İçişleri Bakanı Soylu, 14 Mayıs seçimleri sonrası KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ı hedef almasının ardından bu kez de Oy ve Ötesi'ni hedef aldı. Soylu, "Sandıklarda siyasi partilerin birer temsilcileri ve müşahitleri olabilir. Oy ve Ötesi diye bir dernek orada olamaz. Bunların oraya girip sandıklarda oy kullanan insanlara baskı yapmaları seçim hukukuna aykırıdır." dedi.
AK Parti'den İstanbul Milletvekili seçilen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gaziosmanpaşa'da bulunan Gümüşhane Kelkit Çimenli Köyü Derneği'ni ziyaret etti.
Soylu, burada yaptığı konuşmada, halkın 14 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na 2 milyon 500 binin üzerinde bir farkla Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a 27 milyon 135 bin oy verdiğini, Meclisteki aritmetiğin de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine desteği gösterdiğini söyledi.
MİLLET-DEVLET DAYANIŞMASI
Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği şehirlerde ortaya çıkan seçim sonuçlarını güzel ve anlamlı olarak niteleyen Soylu, "Millet-devlet dayanışmasının sonucu orada ortaya çıktı. Vatandaşımızın ayağına giderek hizmetkarı olduk. Vatandaşımız da 'Ben ancak bundan sonraki süreçlerin Tayyip Erdoğan ve kadrosu tarafından yönetileceğini düşünüyorum' diye imzayı seçim sonuna attı." ifadelerini kullandı.
Seçimlerin bir diğer önemli sonucunun da HDP'nin seçmen sayısı artmasına karşın yüzde 13,5'ten yüzde 8,5'lere düşerek halk desteğinin azalması olduğunu vurgulayan Soylu, Doğu ve Güneydoğuda yaşayan insanların PKK'ya, şiddete karşı durup, huzuru, kardeşlik politikasını tercih eden bir cevap verdiğini belirtti.
AYASOFYA'DA CUMA NAMAZI DAVETİ
Kemal Kılıçdaroğlu ve Canan Kaftancıoğlu'nun siyasi olarak tarz değişikliğine gittiğini dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"Seçim başlarken ilk önce türbelere gittiler. Sonra döndüler Kandil'ci oldular. Ardından baktılar ki Kandilcilik yetmiyor, FETÖ'cü oldular. Şimdi de döndüler, seçimde milletten dersi alınca bugün milliyetçilik naraları atmaya başladılar. Canan Kaftancıoğlu eskiden ülkücüymüş, asena Canan'mış, daha yeni keşfetmiş. Seçimden önce Karabağ meselesinde 'Karabağ'ı Azerbaycan'dan alıp tekrar Ermenistan'a vereceğiz, bu işlere karışmayacağız.' dediler. 'Kapalı Maraş, açık Maraş meselesine biz karışmayacağız' dediler. Şimdi en yüksek hassasiyeti ortaya koyacaklarını söylüyorlar. Siyasette iki yüzlü gördüm, üç yüzlü de gördüm, dört yüzlü de gördüm ama beş yüzlü ilk kez görüyorum. Beş yüzlü bir siyaset ortaya koyuyorlar. Her şeyi istismar eden bu anlayışa karşı bir çağrıda bulundum, önümüzdeki cuma günü Ayasofya'da cuma namazına bekliyorum. Oraya kadar geldik."
"KIRSALDA GÜÇLÜ BİR PARTİYİZ, MERKEZDE KAFA KAFAYA BİR MÜCADELE OLUYOR"
CHP'li İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının seçim akşamı ekranların karşısına geçerek insanlara yanlış bilgiler verdiğini ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı'mız gece 01.00'den sonra konuştu. Biz önde olduğumuzu söyledik. Cumhurbaşkanı o kadar temkinli konuşuyor. Bunlar, 'Anadolu Ajansı yanlış bilgi veriyor, milleti yanlış yönlendiriyor' dediler. Hepimiz biliyoruz, kırsalda köylerde oylar hemen sayılır ve sisteme girer. Sistemin içerisine girdiği zaman bizim adayımız her zaman yüzde 70'lerde açılır. Daha sonra yüzde 50'lere kadar düşer. AK Parti de yüzde 60-65'lerde açılır ve o da yüzde 40'lara kadar düşer. Çünkü biz kırsalda güçlü bir partiyiz, merkezde ise kafa kafaya bir mücadele oluyor. Şimdi bir oyu zamanında sisteme girmek neden algı operasyonu olsun."
Büyükşehirlerde bazı sandıklarda oy sayısı ve itirazlar nedeniyle sayımların çok geç saatlerde tamamlandığını dile getiren Soylu, kırsalda ise sayımların çok daha erken tamamlandığını kaydetti.
"ABD'DEN, İSVEÇ'TEN GELEN PARALARI GÖRDÜK"
Oy ve Ötesi Derneği'nin seçimlerde sandıkların etrafında ve sandık kurullarında olmalarının yasak olduğunu dile getiren Soylu, şunları aktardı:
"Sandıklarda siyasi partilerin birer temsilcileri ve müşahitleri olabilir. Oy ve Ötesi diye bir dernek orada olamaz. Bu kadar açık ve net. Oraya giriyorlar ve orayı terörize ediyorlar, baskı kurmaya çalışıyorlar. Buna müsaade etmemek lazım. Bunu tüm Türkiye'de oy kullanılan okullardaki yöneticilere, ilçe seçim kurullarına, il seçim kurullarına söylüyorum. Bunların oraya girip sandıklarda oy kullanan insanlara baskı yapmaları seçim hukukuna aykırıdır.
Bunlar polislere baskı yapıp, 'Bu sandıklarla beraber biz gideceğiz' diyorlar. Siz Gezici'siniz, biz sizi biliyoruz. Siz seçimi karıştırmak için oradasınız. Bu Oy ve Ötesi Derneği'ni İsveç devleti finanse ediyor. Para gönderiyor, niçin? Türkiye'deki seçimi karıştırabilmek için. Bu kadar açık ve net. Ben sivil toplum örgütlerinden sorumluyum. Bunları tahkik ettik, denetledik ve bunlara dünyadan gelen paraları gördük. ABD'den, İsveç'ten gelen paraları gördük. Bunların işi gücü Tayyip Erdoğan gider de bu ülkede bir vesayet kurabilir miyiz?
''BUNLARIN İŞİ KARIŞTIRICILIKTIR, KAOSTUR''
İsveç değil, ABD değil, o bastığınız dergiler değil, PKK değil, FETÖ değil, topunuz bir araya gelseniz gene yenileceksiniz. Sandık kurulu başkanlarına tekrar ifade ediyorum. Geçen dönem bunları sınıflara alıp, bunlara gözlemci statüsü vermek yanlıştı. O zaman her dernek gelsin orada kendi adına bir görev edinsin. Bu son derece yanlıştır. Birçok yerde seçmeni taciz ettiler, birçok yerde kavga çıkardılar. İnsanların oy kullanmalarını engellemek için çalıştılar. Bunların işi karıştırıcılıktır, kaostur ve bu kaosa da sandık kurulu başkanları, ilçe seçim kurulu ve il seçim kurulları müsaade etmemelidir. Seçim hukukunda bir dernek seçime müdahale edemez."
Soylu, 28 Mayıs seçimlerinde asla rehavete düşmemeleri gerektiğini vurgulayarak, kalan 7 günde kapı kapı gezerek Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanı seçtirmek için çalışacaklarını sözlerine ekledi.