Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, MHP lideri Bahçeli'nin kendisine yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Davutoğlu, Bahçeli'nin DSP lideri Ecevit ile koalisyon yaptığı dönemi hatırlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi. Davutoğlu, "Bir sabah kalktığınızda kendinizi iktidardan olmuş görebilirsiniz" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu PYK ve PİK Başkanlıkları toplantısında açılış konuşması yaptı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli'nin kendisine yönelik 'ketumluk' üzerinden yüklendiği cümlelere cevap veren Davutoğlu, "Sayın Bahçeli'nin ketumiyetten anladığı şu -ister sayın Davutoğlu desin, ister serok Ahmet desin- şunu söylüyor: 'Biz sana her türlü iftirayı, hakareti yapacağız, olmamış olayları olmuş gibi anlatacağız olmuş olayları gizleyeceğiz sen ketumiyet adına susacaksın'" dedi.
Davutoğlu sözlerine daha önce millet ve devlet adına sustuğunu dile getirerek "Ama şimdi devlet adına da konuşacağım millet adına da konuşacağım. Hiçbir şekilde susturamazsınız" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile koalisyon yaptığı dönemi anımsatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi. Davutoğlu, Bahçeli'ye "Sayın Ecevit ile koalisyon kurdun. Ve bir talebe gibi el pençe divan durdun. Ve Ecevit'in en zayıf, hasta olduğu olduğu bir dönemde çıktın Ecevit'le konuşmadan ülkeyi seçime götürdün ve Ecevit'in iktidarına son veren sensin, başkası değil" dedi.
Bu nedenle Erdoğan'a seslendiğini belirten Davutoğlu "Bakmayın sizi arabanın kapısına kadar el pençe uğurlayan Bahçeli'ye ne zaman, nerede, ne yapacağı belli olmayacağı gibi bir sabah kalktığınızda kendinizi iktidardan olmuş görebilirsiniz" diye konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Ülkeyi bir karanlığa götürmek isteyenleri de görüyoruz.
Lale Devri'ni yaşayanları da biliriz Ahi geleneği içinde son lokmasını paylaşanları da biliriz.
Biz bir ıslah hareketi olarak ortaya çıktık, yıkmaya değil akılla basiretle yeni bir çizgi oluşturmaya geliyoruz.
Son bir aydan fazladır birçok iddialar ortaya atıldı. İddialar olur, hele iddia sahipleri meşhur değilse iddiaları dağılır gider. iddiaları kalıcı kılan iddialara muhatap olanların refleksleridir.
(Sedat Peker'in yayınladığı videolar) İlk videodan itibaren bunlar yanlış, yalandır, delillerimiz de bunlardır demiş olsalardı.
Emin olun bu tartışmalar ikinci videoda bitebilirdi.
Sayın Binali Yıldırım oğluyla ilgili iddialar ortaya çıktığında; bir başbakan reşit olan oğlu adına açıklama yapmaz.
Devletin itibar kaybetmesi hiçbirimizin menfaatine değil. Ama ortada devletin itibarı da siyasetin güvenilirliği de kalmadı.
SİYASİ ETİK YASASI
Bahçeli niye Erdoğan'dan bir adım öndedir biliyor musunuz? Siyasi etik yasasına ihtiyaç var diyerek bir etik sorunu olduğunu dile getiriyor. Sayın Bahçeli'yle uzun zamandır ilk defa anlaşıyoruz. Evet Sayın Bahçeli, bir siyasi etik yasasına ihtiyaç var çünkü etik faciası var.
Siyasi ahlak söz işi değil hal işidir. Devlet adamı sözüyle değil haliyle liderlik yapar.
7 MADDEDE SİYASİ ETİK AÇIKLAMASI
1) Siyasi etik neyi amaçlar? Siyaseten zenginleşme engellenecek. Esası budur. Yani birisi siyasete girerken ben siyasetten elde ettiğim gücü kullanarak sonunda servet elde edemeyecek kurallar konulacak. Sayın Bahçeli etrafına bak bakayım senin desteklediklerine.
Sayın Bahçeli siyaseten zenginleşmenin engelleme yolu herkesin mal beyanıyla siyasete girmesi bitirdiğinde mal beyanı açıklamasıdır.
'BAHÇELİ, SİYASİ ETİK YASASININ ERDOĞAN'IN YUMUŞAK KARNI OLDUĞUNU BİLİYOR'
Bahçeli ne yapmak istiyor? Ya Bahçeli samimi ve siyasi etik yasası çıkarmak istiyor ya da Bahçeli Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmaya istiyor. Siyasi etik yasasının onun yumuşak karnı olduğunu biliyor.
2) Çıkar çatışması asla olmayacak siyasi ahlakın temel ilkelerinden biridir. Çok açık bu kriteri koyduğumuzda birçok ismin hemen görevinden ayrılması lazım. Tabi Ruhsar Hanım'ın da dosyasının hemen açılması lazım.
