TTB, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin sorunları ile ilgili yaptığı ankete göre; hekimlerin yüzde 75’ine yakını yasal olarak belirlenenden daha uzun süre çalışmaya zorlanırken, yüzde 64,67’si fazla çalışmanın ücret karşılığını alamıyor. TTB, “Özel sağlık kuruluşlarında hekimler aleyhine birçok madde içeren dayatmacı sözleşmelere son verilmeli. Meslektaşlarımızın çalışma koşulları ve çalışma alanları insanca çalışmaya olanak verecek biçimde düzenlenmelidir” çağrısı yaptı.
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Özel Hekimlik Kolu, özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin sorunlarını saptamaya yönelik “Özel Sağlık Kurumlarında Çalışan Hekimlerin Çalışma Koşulları, Ekonomik ve Sosyal Durumları, Mesleki Memnuniyetleri Gibi Mesleksel Özelliklerinin Saptanması” başlıklı anket çalışması yaptı. Anket sonuçlarını bugün düzenlediği çevrimiçi basın toplantısında TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya paylaştı. 65 ilden 1370 hekimin katıldığı anket sonuçları şöyle:
'ÖZEL HEKİMLERİN YÜZDE 32’SİNİN PRİMLERİ OLMASI GEREKENDEN DAHA DÜŞÜK DÜZEYDE YATIRILIYOR'
"Özel hekimlerin yüzde 60,51’i 21 yıl ve üstü süredir çalışıyor. Buna karşın yüzde 55’i 10 yıl ve altı süredir özel sektörde çalışıyor. Sadece yüzde 19,78’inin aylık kazancı yaşamını sürdürebilmesi için yeterli oluyor. Yüzde 32’sinin primleri olması gerekenden daha düşük düzeyde yatırılıyor. Yüzde 26,72’sinin gelirleri yarıdan fazla, yüzde 27,3’ünün gelirleri de yarıdan az oranda düştü. Yüzde 27,45’inin gelirlerinde anlamlı bir değişiklik olmadı. Gelirinin arttığını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 13,43 oldu.
'YÜZDE 62’Sİ CİRO BASKISI YAŞIYOR'
Yüzde 75’ine yakını yasal olarak belirlenenden daha uzun süreler çalışmaya zorlanıyor. Buna karşın yüzde 64,67’si fazla çalışmanın ücret karşılığını alamıyor. Yüzde 73,35’i resmi tatillerde de çalışmak zorunda kalıyor. Yüzde 33,36’sı daha zor ve daha az izin alabiliyor. Yüzde 62,63’ü ciro baskısı yaşıyor. Yüzde 56,86’sı iş güvencesi kaygısı yaşıyor. Emekli olma kaygısı yaşamayanların oranı sadece yüzde 25,62.
'YÜZDE 71’İ OLANAĞI OLSA YURTDIŞINA GİDEBİLECEĞİNİ BELİRTİYOR'
Yüzde 54,96’sı bilimsel toplantı ve kongrelere katılamıyor. Sadece yüzde 29,49’u çalışma koşullarından memnun. Yüzde 71,61’i olanağı olsa yurtdışına gidebileceğini belirtiyor. Yüzde 64,84’ü hekimliğin değersizleştirilmesini, yüzde 45,44’ü Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı, yüzde 41,36’sı sağlık politikalarını, yüzde 26,19’u ülkenin genel ekonomik durumunu emeklerinin karşılığını alamama sebebi olarak görüyor."
'ÖZEL HEKİMLERİN ÇOĞU GELECEK KAYGISI YAŞIYOR'
Basın toplantısında söz alan Özel Hekimlik Kolu’ndan Dr. Ömer Buhşem, görüştükleri özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin mutsuz olduklarını söylediğini ve gelecek kaygısının ise başlıca sebep olarak görüldüğünü aktardı. Sorunların birikmiş bir halde olduğunu kaydeden Buhşem, özel sektörde özlük haklarının korunabilmesi için standart bir sözleşme oluşturulması gerektiğini ifade etti.
'SON YASAL DÜZENLEMEYLE BİRLİKTE HEKİMLERİN HAK ARAMA VE ÖRGÜTLENME ZEMİNLERİ KAYDIRILDI'
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Cegerğun Polat, çalışma usullerine ilişkin yaptıkları anket çalışmasını aktardı. Hekimlerin yüzde 60’ının serbest meslek erbabı olarak çalıştığını belirten Polat, son yasal düzenlemeyle birlikte hekimlerin hak arama ve örgütlenme zeminlerinin kaydırıldığını dile getirdi. TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten de özel sağlık kurumlarında çalışan hekimlerin özellikle sözleşmelerine dikkat etmesi ve ihtiyaç halinde hukuki destek almaları gerektiğini ekledi.
Anket çalışmasına ilişkin değerlendirme metni, özetle şöyle:
'İŞ GÜVENCESİ DEVLET VE TEKELCİ SAĞLIK SERMAYESİ İŞ BİRLİĞİ İLE ORTADAN KALDIRILMIŞTIR'
"Piyasa dinamikleriyle hareket eden özel sağlık sektörü, binlerce sağlık çalışanının çalışma koşullarını serbest piyasa koşullarına göre yeniden oluştuğu bir ortam yaratmıştır. Yerli ve uluslararası sağlık sermayesi, sağlık alanından karlarını artırmak için müşteri olarak gördükleri hastaları özel hastaneler dışında gidebilecekleri alanları daraltmış ve ucuz hekim işgücü yaratmıştır. Özel sağlık kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızın iş güvencesi devlet ve tekelci sağlık sermayesi iş birliği ile ortadan kaldırılmıştır.
'İŞ GÜVENCESİ ORTADAN KALKTI'
Meslektaşlarımız şirket kurmaya zorlanarak taşeron çalışma ilişkisi oluşturulmuştur. Sağlığın para ile alınıp satılan bir metaya dönüşmesi ile hekimler giderek emekleri üzerindeki belirleyicilikleri kaybetmiş, ücretlerindeki azalmanın yanı sıra iş sözleşmesi (bordrolu-4a) yerine hizmet alım sözleşmesi (şirket-4b) ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yönde özel sağlık sektörü tarafından hekimlere yönelik “ikna”, tehdit, işe son verme de dahil her türlü etik ve yasadışı yöntem uygulanmaktadır. İş güvencesi ortadan kalkarken ücret ödemelerinde aksama, düzensiz ödeme, yıllık zam yapmama giderek yaygınlaşan bir “düzene” dönüşmüştür. Bu durum tekelci özel hastane sahiplerinin daha az vergi yatırması anlamına geldiği gibi meslektaşlarımızın çeşitli hak kayıplarını, özlük haklarının yitimi anlamına gelmektedir.
'KOŞULLAR İNSANCA ÇALIŞMAYA OLANAK VERECEK BİÇİMDE DÜZENLENMELİDİR'
Özel sağlık kuruluşlarında hekimler aleyhine birçok madde içeren dayatmacı sözleşmelere son verilmeli, meslek örgütümüz bu süreçlere müdahil olabilmeli, tabip odaları muhatap alınmalı böylece emek sömürüsünün önüne geçilmelidir. Meslektaşlarımız resmi tatil günlerinde çalışmaya zorlanmamalı, dileyen hekimlerin tatil yapma olanağı tanınmalıdır. Meslektaşlarımızın çalışma koşulları ve çalışma alanları insanca çalışmaya olanak verecek biçimde düzenlenmelidir. Meslektaşlarımız iş güvencesine sahip oldukları, emeklerinin karşılığını aldıkları, örgütlenme ve grev hakkına sahip olarak iyi hekimlik yapmak istemektedir."