İskender Öksüz, Taha Akyol, Ali Bayramoğlu ve Mensur Akgün’den oluşan KARAR gazetesi jürisi sosyal bilimler alanında 2024’ün en iyi kitaplarını seçti. Jürimizin okura 12 kitaplık bir okuma listesi sunan seçimlerinde Ayşe Buğra’nın 16. yüzyıldan günümüze sosyal politikanın gelişimini incelediği ‘Kapitalizm Tarihi İçinde Sosyal Politika’ kitabı iki ismin listesinde yer alarak öne çıktı.
SALİHA SULTAN
İskender Öksüz, Taha Akyol, Ali Bayramoğlu ve Mensur Akgün’den oluşan KARAR gazetesi jürisi sosyal bilimler alanında 2024’ün en iyi kitaplarını seçti. Jürimizin okura 12 kitaplık bir okuma listesi sunan seçimlerinde Ayşe Buğra’nın 16. yüzyıldan günümüze sosyal politikanın gelişimini incelediği ‘Kapitalizm Tarihi İçinde Sosyal Politika’ kitabı iki ismin listesinde yer alarak öne çıktı.
Ayşe Buğra
BEŞİR AYVAZOĞLU’NDAN BİYOGRAFİDEN ÇOK ÖTE BİR ÇALIŞMA
Taha Akyol
KEMAL, BEŞİR AYVAZOĞLU (Kapı Yayınları): Namık Kemal biyografisinden çok öteye, Kemalist kültür devriminin kültür tasfiyeciliğini anlatan mükemmel bir eser. Namık Kemal’in kitaplarını yayınlamayan, makalelerini sansürlü yayınlayan bir dönem.
BİR HİKAYEM VAR, ŞAHİN ALPAY (Lejand Yayınları): Çok ilgi çekici bir anıdan ibaret değil, bir radikalizm sosyolojisi. Kemalizm’den Marksizm’e, oradan liberalizme yönelişin entelektüel yolculuğu.
KAPİTALİZM TARİHİ İÇİNDE SOSYAL POLİTİKA, AYŞE BUĞRA (İletişim Yayınları): Ayşe Buğra önde gelen sosyal bilimcilerimizden. Bu son kitabında Locke, Smith, Marks, Keynes ve Hayek gibi farklı çizgilerdeki iktisatçı ve düşünürlerle tanışıyor, ‘sosyal politika’nın gelişimini izliyorsunuz.
EDEBİYAT DEVRİMİ, HALE SERT (İletişim Yayınları): Uydurma dille yeni edebiyat yapma politikasının hem acı hem komik hikayesi. Ciddi bir akademik eser.
MUHAMMED MURAT ARSLAN’DAN ‘MONŞER’LERİN ZOR GÜNLERDEKİ KAHRAMANLIKLARI
Prof. Dr. İskender Öksüz
Her sene Saliha Sultan arayıp bu yıl yayımlanan beş kitabı sorunca yılın sonuna geldiğimi anlıyorum. Bu yıl yayımlananlar arasında benim beş favorim, yayım tarihlerine göre şöyle:
ZOR ZAMANLARDA DİPLOMAT OLMAK, MUHAMMED MURAT ARSLAN (Maarif Mektepleri Yayınları): Dışişleri de askerlik gibi köklü gelenek sahibi, liyakatin zirveye çıkması gereken bir meslek. Bilir bilmez 'monşer' diye hafife aldığımız, bazen eş dost yararlansın diye kullandığımız bu vatan cephesinde, zor günlerin kahramanları, kahramanlıkları bu eserde anlatılıyor. Hoş, Türk diplomatları için zor olmayan günler pek yok gibi.
KÖKLERE DOĞRU, AHMET BİCAN ERCİLASUN (Ötüken Neşriyat): Kıdemli dil bilimcimiz, görüp bilinen fakat açıklanamayan Türkçe- Sümerce arasındaki ödünç kelimeler muammasına bir izah getiriyor. Türkler ve Sümerler, 9 bin yıl önce, bugünkü Aşkabad civarında komşular. Bu komşuluk Hint Avrupa kavminin hareketlenmesiyle bozuluyor. Türkler Altaylar, Güney Sibirya alanına, Sümerler Mezopotamya’ya göçüyor.
PATLAMA DAHA DA YAKIN, RAY KURZWEIL (Wiking Yayınları): Geçen asırda ilk optik karakter tanıma makinesiyle yüksek teknolojide kendini tanıtan Kurzweil, 2005’te 'Patlama Yakın- Teknoloji Biyolojiyi Geçtiğinde' başlıklı bir kitap yazmıştı. 19 yıl sonra orijinal ismi 'The Singularity Is Nearer: When We Merge With AI' olan eserinde 'daha da yakın' diyor.