3) İhale. En önemli şey ihale yasası. Bundan sonra ihaleler canlı yayınlanacak, istisnalar minimuma indirilecek dedik. Şimdi sayın Bahçeli sınavda eğer samimiyse önünde bir test var.
Bugün deniz salyası gibi yolsuzluk salyası hakim olmuş her yere.
İstanbul kimsenin çiftliği değil. Kanalın iki yanına şehirler kuracağız demek İstanbul'u katledeceğiz demek. Ve buna övgü bekliyorlar. Sayın Bahçeli İçişleri Bakanını korumada gösterdiği performansı İstanbul'u korumada gösterecek mi? Sayın Bahçeli İstanbul'u ve vatanı koruyun; vatanseverlik lafla olmaz.
4) İmar yasası. Biz haram servetleri ortadan kaldırıp hepsini kamuya iade edeceğiz.
5) Akraba kayırmacılığı. Bunun olduğu yerde liyakat olmaz. Akraba kayırmacılığı konusunda ne yapacaksınız Bahçeli?
'O ZAMAN SÖYLEDİĞİMDE KIYAMET KOPMUŞTU'
Devlet dediğimiz yapı bütün bir millete aittir ve bu yapıya aileni almayacaksın alırsan milleti ve devleti düşünmek yerine aileni düşünmeye başlarsın. Sayın Erdoğan'a defalarca söyledim ailesini devletin içine alanlar bir süre sonra devleti düşünemez olurlar dedim.
Marina'nın yönetim kurlu başkanı babası yönetim kurulu üyesi oğlu. Adalet Bakanı kayınpederi ombdusman. Olmaz. Kişilerden bağımsızlık olarak söylüyorum. O zaman söylediğimde kıyamet kopmuştu. Bizler ve bu heyet kendi yakınlarımızın için ikbali için değil milletin istikbali için görev yapacağız.
6) Hediye yasağı. Bu 1930'da çıkmış açık kanun var. Devlet yetkilileri kıymetli hediyeleri aldığında resmi görevlerinden ayrıldığında hediyeleri iade eder.
Türkiye'de hediye kavramı bir müddet sonra rüşvetle eş değer olmaya başladı.
Bir bakan 750 bin euroluk bir saati hediye aldığında söylemiştim. Peygamberin zekat memuruna söylediği sözle söyledim Sayın Cumhurbaşkanı'na.
Bizler evimizde oturuyor olsaydık yurt dışından sultanlar hediye verecek miydi? Resmi görev yönetenlere verilen hediyeler devlete ve hazineye aittir.
Bunu uygulatabilecek misin Sayın Bahçeli?
Sizin dönemlerinizde bir takım kavramların siyasete kazandırıldığı dönemler oldu. Hortumlamak gibi.
7) Bir siyasi etik kuralı daha; itibar yolsuzluğu. Kimse kamu malıyla yapılan bir yola, esere, stadyuma adını veremeyecek dedim. Peki bugün Anadolu'da herhangi bir yere gittiğinizde. Sıra sıra isim galerisi. Kimi tatmin ediyorsunuz. Çok açık söylüyorum bunun adı itibar yolsuzluğudur.
30 Mayıs 2015'te Bahçeli'nin Bayburt mitinginde yaptığı konuşmayı inceleyin kim devleti uluslararasına şikayet ediyormuş .
17-25 aralıkla ilgili tutunduğu takım unutuldu mu zannediliyor?
'17-25 ARALIK MEŞRU HÜKÜMETE DARBE TEŞEBBÜSÜDÜR'
Sayın Cumhurbaşkanı 17-25 Aralık meselesinde 'bir hükümet darbesidir' dedi. Yolsuzluklarla ilgili bir araştırma komisyonu kurdurdu. Bakanları istifa ettirdi. Ama daha sonra ne zaman yolsuzluk lafı edilse sen FETÖ'cü müsün diyerek milleti suçladı. Ve yolsuzlukların üstünü 17-25 Aralık ile kapatmaya kalktı.
Benim tutumum nedir? 17-25 Aralık meşru hükümete karşı darbe teşebbüsüdür. Ama Cumhurbaşkanı'ndan farklı düşündüğüm konu şu hangi gerekçeyle olursa olsun ve kim olursa olsun, yolsuzluklara kim bulanmış olursa olsun ona karşı mücadeleyi FETÖ'ye karşı mücadele kadar önemli ve kararlı bir şekilde sürdürürüm. Çünkü yolsuzlukların olduğu yerde FETÖ gibi yapılar ortaya çıkar. Şimdi FETÖ gitti başka yapıların devlete nasıl musallat olduğunu görüyoruz. Çünkü bu yapılar asalak gibi kan emerler. Kan emmek devlette yolsuzluk demektir.
