Genel kültür toplumlarının kendi yaşam alanları ve şartları doğrultusunda istemli ya da istemsiz olarak oluşan olguların yaşanması şekli olarak nitelendirilmektedir. Asimilasyon belli bir toplumun kültürüne dışsal müdahalelerle değişime uğratılması olarak görülmektedir.
Asimilasyon politikaları genel olarak güçlü toplumların daha azınlıklık ve güçsüz toplumları üzerine kültürel, çevresel, dinsel ve psikolojik baskılarla kendine benzetmeye çalışmaktır. Asimilasyonlar çevresel olarak elle aldığımızda bir orman alanının insanoğlunun çıkarları doğrultusunda şekillendirme çalışılması veya dönüştürmesi gibi, bu çerçevede orman alımında yaşamlarını sürdüren hayvanların yerinde edilmesi ya da başka yerlerde kendilerine yaşam bulmaları sonucunda hem çevresel hem de yaşamsal olarak ciddi bir dönüşümle asimilasyon başlamaktadır.
Dinsel olarak asimilasyonlar daha ilginç ve daha kanlı sonuçlarla tarih boyunca tekrarlanmaktadır. Çoğu kesimlere göre en büyük asimilasyonlar din ile yapılmaktadır. Din güçlü veya güçsüz olması fark etmeden etkisini ciddi bir şekilde hissettirir. Bu netice dinsel asimilasyonlar en tehlike ve kışkırtıcı olan asimilasyonlardır. Örneğim Haçlı seferlerinin düzenlenme ve oluşum şekillerine bakıldığında din faktörünün nasıl etkili bir güç olduğu ortadadır.
Psikolojik asimilasyon aslında görünürde her şeyin iyi olduğu kimsenin kimse ile pek bir sorununun olmadığını düşünülmektedir. Güçlü tarafın güçsüz tarafa düzenli olarak uyguladığı kültürel, çevresel ve dinsel baskıların bütünlüğüne psikolojik baskıdır.
Kültürel asimilasyonlar zamana bırakılmış bir asimilasyondur. Asimilasyon olarak daha geniş bir alan ve devamlılığa dayanmaktadır. Kültürel asimilasyonlar her alan da kendini hissettirmektedir. Uygulama alanı o kadar çok geniş ki hayatımızın her alanında hissettirmektedir. Mesela TV, eğitim, sağlık, iş hayatı ve sokakları buna dâhil edebiliriz.
KÜLTÜREL DEĞİŞİMLERİN SONUÇLARI
Değişimlerin ve dönüşümlerin hızlı bir şekilde yaşamımızda yer alması bizim konturumuzun dışında gelişmelerini göstermektedir. Yaşamlarımızda genel kültür ne kadar önemli olsa da; yaşamak için çoğu dönüşümlere ve kabul etmediğimiz olgulara evet demek zorunda bırakılıyoruz. Kültürel değişimleri bizim değişim isteğimizden çok dış etkenlerle değişime uğramaktadır. Çoğu insan bu değişimleri ve dönüşümlerle çatışmak durumda kalabiliyor. Amerika Birleşik Devletinde yaşayan zencilerin, beyaz ve siyah çatışmalarının sonuçlarında ortaya çıkan olayların ülke bazında ne kadar hasarlara ve sıkıntılara neden olduğunu bütün dünya bilmektedir.