Türkiye'yi sarsan deprem felaketinin ardından afetzedelere yardım için gönüllü hizmet veren sağlık çalışanlarından olan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı bir profesör, Ankara'da kendi çapında başlattığı yardım çalışmasını, reklam olmaması adına isminin yazılmaması şartıyla KARAR'a anlattı.
BUSE YILMAZ | KARAR
On bir ilimizde büyük yıkıma yol açan deprem felaketinin acısı 85 milyonun dayanışması ve kenetlenmesiyle azaltılmaya çalışılırken, Türk insanının bu süreçte gösterdiği fedakarlık örnekleri de bir nebze teselli ve ümit olmaya devam ediyor.
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin olduğu gün, afet bölgesine gitmek istediğini fakat yaşı gereği gidemeyeceğini belirten bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, bir şekilde depremzedelere fayda sağlamak istediği için hizmet verdiği il olan Ankara'ya ulaşan, doğum vakitleri yaklaşmış kadınların doğumlarını ücretsiz olarak gerçekleştirme kararı aldı. Başkentte bir özel hastane ile anlaşarak böyle bir yardım faaliyetini hayata geçiren Profesör, bu şekilde onlarca doğum yaptırdı.
Deneyimlerini paylaşması için ulaştığımız Profesör, bu uygulamayı yalnızca yardımsever duygular ve iyi niyetle hayata geçirdiğini belirterek, adının ve fotoğrafının kullanılmaması şartıyla, yaşadığı duygusal deneyimi aktardı.
''HERKES BİR UCUNDAN TUTSUN' DEDİM'
Kendi isminin değil, iyiliğin paylaşılmasını isteyen Profesör, yaşadığı dokunaklı anları KARAR'a anlattı:
"Depremin olduğu ilk gün henüz yardımlar ulaşmamışken, yaşım gereği de oraya gidemiyorum, herkes bir ucundan tutsun dedim ve Ankara'ya ulaşan depremzedelerin doğumlarını ücretsiz yaptırırım diye düşündüm. Ama özel hastanelerin de elbette kabul etmesi gerekiyordu. Yakın bulduğum bir özel hastaneyle konuştum, ikna ettim. Kabul ettiler sağ olsunlar. O ilk günlerde Ankara'da bu doğumları gerçekleştirdik.
'GÖZYAŞLARIMDAN ULTRASONU GÖREMEDİM'
Bir tanesi Adıyaman'dan gelen bir aileydi. Sosyal medyada duyurmuştuk ücretsiz doğum yaptıracağımızı, oradan duymuşlar sanırım. Kadıncağız içeriye girdi, perişan vaziyette, karnı burnunda. Eşi de kapıda. Dedi ki 'Hocam biz 4 gündür açıkta yatıyoruz, üstümüz başımız toz toprak içinde. Ben içeriye girmeyeyim, hanım girsin yeter' dedi. O anda tabii boğazımıza bir şey düğümlendi. Hatırlar mısınız Soma'daki madenciyi, sedyede çizmelerini çıkarmak istemişti, o aklımıza geldi. Gözyaşları içindeydik. Herkes şahit, ultrason ekranını göremedim gözyaşından. Çok kötü bir tabloydu. Doğumunu yaptırdık, güzelce ilgilenildi. Çıkarken de adam 'Hocam biz başka bir isim düşünmüştük ama izninizle sizin isminizi koyacağız' dedi. Yine bir ağlattı beni.
'ASGARİ ÜCRETLİ ÇALIŞANLAR HASTANEYE BATTANİYE, MAMA YIĞDI'
Bir de o hastanede asgari ücretle çalışan hastabakıcılar var. Onlar kendi evlerinden mama, biberon, battaniye yığdılar. Sırf yardıma muhtaç insanlar için. Ve bu devam etti. Çok sayıda bu ücretsiz doğumlardan da oldu.
Aklımdan gitmeyen biri de, ikizlere gebe bir kadın için ayın 6'sında Hatay'da sezaryen planlanmış. Ertesi gün hastaneye yatması planlanıyor. O gece deprem oluyor. Yani bir gün önce yatsa karnında evlatlarıyla enkaz altında kalacak. Neyse ki onlar da canlarını kurtardılar.
'BUNLARI REKLAM YAPMAK İÇİN ANLATMIYORUM'
Bu yardımlar sürdü. Sadece ücretsiz doğum da değil, onların ihtiyaçlarını da temin ettik hastane olarak. Hatta bunlardan birinin Ankara'da kimseleri yoktu, kalacakları yerleri yoktu. Ne planlayarak buraya geldiler bilmiyorum. Onlara hastane yönetimi bir lojman açtı. Onlara da elimizden geldiğince yardım ettik. Lohusa kadının hijyenik pedine kadar temin ettik. Ben bunları anlatıyorum ama üzmek ya da reklam yapmak için anlatmıyorum. Bu nedenle adımın paylaşılmamasını istedim. Hakkımda 'Depremzedelerin, zor durumdaki insanların üzerinden prim yapıyor' densin istemiyorum."