'4 KOALİSYON TEKLİFNE HAYIR DEDİ SONRA TEKLİF GETİRMEDİ DEDİ'
Sayın Bahçeli'nin ketumiyet meselesinde bir konuya daha açıklık getireyim; Sayın Bahçeli'yle biz koalisyon görüşmesi yaptık oradaki herkes şayet. 4 teklif götürdüm kendisine.
Kalıcı koalisyon yapalım dedim. Terörle mücadele yapıyoruz omuz omuza verelim dedim. Olmaz dedi.
Geçici koalisyon yapıp memleketi seçime çoğunluk sahibi hükümet olarak götürelim olmaz dedi.
Ben azınlık hükümeti kurayım destek ver. Meclis'ten güven oyu alayım, terörle mücadeleyi Meclis'ten güven oyu almış bir başbakan olarak yürüteyim dedim. Olmaz dedi.
Anayasal hükümet kuracağız oraya bakan ver dedim. Olmaz dedi.
Şimdi bu dördüne de olmaz dediğinde ben çıkarım dedim Sayın Bahçeli'ye; çıkar bunlara hayır dediğinizi söylemek durumundayım çünkü görev yürütüyorum dedim. O zaman oradaki MHP yetkililerinden birisi 'o zaman bütün vebal üstümüze kalır sayın başbakan' dedi. Ben dedim 'sadece hakikati söyleyeceğim başka bir şey söylemem.'
O zaman çıktım söyledim ve kimseden ses çıkmadı. Sonradan öğreniyorum ki Sayın Bahçeli kendi kurullarında kendi tabanına da Davutoğlu bana teklif getirmedi demiş.
Sayın Bahçeli'nin ketumiyetten anladığı bu; siyasi gerçeklerin üstünü örtmek.
Biz devlet yönetimini şeffaf yaparız. Ama bu ağızdan bu devleti zora sokacak bir açıklamaya kimse şahit olmadı.
'HİÇBİR ŞEKİLDE SUSTURAMAZSINIZ'
Ketumiyetten anladığı şu; ister sayın Davutoğlu desin, ister serok Ahmet desin şunu söylüyor: 'Biz sana her türlü iftirayı, hakareti yapacağız, olmamış olayları olmuş gibi anlatacağız olmuş olayları gizleyeceğiz sen ketumiyet adına susacaksın.'
Yok öyle şey Sayın Bahçeli. Şimdiye kadar millet adına sustum. Ama şimdi devlet adına da konuşacağım millet adına da konuşacağım. Hiçbir şekilde susturamazsınız.
Çünkü sizin bizim sükutumuzu yanlış yorumladığınızı görüyorum. Sükutumuz boyun eğmek değildir. Sükutumuz bazen bir feryattan gür bir sestir. Ketumiyetin dersini onlara biz veririz.
Şöyle diyor Sayın Bahçeli; 'bir müddet boyunca beraber olduğu arkadaşlarına şimdi en ağır eleştirileri yapan.' Orada dur. Miting meydanlarında Tayyip Erdoğan'a yağlı urgan fırlatan kimdi? Peki Sayın Erdoğan'ın sana benim ağzıma edeben almayı düşünemeyeceğim sözleri sarf etmesi kimle kim arasında yaşandı?
'ECEVİT İLE KONUŞMADAN ÜLKEYİ SEÇİME GÖTÜRDÜN'
İnsanları yarı yolda bırakmak diyorsun ya ben onları yarı yolda bırakmadım. Onlara altın tepsi içinde Yüzde 49,5 Türkiye'nin en çok oyuyla seçilmiş bir iktidarı faizin yüzde 7 doların 2,80 olduğu bir ülkeyi altın tepside bıraktım. Sadece ve sadece devlet krize girmesin aramızdaki hukuk bozulmasın diye.
Ama sen ne yaptın? Sayın Ecevit ile koalisyon kurdun. Ve bir talebe gibi el pençe divan durdun. Ve Ecevit'in en zayıf, hasta olduğu olduğu bir dönemde çıktın Ecevit'le konuşmadan ülkeyi seçime götürdün ve Ecevit'in iktidarına son veren sensin, başkası değil.
'BİZİM GİBİ MAKAMI BIRAKIP GİDECEK BİR TAVIR İÇİNE GİRMEZ'
O yüzden Sayın Erdoğan'a buradan sesleniyorum. Bakmayın sizi arabanın kapısına kadar el pençe uğurlayan Bahçeli'ye ne zaman, nerede, ne yapacağı belli olmayacağı gibi bir sabah kalktığınızda kendinizi iktidardan olmuş görebilirsiniz. O bizim ahlakımızla ahlaklanmadı. Bizim gibi makamı size bırakıp arkasına bakmadan gidecek gibi bir tavır içine girmez emin olun."