askerlerimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz.
Çanakkale’de düşmana karşı savaşmak için öğrencileriyle birlikte cepheye giden öğretmen ve öğretim elemanları gibi, ülkemize karşı yapılan bu menfur saldırılara kalemimiz ve yüreğimizle karşı koyacağımızı, operasyonlara sonuna kadar destek vereceğimizi, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin belirlediği esaslar çerçevesinde barışı sağlamak için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getireceğimizi taahhüt ve ilan ediyoruz.
Bizim gibi düşünen Türkiye sevdalısı tüm akademisyenleri imzalarıyla destek vermeye davet ediyoruz.