NEKSUS, YUVAL NOAH HARARİ (Kolektif Kitap): Harari artık sadece yazar değil, aynı zamanda bir şirket. 'Taş Devri'nden Yapay Zekaya Bilgi Ağlarının Kısa Tarihi' alt başlığı ile yayınlanan kitabın pazarlanması bir başarı hikâyesi. Piyasaya çıkacağı tarih önceden belirtildi, beklenti doruğa çıktı ve eser, her Harari kitabı gibi dünya çapında milyon baskıya doğru ilerledi. Aslının yayımlanmasıyla Türkçesi arasında sadece bir ay var. Medeniyet insanların düğüm noktalarını oluşturduğu iletişim ağları aracılığıyla yükseldi. Şimdi bu düğüm noktalarına içlerinde yapay zekâyı taşıyan makineler ekleniyor ve kapsam katlanarak büyüyor.
BİZİ AYRIŞTIRAN KÜLTÜR İÇGÜDÜLERİ BİR ARAYA GELMEMİZİ DE DESTEKLEYEBİLİR, MICHAEL MORRIS (Swift Press): Orijinal ismi 'Tribal: How the Cultural Instincts That Divide Us Can Help Bring Us Together' olan kitap klandan millete, aileden şirkete, bütün insan gruplarını süren kültür içgüdüleri. Üçlü sacayağı: Akranlarımızla uyum, kahramanlarımız gibi olma çabası ve cetlerimize, geçmişimize saygı. Kültür Psikoloji’sinden çarpıcı bir manifesto.
AVEDİS HADJAN’DAN ANADOLU ERMENİLERİNİN İZİNİ SÜREN SATIRLAR
Ali Bayramoğlu
KAPİTALİZM TARİHİ İÇİNDE SOSYAL POLİTİKA, AYŞE BUĞRA (İletişim Yayınları): ‘Yoksulluk, Çalışma ve Toplum’ alt başlığı ile yayımlanan kitap, 16. yüzyıldan günümüze, sosyal politika deneyimlerinin değerlendirmesi… Konunun en önemli uzmanı tarafından yapılan son derece değerli bir çalışma.
TÜRKİYE’NİN GİZLİ ERMENİLERİ, AVEDİS HADJAN (İletişim Yayınları): 1915’ten hayatta kalabilmiş Anadolulu Ermenilerin izini süren bir eser. Sivas’tan Van’a, Bitlis’ten Antep’e dek uzanan bir saha çalışması. Toplumun karma dokusunu anlatıyor.
KENTLEŞME VE ÇEVRE TARİHİ, NURŞEN GÜRBOĞA (Tarih Vakfı Yurt Yayınları): Türkiye’nin 100 yıllık kentleşme ve çevre deneyimine dair önemli bir derleme. Göçten, konut meselesine, yerel yönetimlerden kent hareketlerine, çevre politikalarına uzanan makalelerden oluşuyor.
AYŞE ZARAKOL’DAN ULUSLARARASI İLİŞKİLER EZBERİNE MEYDAN OKUMA
Mensur Akgün
BATI'DAN ÖNCE, AYŞE ZARAKOL (Koç Üniversitesi Yayınları): 'Batı’dan Önce' Cambridge Üniversitesi profesörü Ayşe Zarakol’un Türkçe’de yayınlanan ikinci kitabı. Bir öncekini tamamlayıcı ve Avrupa, Amerika merkezli uluslararası ilişkiler anlatısına meydan okuyucu nitelikte. Disiplinde genel kabül gören herşey Avrupa’da başladı, bugün içinde yaşadığımız düzenin temelleri 1648 Westpahlia Barışı ile atıldı anlayışını eleştiriyor. Çalışmasını diğerlerinden farklı kılan makro tarihe dayalı yöntemi ve araçsallaştırdığı 'Cengizli egemenlik modeli', hegemonyaya göndermede bulunan 'ekümen' gibi kavramlar. Zarokol ayrıca alanın eğitimini almış insanları okyanusta yüzen balıklara benzeterek içinde yüzerken sonunu göremeyeceklerini, Batı merkezci anlayışlarını kolay kolay terk etmeyeceklerini söylüyor. Gelecek için öngörüsüyse gerçek çok kutupluluğun Çin ya da bir başkasının silah sayısı ve kalitesiyle değil Batı’nın küresel normatif standartların merkezi olduğu algısının değişmesi, Batı’nın diğerlerinden ileri olduğu anlayışından uzaklaşılmasıyla gerçekleşeceği. Bunun da Avrasyacılık demek olmadığı…