Meclis'e giren sokak hayvanlarına yönelik ötanazi teklifi tartışılmaya devam ediyor. Eğer yasa yürürlüğe girerse, sokak hayvanlarına sağlıklı olmalarına rağmen ötanazi uygulanabilecek. Ayrıca teklif, mevcut "yakala-kısırlaştır-sal" yönteminin terkedilmesini de içermekte ve yeni düzenlemeleri öngörmekte. Tartışmalarla birlikte en çok merak edilen konulardan biri ise 'Avrupa'da bu gibi durumlarda ne yapıldığı'. Sunulan yasa teklifi, Avrupa'yla karşılaştırıldığında büyük farklılıklar gösteriyor.
Türkiye'de sahipsiz hayvanların ötanazi ile popülasyon kontrolü yasa teklifi, büyük tartışmalara yol açtı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan bu teklif, sokak hayvanlarına sağlıklı oldukları halde ötanazi uygulanmasını öngörüyor. Mevcut "yakala-kısırlaştır-sal" yönteminin de terk edilmesi planlanıyor.
AVRUPA'DAKİ UYGULAMALAR
Avrupa'da hayvan hakları konusunda çeşitli düzenlemeler mevcut olsa da, sahipsiz hayvanların nasıl kontrol altına alınacağına dair ortak bir çerçeve bulunmuyor. Türkiye'nin de imzaladığı "Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi" ötanaziye yasal dayanak oluşturuyor ancak bu tedbirin "acı, ıstırap ve sıkıntıya neden olmayacak şekilde" alınmasını şart koşuyor.
ALMANYA VE DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ
Almanya, sahipsiz hayvanların popülasyonunu kontrol etmek için "yakala-kısırlaştır-sal" yöntemini veya sağlıklı hayvanlara ötanazi uygulamasını tercih etmiyor. Almanya'da sadece tedavi edilemez derecede hasta veya saldırgan hayvanlar ötanazi ile uyutulabiliyor ve bu süreç sıkı kurallara tabi. Aynı zamanda Almanya'da evcil hayvan sahipliği oranı oldukça yüksek; ülkede sahipli 10,6 milyon köpek ve 15,2 milyon kedi bulunuyor.
İspanya, İtalya ve Polonya gibi ülkelerde de ötanazi, yalnızca tedavisi mümkün olmayan hastalık durumunda uygulanabiliyor. İspanya ve Fransa gibi ülkelerde evcil hayvanlarını sokağa terk edenlere ağır para cezaları uygulanıyor.
YUNANİSTAN VE BALKAN ÜLKELERİ
Yunanistan ve birçok Balkan ülkesinde "yakala-kısırlaştır-sal" yöntemi yaygın olarak kullanılıyor. Ancak PETA gibi hayvan hakları örgütleri bu yönteme karşı çıkıyor ve kısırlaştırma programlarına daha fazla hız verilmesini öneriyor.
ROMANYA ÖRNEĞİ
Türkiye'deki teklifin en yakın örneği Romanya'da görüldü. 2001 yılında Romanya'da başlatılan toplu ötanazi uygulaması, yakalandıktan sonra 7 gün içinde sahibi bulunamayan hayvanların uyutulmasını öngörüyordu. Bu uygulama, Avrupa genelinde büyük tepki çekmiş ve Romanya'ya yönelik Avrupa Birliği yardımlarının tartışmaya açılmasına yol açmıştı.
TÜRKİYE'DEKİ DURUM VE TARTIŞMALAR
DW Türkçe'de yer alan habere göre; Türkiye'de yapılan düzenlemede, 2024 yılı itibarıyla toplam 105 bin hayvan kapasiteli 322 barınak bulunuyor. Ancak bu barınaklar, mevcut sokak hayvanı popülasyonunu karşılamaktan oldukça uzak. Türkiye'de her yıl en fazla 342 bin 879 hayvan kısırlaştırılabiliyor, bu da toplam popülasyonun sadece yüzde 8,5'ine tekabül ediyor.
Hayvan hakları savunucuları, sahipsiz hayvanlar kadar evcil hayvanlar için de kısırlaştırma zorunluluğu getirilmesini savunuyor. Türkiye'de, hayvan sahiplerinin yalnızca yüzde 25'inin evcil hayvanlarını kimliklendirdiği belirtiliyor, bu da sokağa terk edilen hayvanların sahiplerini bulmayı zorlaştırıyor.
TBMM'ye sunulan yasa teklifi, Türkiye'de hayvan hakları konusunda ciddi tartışmalara neden oldu ve Avrupa'daki uygulamalarla karşılaştırıldığında büyük farklılıklar gösteriyor.