Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlandığı dönemde, Filistin yanlısı hareketlere karşı sert önlemler, yönetimin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Kampüs protestolarına yönelik baskılar ve Filistin yanlısı öğrencilerin sınır dışı edilmesi gibi hamleler, Trump ve Cumhuriyetçi Parti’nin ortak planlarını şekillendiriyor.
Ben Samuels imzasıyla Haaretz gazetesinde yayınlanan araştırma yazısında Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ve göreve başlamasına haftalar kala, hem onun hem de Cumhuriyetçi Parti’nin Filistin yanlısı harekete karşı geliştirdiği politikalara dikkat çekti. Yazara göre Trump’ın kabine ve kilit pozisyonlar için yaptığı atamalar, yönetiminin ilk günlerinde Filistin yanlısı harekete karşı saldırgan bir yaklaşım sergileyeceğinin işaretlerini veriyor.
Haaretz yazarı, Trump’ın, Dışişleri Bakanı olarak Marco Rubio’yu ve Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak Elise Stefanik’i seçmesi, Filistin yanlısı hareketlere yönelik sert politikaların hızla devreye sokulacağının göstergesi olduğunu savundu. Ona göre, Rubio ve Stefanik, Trump’ın seçim kampanyasında İsrail-Filistin çatışmasına yönelik sunduğu birkaç somut politika taahhüdünden biri olan, öğrenci vizesiyle ABD’de bulunan Filistin yanlısı protestocuların sınır dışı edilmesi fikrini açıkça destekliyor.
Rubio, geçtiğimiz aylarda mevcut Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a çağrıda bulunarak, “Hamas’ın terörist faaliyetlerini destekleyenlerin vizelerinin iptal edilmesi” gerektiğini savundu. Stefanik ise üniversitelerdeki Filistin yanlısı öğrencileri "Hamas destekçisi" olarak nitelendirerek bu kişilerin sınır dışı edilmesini talep etti.
KAMPÜS PROTESTOLARINA KARŞI SERT ADIMLAR
Pam Bondi’nin başsavcılık görevine aday gösterilmesi, kampüslerdeki Filistin yanlısı hareketlere karşı daha fazla yaptırım uygulanacağının sinyallerini verdi. Bondi, üniversite kampüslerindeki Filistin yanlısı eylemleri kınayarak, bu protestoları düzenleyenlerin FBI tarafından sorgulanması veya ülke dışına çıkarılması gerektiğini belirtti.
Trump’ın FBI Direktörü olarak seçtiği Kash Patel, protestolar konusunda doğrudan bir geçmişe sahip olmasa da, Trump yönetimiyle uyumlu bir şekilde bu tür hareketlere karşı sert tedbirler alması bekleniyor. Patel, Trump’ın ilk döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde terörle mücadele alanında kıdemli bir direktör olarak görev yapmıştı.
PROJECT ESTHER VE MUHAFAZAKÂR PLANLAR
Heritage Foundation tarafından hazırlanan Project Esther, ABD’deki Filistin yanlısı hareketi küresel bir Hamas destek ağı olarak nitelendiriyor ve bu hareketi dağıtmayı hedefliyor. Belge, bu ağın “Amerika’nın açık toplum yapısını istismar ederek eğitim sistemini bozduğu, medyayı manipüle ettiği ve Amerikan Yahudi topluluğunun duyarsızlığından faydalandığını” öne sürüyor.
Project Esther, ABD üniversitelerinde protestolara katılan öğrenci vizesine sahip bireylerin sınır dışı edilmesini, bu tür hareketleri destekleyen üniversitelerin vergi muafiyeti statüsünün kaldırılmasını ve Filistin yanlısı grupların uluslararası bağlantılarının ifşa edilmesini talep ediyor.
ANTİSEMİTİZMLE MÜCADELE VE YENİ YASALAR
Trump yönetimi, kampüslerdeki antisemitizme karşı bir dizi yasa ve düzenleme hazırlığında. Bunlardan biri olan Antisemitizm Farkındalık Yasası, Eğitim Bakanlığı’nın antisemitizm şikâyetlerini incelerken Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın antisemitizm tanımını kullanmasını öngörüyor. Ancak bu yasa tasarısı, ifade özgürlüğü ve akademik özgürlük üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Trump’ın Adalet Bakanlığı Sivil Haklar Bölümü başına getirmeyi planladığı Harmeet Dhillon, tasarıyı “anayasaya aykırı bir saçmalık” olarak nitelese de kampüs protestolarına karşı daha sert önlemleri destekleyeceğini açıkladı.
CUMHURİYETÇİ PARTİ VE FİLİSTİN POLİTİKASI
Cumhuriyetçi Parti içindeki bölünmelere rağmen, Trump’ın Filistin yanlısı harekete karşı politikaları, partinin birleştiği ender konulardan biri olarak öne çıkıyor. Trump’ın müttefiki olan Florida Temsilcisi Brian Mast, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ne başkanlık etmeye hazırlanıyor. Mast, iki devletli çözüm fikrini reddeden, Gazze’ye insani yardım çabalarını kınayan ve İsrail’e askeri desteği artırmayı savunan sert bir İsrail yanlısı olarak biliniyor.
Bu gelişmeler, Trump yönetiminin Filistin yanlısı hareketi dağıtma hedefine yönelik yoğun bir baskı oluşturacağını gösteriyor. Ancak bu politikaların, ifade özgürlüğü ve akademik bağımsızlık üzerindeki etkileri ABD’de daha geniş tartışmalara yol açabilir.