Murat Ülker, Osmanlı’dan bugüne "eğlence" hayatını yazdı: Eğlenmek ayıp, mutluluk saklanacak bir şey!

Murat Ülker, Osmanlı’dan bugüne "eğlence" hayatını yazdı: Eğlenmek ayıp, mutluluk saklanacak bir şey!

Murat Ülker, Osmanlı’dan bugüne eğlence kültürünün tarihini ele aldığı makalesinde, toplumun mutluluğu ayıp olarak görme eğilimine dikkat çekiyor. Eğlence kavramının zaman içinde nasıl şekillendiğini irdeleyen Ülker, modern dünyada eğlencenin metalaşması ve bireyselleşmesine vurgu yapıyor.

Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından Murat Ülker, kişisel blogunda kaleme aldığı kapsamlı makalesiyle Osmanlı'dan bugüne eğlence kültürünü masaya yatırdı. Ülker, eğlence kavramının tarih boyunca nasıl değiştiğini, toplumların bu kavrama yaklaşımını ve özellikle Türkiye'nin kültürel yapısında eğlencenin neden bir tabu olarak görüldüğünü irdeledi. "Eğlenmek ayıp, mutluluk saklanacak bir şey!" başlığıyla ele aldığı yazısında Ülker, hem tarihi hem de sosyolojik bir bakış açısıyla eğlencenin toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini detaylıca inceledi.

beyoglu-2.jpg

OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E EĞLENCE KÜLTÜRÜ

Ülker’in araştırmasında Osmanlı döneminden itibaren toplumsal eğlencelerin şekillendiği yerler ve etkinlikler dikkat çekiyor. Tekke, hamam, lonca, sünnet düğünleri, kandil geceleri gibi toplu etkinliklerin yanı sıra meyhaneler, meddah gösterileri, zenneler ve Karagöz-Hacivat tiyatroları Osmanlı'da eğlence kültürünün önemli yapı taşlarıydı. Ancak eğlencenin sadece toplumsal bir olgu değil, bireysel mutluluğun da bir parçası olması gerektiğini vurgulayan Ülker, bu dönemlerde dahi mutluluğun paylaşılması gerektiği yönündeki dini öğretilere dikkat çekiyor.

osmanli.jpg

Cumhuriyet dönemine geçişle birlikte eğlence kültüründe de değişim yaşandı. Kahvehaneler, sinemalar, gazinolar ve lunaparklar gibi yeni sosyal alanlar, bireysel eğlencenin ve modern hayatın birer parçası haline geldi. Ancak bu süreçte eğlenceye yönelik yaklaşım da belirgin bir şekilde dönüşüm geçirdi. Ülker’e göre, Cumhuriyet’in erken dönemlerinde Batı'dan ithal edilen balolar, tangolar ve resmi törenlerle eğlence, neredeyse elit bir olgu haline geldi. Halkın büyük kesimi için ise eğlenmek, toplum tarafından ayıplanacak bir davranış olarak görülmeye devam etti.

“EĞLENCENİN DİNİ VE KÜLTÜREL BOYUTLARI”

Murat Ülker, eğlence kavramının İslam'daki yerini de ele alarak, selamlaşmanın ve mutluluğun paylaşılmasının dinin bir gerekliliği olduğuna vurgu yapıyor. Ancak, toplumsal yapıların bu anlayıştan uzaklaştığını belirtiyor. Dini bayramlarda yapılan kutlamaların, mevlitler ve diğer dini ritüellerin de aslında birer eğlence biçimi olduğunu belirten Ülker, bu tarz etkinliklerin çoğunlukla manevi bir şükür veya toplumsal dayanışma çerçevesinde şekillendiğini ifade ediyor. Buna karşın, bireysel mutluluğun gösterilmesinin ayıplandığı bir toplum yapısına doğru evrildiğimizi söylüyor.

sahil.jpg

EĞLENCENİN MODERNLEŞME SÜRECİ

Ülker’in yazısında vurguladığı en önemli noktalardan biri de eğlencenin modernleşme süreciyle birlikte metalaşması. Eğlencenin, tüketim kültürünün bir parçası haline geldiğini ve bireylerin eğlenme ihtiyacının artık toplumsal beklentilerle değil, ticari unsurlarla şekillendiğini belirten Ülker, bu değişimin Türkiye’ye nasıl yansıdığını da detaylandırıyor. 1950’lerde İstanbul’da gazino kültürünün şekillenmesiyle başlayan bu süreç, eğlencenin lüks bir tüketim maddesi haline gelmesine neden oldu. Gazinolarda ünlü sanatçıları izlemek, Batı'dan gelen eğlence formlarının yerli kültürle harmanlanmasıyla daha geniş bir kitleye yayıldı.

Ülker, aynı zamanda 1970'lerden itibaren Türkiye’de eğlence sektöründe büyük bir dönüşüm yaşandığını ve bu dönüşümün özellikle taşra kültüründe yankı bulduğunu anlatıyor. Anadolu’nun küçük şehirlerinde, meyhaneler ve gazinolar, kırsal hayatın monotonluğundan kaçış sağlayan birer modernlik deneyimi olarak ortaya çıktı. Bu eğlencelerin, bireylerin sıkıntılarını unutmalarını sağlayan ve modern dünyaya entegrasyonlarını kolaylaştıran unsurlar haline geldiğini belirten Ülker, erkeklik kavramı üzerinden de eğlence hayatını yorumluyor.

jazz.jpg

EĞLENCE VE ERKEKLİK İLİŞKİSİ

Makalenin en dikkat çeken bölümlerinden biri, taşra eğlencelerinin erkeklik algısıyla olan ilişkisi. Ülker, Osman Özarslan’ın araştırmalarına atıfta bulunarak, erkeklerin eğlence anlayışının büyük ölçüde toplumsal statülerini yeniden inşa etmeye yönelik olduğunu vurguluyor. Erkeklerin gece hayatında, gazinolarda ve meyhanelerde elde ettikleri statülerin, erkeklik rollerini pekiştiren önemli unsurlar haline geldiğini belirtiyor. Taşra toplumunda eğlencenin büyük ölçüde erkekler tarafından şekillendirildiğini ve bu eğlence biçimlerinin erkeklik imajının güçlenmesi için bir araç olarak kullanıldığını ifade ediyor.

maksim.jpg

GELECEKTE EĞLENCE NASIL ŞEKİLLENECEK?

Murat Ülker’in yazısında gelecekte eğlence kültürünün nasıl bir yön alacağına dair görüşler de yer alıyor. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte eğlencenin giderek bireyselleşeceğini ve dijital platformlar aracılığıyla şekilleneceğini belirten Ülker, toplumsal eğlencelerin yerini daha fazla bireysel etkinliklerin alacağını öngörüyor. Ancak bu süreçte, geçmişin eğlence kültürünün de izlerinin kaybolmaması gerektiğine vurgu yapıyor. Toplumsal birlikteliği sağlayan ve insanların bir araya gelmesini mümkün kılan geleneksel eğlencelerin, modern dünyada da bir yer bulması gerektiğini savunuyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN