Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Suriye'nin Hama şehrinde meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki depremin, stres biriktiren fayları harekete geçirip İsrail-Ürdün-Lübnan-Suriye'den geçen fay segmentlerinde yıkıcı depremleri tetikleyebileceğini belirtirken, "Bin yıldır stres biriktiren faylar harekete geçebilir" dedi. Prof. Dr. Sedat Türkmen ise depremin Ölü Deniz Fay Zonu'nun bir segmenti üzerinde gerçekleştiğini ve bu fay hattının yakın zamanda Türkiye'yi etkilemesini beklenmediğini söyledi.
Suriye'nin Hama şehrinde meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki fay hatlarının hareketliliğini ve Türkiye'nin güneyinde olası deprem risklerini yeniden gündeme getirdi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, depremin Ölü Deniz Fay Zonu'nda gerçekleştiğini belirterek, bu bölgedeki enerji transferinin güney kesimlere doğru ilerlediğini ifade etti.
Suriye'nin Hama kentinde 5.2 büyüklüğünde deprem
ÖLÜ DENİZ FAY ZONU VE DEPREMİN NEDENLERİ
Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve AFAD Bilimsel Destek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremin Ölü Deniz Fay Zonu'nun Hama yakınlarındaki kolu üzerinde meydana geldiğini açıkladı. Bu fay sistemi, Kızıl Deniz'e kadar uzanan ve yaklaşık bin kilometre uzunluğundaki büyük bir levha sınır fay hattı olarak biliniyor. Sözbilir, bu fay sistemi boyunca yıkıcı depremler üretebilecek birçok fay segmentinin bulunduğunu, özellikle fayın güney kısmının Lübnan, İsrail, Suriye ve Ürdün boyunca uzandığını kaydetti.
Sözbilir, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Maraş-Antakya depremlerinin ardından Narlı Fayı ile Doğu Anadolu Fayı arasındaki bölgenin kırıldığını ve bu durumun Hama'daki depremin enerji transferinin güneye doğru ilerlediği şeklinde yorumlanabileceğini belirtti. Bu bağlamda, fayın güney kesimlerinde, özellikle İsrail, Ürdün, Lübnan ve Suriye'den geçen fay segmentlerinde uzun süredir stres biriktiğini vurguladı. Bu segmentlerde büyük depremler yaşanabileceğine dikkat çeken Sözbilir, Hama depreminin, komşu ülkelerdeki fay hatlarını tetikleyip yıkıcı depremler üretme olasılığını artırabileceğini ifade etti.
TÜRKİYE'YE ETKİSİ SINIRLI OLACAK
Çukurova Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Türkmen ise depremin Ölü Deniz Fay Zonu'nun 35-40 kilometre uzunluğundaki bir segmenti üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Türkmen, bu segmentin kırılmamış parçalarının bulunduğunu ve depremin Missyaf Fayının 40-50 kilometre doğusunda, Hama yakınlarındaki küçük bir fay üzerinde meydana geldiğini belirtti. Türkmen, bu fay hattının Türkiye'yi yakın zamanlarda etkilemesinin beklenmediğini, ancak uzun vadede Doğu Anadolu Fay Zonu üzerindeki sismik boşlukların ileride bir deprem riski taşıdığını ifade etti.
Türkmen ayrıca, Hama'daki depremin Erzincan ile Tunceli arasındaki Yedisu Fayı ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını belirtti. Yedisu Fayının uzun süredir hareket etmediğini ve burada bir deprem beklentisi bulunduğunu, ancak bu depremin bu fay hattıyla ilgili olmadığını vurguladı.
Son olarak, Türkmen, tarih boyunca Missyaf Fayı üzerinde büyük depremler yaşandığını ancak bu fayda yakın zamanda bir deprem beklenmediğini ifade etti. Bu fayda meydana gelebilecek olası büyük bir depremin Türkiye'nin sınır illerini bir miktar etkileyebileceğini ancak büyük bir tehlike oluşturmayacağını kaydetti. Bununla birlikte, yerleşim yerlerinin uygun seçilmesi ve yapıların depreme dirençli olması konusunda yetkililere ve vatandaşlara uyarıda bulundu.