Demokrat Parti Lideri Uysal, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Uysal, "Türk siyasi tarihinin en adaletsiz seçimini geride bıraktık. Erdoğan kirli ve eşit rekabet imkanı olmayan bir seçimi sayısal olarak kazanmış, siyasal olarak kaybetmiştir" dedi.
İkinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucuna göre Recep Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Cumhur ittifakının adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan 52,14 oranında oy alırken Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise 47,86'da oy oranına sahip oldu.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına ilişkin, "Türk siyasi tarihinin en adaletsiz seçimini geride bıraktık. Erdoğan kirli ve eşit rekabet imkanı olmayan bir seçimi sayısal olarak kazanmış, siyasal olarak kaybetmiştir" dedi.
"28 Mayıs'ta ikinci turu yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunun, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum" diyen Uysal, "Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz günden bugüne kadar hiç görülmemiş şekilde kamunun imkan ve araçlarının “bir siyasi parti lehine” hareket ettiği ve bir “tek parti iktidarı”nın varlığını kanıtlayan seçim dönemini geride bıraktık" ifadelerini kullandı.
"SİYASETTE 'HAKSIZ REKABETİN' EN KESİF ÖRNEĞİ İLE KARŞILAŞTIK"
Uysal, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
"Bir tarafta iktidar ve iktidarın tüm imkanları, dahası iktidarın yedeğine aldığı birçok kirli güç unsuru, diğer tarafta ise yıllardır süren hukuksuzluk, haksızlık ve yolsuzluklara karşı kısıtlı imkanlar ve seçmenin samimi desteğinin rekabetine tanık olduk. Aslında iktidarın sahip olduğu imkanları düşündüğümüzde siyasette 'haksız rekabetin' en kesif örneği ile karşılaştık.
Kamu kaynakları ile yani oyunu almadıkları, bunun için de “terörist”, “hain”, “dinsiz” ve “bayraksız” ilan ettikleri insanların da vergileri ile satın aldırılan medya gruplarının, devletin medya organı olması gereken TRT ve Anadolu Ajansı'nın iktidar lehine propaganda yapması, yargı ve kolluk güçlerinin iktidar aleyhine oluşabilecek her eyleme 'taraf'lı müdahalesi ile adil olmayan bir kampanya döneminde mücadele ettik.
"HANELERİN İÇİNE NİFAK VE NİZA SOKMAKTAN GERİ DURMAYAN BİR ANLAYIŞIN KAMPANYASINI İZLEDİK"
Memleketin neredeyse yarısının türlü hakaretlere maruz kaldığını, çeşitli suçlarla isnat edildiğini, kazanmak uğruna aile içine, mahalle içine, hanelerin içine nifak ve niza sokmaktan geri durmayan bir anlayışın kampanyasını izledik.
Geldiği gelenek ve durduğu siyasi zemini 'İslami' olarak niteleyen bir iktidarın, tek gayreti ve amacı; tek bir kişinin ailesi ve çevresinin güvenliğini sağlamak olan bir örgütlü yapının İslam'ın emirlerini nasıl çiğnediğini, 'beyt-ül malı' kendi amaçları için nasıl yağmaladığını gördük."
"TÜRK SİYASİ TARİHİNİN EN ADALETSİZ SEÇİMİ"
Türkiye'de konut fiyatlarından vatandaşlarımızın güvenliğine, ülkemizin bekasına verdiği ve vereceği zarar aşikâr düzensiz göçmenlerin, geçici koruma statüsündeki yabancıların, onurlu 'vatandaşlığımızı parasıyla satın alanların' bu derece savunulmasının asıl sebebini, seçim sonucu yapılan kutlamalar ve oy verme işlemindeki vaziyetten tahlil ettik.
Özetle; Türk siyasi tarihinin en adaletsiz seçimini geride bıraktık. Buna karşın Türkiye'de değişime ihtiyaç duyan, refah, adalet ve demokrasi arayan, bu değerlerin bilincinde olan ve artı değer yaratan milyonlarca insanın desteği ile umut var olduk.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız merhum Süleyman Demirel'in izah ettiği gibi; “siyaset ancak dava bittiğinde biter.” Eminim ki milletimizin demokrasi, adalet ve hürriyet davası asla bitmeyecek ve şüphesiz milletimiz topyekûn galip gelecektir.
"ASIL KAZANÇ, ŞAHSİ İKBAL KAYGISI OLMAKSIZIN VERİLMİŞ MÜCADELEDİR"
Millet İttifakı’nın Ortak Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde verdiğimiz mücadele, inandığımız değerlere ve hayalini kurduğumuz Türkiye'ye ulaşmak için verilmiş mücadeledir.
İnandığımız değerlere karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın huzuru içindeyim. Bilmenizi isterim ki geride bıraktığımız 2 yılı aşkın zamanda bizler için asıl kazanç; zerrece menfaat, şahsi ikbal kaygısı olmaksızın verilmiş mücadele, dökülmüş terdir."