ürk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), kayyım atamaları ve etki ajanlığı düzenlemelerini eleştirerek, bu uygulamaların demokrasiyi tehdit ettiğini ve toplumun özgürlüklerini daraltan adımlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), kayyım atamaları ve etki ajanlığına yönelik eleştirilerde bulundu. TÜSİAD, "Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalıyız. Ülkemizin dünyada siyaset ve ekonomi alanındaki etkisini, demokrasisinin ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir." ifadelerini kullandı.
TÜSİAD, yerel yönetimlere kayyım tayinini eleştirerek, "Yerel yönetimlere kayyım tayini uygulaması, sonuç olarak o kentte ve ilçelerde yaşayan yurttaşları seçilmiş bir yerel yönetimden mahrum etmek sonucunu doğurmaktadır. Kayyım ataması bağlamında cezalandırılan, görevden alınan yerel yönetici değil, onu seçen halk olmaktadır." dedi. Ayrıca, görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişinin demokratik yollarla belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
“ETKİ AJANLIĞI” ENDİŞESİ
TÜSİAD, TBMM gündemine gelen ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu değişikliğine dair belirsizliklere de dikkat çekti. "Mevcut haliyle, STK’ların, basının, araştırmacı ve akademisyenlerin hangi eylemlerinin suç oluşturabileceğine dair çok sayıda belirsizlik içeren yeni suç tarifinin herkes için güvensiz ve öngörülemez bir ortam yaratması riski bulunmaktadır." vurgusunda bulundu.
TÜSİAD, özgürlükleri daraltan düzenlemelerden kaçınılması ve hukuk güvenliğinin sağlanması gerektiğini belirtti. "Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalı, hukuk güvenliği ile öngörülebilirliği sağlamalıyız." ifadeleriyle çağrıda bulundu.
TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalıyız. Ülkemizin dünyada siyaset ve ekonomi alanındaki etkisini, demokrasisinin ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir. Kanunlar tüm vatandaşları ve kurumları bağlayıcıdır. Bununla birlikte, gündeme gelen her bir siyasi gelişme veya mevzuat değişikliği algı ve beklentiler üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle her bir adımımız demokrasinin ve güven ortamının iyileştirilmesi beklentilerine hizmet etmelidir. Yerel yönetimlere kayyum tayini uygulaması, sonuç olarak o kentte ve ilçelerde yaşayan yurttaşları seçilmiş bir yerel yönetimden mahrum etmek sonucunu doğurmaktadır. Kayyum ataması bağlamında cezalandırılan, görevden alınan yerel yönetici değil, onu seçen halk olmaktadır. Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli ve görevden alınan yerel yönetici hakkındaki ceza soruşturması da bir taraftan kendi mecrasında sürdürülebilmelidir.
"Belirsizlik içeren yeni suç tarifinin herkes için güvensiz ve öngörülemez bir ortam yaratması riski bulunmaktadır"
Yine son haftalarda TBMM gündemine gelmiş olan ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu değişikliğinin içerdiği belirsizlikler, çelişkili ve tartışmaya açık uygulamalara neden olabilecek ve hak ve özgürlüklere orantısız bir sınır getirebilecektir. Mevcut haliyle, STK’ların, basının, araştırmacı ve akademisyenlerin hangi eylemlerinin suç oluşturabileceğine dair çok sayıda belirsizlik içeren yeni suç tarifinin herkes için güvensiz ve öngörülemez bir ortam yaratması riski bulunmaktadır. Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalı, hukuk güvenliği ile öngörülebilirliği sağlamalıyız.