Dünyanın kara tarihinde büyük yere sahip olan 2. Dünya Savaşı'nda sadece bombalar ve mermiler öldürmedi sivilleri. Bir de yaşanan kaos ve panikte hayatını kaybedenler var. İngiltere bu acı tecrübeyi en ağır şekilde yaşayan ülkelerin başında geliyor.
Londra merkezde bulunan ve en işlek metro istasyonlarından biri olan Bethnal Green, 2. Dünya Savaşı sırasında 173 sivilin hayatını kaybettiği yerin adı. Kuvvetli bir hava saldırısının başlamasının ardından insanlar sığınacak bir yer arıyordu.
En yakın yer, metro istasyonuydu. Tüm metro istasyonlarında olduğu gibi Bethnal Green'in de merdivenleri biraz dik konumdaydı. Önden bir anne ve kızı istasyona doğru girmeye çalıştı. Ancak dengelerini kaybedip aşağıya doğru yuvarlandılar.
Bu kaza zincirleme bir reaksiyona sebep oldu. Anne ve kızının ardından insanlar birbirlerinin üzerine düşmeye başladı. Bazıları o kalabalıktan dahi kaçmayı başarırken 200'den fazla insan üst üste düştü. Aralarından çoğu ezilirken, bazıları ise boğuldu.
Trajik hikaye 8 Mart akşamı saat 20.00'de Londra'nın Doğu yakasında başladı. Almanya ve İtalya'dan gece hava saldırısı olacağına dair söylentiler hızla yayıldı. Barlar ve sinemaların ardından metro istasyonları da sığına olarak kullanılmaya başlandı.
Bethnal Green tren istasyonuna yaklaşık 5 bin kişi sığındı. Önce metronun rayları doldu, ardından da geriye kalan tüm bölümler. O sırada dedikodular doğru çıktı ve sirenler çalmaya başladı. Dışarıda kalanlar panik içinde kendilerine sığınacak bir aramaya başladı.
Bir anda patlamalar duyulmaya başlandı. İnsanlar, bombaların kendi üzerlerine düştüğünü düşünüyordu. Yüzlerce insan 19 basamaktan oluşan metro istasyonunun dar merdivenlerinden aşağıya doğru koşmaya başladı. O sırada yağmur da şiddetini arttırıyordu.
Koşan insanlar, suyun etkisiyle kayganlaşan zeminde koşmaya devam etti. İşte o sırada bir görgü tanığının anlattığına göre gruptan biri, "Bu bir bomba!" diye bağırdı. İşte o anda kaos gerçek yüzünü gösterdi, herkes canını kurtarmak için daha hızlı ve hırçın hareket etmeye başladı.
Resmi raporlara göre o an bir kadın ve bebeği yanında taşıdığı puset ile düştü, ardından yaşlı bir adam üstlerine düştü. Onlar daha yerden kalkamadan diğer insanlar ileriye doğru ilerledi. Arkadakilerin, önde olanlar hakkında hiçbir fikri yoktu.
İnsanlar domino taşları gibi devrilmeye başladı. Önce başkasının üzerine düşüyor, altta kalanın boğulmasına sebep oluyorlardı. Sonra da kendi üstlerine düşenlerin altında kalıp, kendileri boğuluyor, eziliyordu. Çığlıklar ve inlemeler metro istasyonunun duvarlarında yankılanıyordu.
Çok değil, 15 saniye kadar sürdü bu kaos. O kadar kısa bir süre içerisinde yüzlerce insan birbirini ezmişti. Bir süre sonra çığlıklar kesilmeye başladı. İnlemeler azalmıştı. Tablo oldukça acıydı... Metronun girişinden 173 ceset çıkarıldı. Çoğu ezilmiş, ya da boğulmuştu.
Acı olayda hayatını kaybedenler savaş şartlarında oldukları için bir toplu mezara gömüldü. Mahkeme yaşananlar için, "Merdiven ve koridor 15 saniye içinde ölüm koridoruna dönüştü" açıklaması yaptı. Askeri kayıtlar yaşananlar için ışık tutar nitelikte; "O akşam o bölgede düşman savaş uçağı vardı."
Sabah erken saatlerde metrodaki erkeklerden cesetleri kamyonlara yerleştirmeleri istendi. Çoğu boğulma yüzünden ölmüştü. Toplam 27 erkek, 84 kadın ve 62 çocuk. En küçükleri sadece 5 aylık olan bir bebekti. 90 kişi de yaralanmıştı. Yaralılar, çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı.
MEDYA SUSTURULDUYaşanan bu tarjik olayda çarpıcı bir diğer nokta ise, sabah uyanan İngilizlerin hiçbiri bu olaydan haberdar dahi olmadı. Hükümet, savaş çabalarına zarar verebileceğini düşünerek yaşanan durumun haber olarak duyurulmasını yasaklamıştı.
Medya 2 gün boyunca susturuldu, sessiz kalmaya zorlandı. O zaman bile tam anlamı ile haber yapmalarına ve gerçeği söylemelerine izin verilmedi. Ölenler, düşman saldırısı sırasında bomba düşmesi ile hayatını kaybetmiş gibi duyuruldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında en kötü sivil felaketinde ölenleri anmak için küçük bir plaket yapıldı. 2017 yılında, Cennete Merdiven anıtı kuruldu. Ancak, her ne kadar boyanmış ve bir ray monte edilmiş olsa da, tamamen aynı olan merdivenler İngiltere'ye en büyük trajedinin en keskin hatırlatıcısı konumunda.