Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar, iklim değişikliği ve hava kirliliğinin 2100 yılına kadar yaklaşık 30 milyon kişinin ölümüne yol açabileceğini ortaya koydu. Max Planck Kimya Enstitüsü'nün çalışması, bu çevresel tehditlerin ciddi sonuçlarına dikkat çekiyor.
Bilim insanlarının yaptığı son araştırmalar, iklim değişikliği ve hava kirliliğinin dünya üzerindeki etkilerinin sanılandan çok daha yıkıcı olabileceğini ortaya koydu. Max Planck Kimya Enstitüsü’nden uzmanlar tarafından yürütülen kapsamlı bir çalışma, bu iki çevresel tehdidin, 2100 yılına kadar yaklaşık 30 milyon kişinin ölümüne yol açabileceğini gösteriyor. Araştırma, özellikle düşük gelirli ve yoğun nüfuslu bölgelerde felaket senaryolarını işaret ediyor.
2000-2090 yılları arasındaki verilerin 10 yıllık aralıklarla analiz edilmesiyle gerçekleştirilen çalışmada, ölüm oranlarının bölgesel farklılıklar gösterdiği tespit edildi. Araştırma, özellikle Güney ve Doğu Asya’nın iklim değişikliği ve hava kirliliği etkileri nedeniyle ciddi risk altında olduğunu ortaya koydu. Bu bölgelerdeki yüksek nüfus yoğunluğu, yaşlanan toplumsal yapı ve sürekli kötüleşen hava kalitesi, ölüm oranlarını artıran ana faktörler arasında yer alıyor.
Getsurrey'de yer alan habere göre; Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik gibi daha yüksek gelirli bölgelerde ise ölüm nedenlerinde farklı bir eğilim gözlemleniyor. Bu bölgelerde, hava kirliliği yerine aşırı sıcaklıkların daha fazla ölüme yol açması bekleniyor. ABD, İngiltere, Fransa, Japonya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde bu eğilim şimdiden kendini göstermeye başladı.
KÜRESEL ISINMA FELAKET SENARYOSUNA YAKLAŞIYOR
Birleşmiş Milletler’in yayımladığı son rapor, 2100 yılına kadar küresel sıcaklıkların 3,1 derece artabileceği uyarısında bulunuyor. Bilim insanları bu durumu, "felaket senaryosu" olarak değerlendiriyor. İklim değişikliğinin etkileri şimdiden kendini hissettirirken, bu artışın gıda üretimi, su kaynakları ve ekosistemler üzerinde yıkıcı etkiler yaratacağı belirtiliyor.
Max Planck Kimya Enstitüsü’nden Dr. Andrea Pozzer, sıcaklık artışlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerini şu çarpıcı istatistiklerle dile getirdi:
"2000 yılında aşırı sıcak ve soğuk hava koşulları nedeniyle her yıl yaklaşık 1,6 milyon kişi hayatını kaybediyordu. Bu rakamın 2100 yılına kadar 10,8 milyona ulaşması bekleniyor. Bu, ölüm oranlarında yedi katlık bir artış demek."
DÜŞÜK GELİRLİ BÖLGELERDE RİSK DAHA YÜKSEK
İklim değişikliği ve hava kirliliğinin en çok düşük gelirli ve yoğun nüfuslu bölgelerde etkili olacağı tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar, sağlık hizmetlerine erişim kısıtlılığı, altyapı yetersizliği ve ekonomik zorluklar nedeniyle bu sorunların sonuçlarını daha ağır yaşayacak.
Güney Asya, özellikle bu anlamda kritik bir risk bölgesi olarak öne çıkıyor. Hava kirliliği nedeniyle solunum yolu hastalıkları ve aşırı sıcaklıklar yüzünden meydana gelen ölümler, bu bölgelerde alarm verici seviyelere ulaşabilir.
Uzmanlar, bu karamsar tabloya karşı güçlü politikalar geliştirilmediği takdirde, ölümlerin kaçınılmaz bir şekilde artacağını vurguluyor. İklim değişikliği ve hava kirliliğiyle mücadele etmek için:
- Daha temiz enerji kaynaklarına geçiş,
- Karbon salınımının hızla azaltılması,
- Hava kalitesinin iyileştirilmesi,
- İklim değişikliğine uyum politikalarının uygulanması şart görülüyor.