Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyon verilerinin ardından milyonlarca vatandaşın merakla beklediği memur ve emekli maaşlarına yansıyacak zam oranını, yüzde 25 olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sözleşmeli'ye Kadro Şöleni toplantısında konuştu. Bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerini değerlendiren Cumhurbaşkanı, memur ve emekli maaşlarına yansıyacak zam oranını yüzde 25 olarak açıkladı. Erdoğan, konuşmasının devamında da kamudaki sözleşmeli personellerin elde ettiği haklardan bahsetti.
'ZAM YÜZDE 25 OLDU'
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün açıklanan verilerle enflasyondaki gerilemeye şahit olduk. Üretici fiyatları enflasyonu aralıkta eksi olarak gerçekleşti. Enflasyonun önümüzdeki süreçte de daha da düştüğünü göreceğiz ve ülke gündeminden çıkaracağız. Tabii bu, memur zamlarını da etkileyecek. Açıklanan verilere göre; kamu görevlileri ve emekliler için yüzde zam oranı 16,48 olarak uygulanacak. Ama ben bütün memurlara ve emeklilere yüzde 25 zam verileceği müjdesini buradan vermek istiyorum.
'SÖZLEŞMELİ PERSONELİMİZİN SORUNLARINI ÇÖZÜYORUZ'
Bugün sözleşmeliden kadroya geçen sizlerin sevincine ortak olmak için buradayız. Sizin talebinize karşılık verdik. Geniş bir alanda kamudaki sözleşmeli personelimizin sorunlarına çözümler ortaya koyuyoruz. Artık sözleşmelerinin yenilenmemesi gibi bir şeyle karşılaşmayacak. Görevde yükselme, unvan değişikliği sınavına girebilecek. Eş durumu mazereti kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı aranmayacak. İstenmeyen yer değişikliği idare tasarrufuna bırakılmayacak. Sözleşmesi feshedilen personelin doğum sonrası kurumda dönüşte kurumun takdiri durumu görülmeyecek. Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimiz ve ailelerine bu kararın hayırlı olmasını diliyorum.
'BEŞLİ ÇETE OLARAK DARBECİLERE ALKIŞ TUTAN SENDİKALAR GÖRDÜK'
Sendikacılık salt ücret pazarlığı yapmak değildir. Asli görevleri emeği, emekçinin hakkını savunmaktır. Birer STK olan sendikalar, demokrasinin vazgeçilmez aktörlerindendir. Millet iradesine vesayetin gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikalar etkisiz eleman olmaktan kendilerini kurtaramaz. Milletinin değerlerine yabancı bir sendikanın ise ne milletine ne emekçiye hayır gelir. Bunlar kimi zaman bilinçli, kimi zaman da bilinçsiz şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin amacı olarak kullanılmıştır.
Şöyle geriye doğru baktığımızda, bu ülkede sendikacılık adı altında farklı toplumsal kesimler arasında kavganın körüklendiğini gördük. Bunların piyon olarak kullanıldığını gördük. İdeolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların demokrasiyi korumak yerine beşli çete olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Bu ülkede, milletin seçtikleri karşısında 'Ordu göreve' pankartlarıyla sıraya girmekten utanmayan sendikalar gördük. Bu ülkede, marjinal yapıların, terör örgütünün sözcülüğünü yapan sendikalar gördük. Emekçinin hakkını savunacağına bunları yapanları gördük. Baro odalarından siyasi partilere kadar bunlar geniş bir yelpazededir. İdeolojik sendikacılık... Artık bunun hiçbir hükmü kalmamıştır.
'BELEDİYEDEN KOVULAN İŞÇİLER GÖREVLERİNİN BAŞINA DÖNECEK'
Ne diyorlardı seçimden önce; kimse belediyelerden atılmayacak. Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne koyan işçilerimizi gördük, memurlarımızı gördük. Şimdi onlar yasal düzenlemeyle tekrar görevlerinin başına dönecek.
Hayata geçirdiğimiz adımlarda destek veren Memur-Sen'e de teşekkür ediyoruz. Daima milletin safhında yer almıştır. Memur-Sen'in yıllardır sürdürdüğü güçlü destek devam ediyor. Yine birlikte omuz omuza, el ele yol yürüyeceğiz.
'KIRIK DÖKÜK MASALARIN AYAK OYUNLARI BİZE MANİ OLAMAZ'
Tüm vatandaşlarımıza eşit bir şekilde hizmet ettik. Kimsenin kılığına kıyafetine karışmadık. Sadece bize oy verene çalışmadık. Devletimize yönelik tüm tehditlere rağmen tüm bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Muhalefetin çapsızlığı karşısında rehavete ve umutsuzluğa kapılmadan gece gündüz demeden koşturuyoruz. 20 yıldır çalıştığımız güçlü Türkiye'yi inşa etmekte kararlıyız. Birileri görmek istemese de Türkiye Yüzyılı'nın şafağı sökmüş, güneşi doğmaya başlamıştır. Ne terör örgütleri ne kırık dökük masaların ayak oyunları Türkiye Yüzyılı'na mani olamayacaktır. Bunun için önümüzdeki 4-5 aylık süreci çok iyi değerlendirmeliyiz. Yapmanın ve inşa etmenin son derece zor ve yıkmanın da çok kolay olduğunun farkındayız. Kendi siyasi ömürlerini uzatma dışında hiçbir gayesi olmayan bu paralel yapıdan kimseye hayır gelmez."