Bakan Bozdağ'dan 'seçim tarihi' açıklaması: Mart ayında belli olacak

Bakan Bozdağ'dan 'seçim tarihi' açıklaması: Mart ayında belli olacak

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ katıldığı bir televizyon programında seçim tarihi ile ilgili yaptığı açıklamada "Tarihle ilgili herkes bir değerlendirme yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtemelen mart ayında bu yönde bir karar alacağını tahmin ediyorum." dedi. Bozdağ, "Erken seçim yok. Seçim için konuşulan ay Mayıs. Buna erken seçim demek, erken seçimle ilgili kavramları doğru kullanmamak olur." ifadelerini kullandı.

Haber Global ekranlarında yayınlanan “Mine Sarı ile Müzakere Özel” programına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, seçim tarihi ile ilgili açıklamalarda bulundu. "Tarihle ilgili herkes bir değerlendirme yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtemelen mart ayında bu yönde bir karar alacağını tahmin ediyorum." diyen Bozdağ, "Erken seçim yok. Seçim için konuşulan ay Mayıs. Buna erken seçim demek, erken seçimle ilgili kavramları doğru kullanmamak olur." diye konuştu.

Bozdağ, "1 yıllık süre seçimin yapıldığı tarihe göre belirlenir. Nisan'da yürürlüğe girdi ve Mayıs'ta 1 yılı geçen bir süre olduğu için seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, aynen uygulanacaktır." ifadelerini kullandı.

Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Kıymetli bakanlarımızın, başbakanlarımızın görev yaptığı, Türkiye için önemi olan bir yer. Burası, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesiyle yönetim merkezi Beştepe'ye taşındı. Eski Başbakanlık binası da Adalet Bakanlığı uhdesine bırakıldı. Burasının tarihi müze olarak değerlendirilmesiyle ilgili Cumhurbaşkanlığımızın bir talimatı var. Cumhuriyet'in 40'lı yıllarından beri buralar çok önem arz etmiş, Türkiye'nin kalbi burada atmış. Ben de geçmişte burada görev yaptım.

SEÇİM TARİHİ 14 MAYIS MI?

Seçimlerle ilgili önemli düzenlemeler hem anayasamızda var hem de seçim kanunlarımızda yer alıyor. Anayasada, seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, bir yıl içerisinde yapılan seçimlerde uygulanmaz, der. Bazıları bunun seçim sürecinin başlangıcını kast ettiğini söylüyor. Burada kasıt, seçimin yapıldığı tarihe göre yapılır. Seçimin yapıldığı tarihe göre bu hesaplama yapılır. Seçim kanunlarında yapılan önceden de değişiklikler var. 12 Haziran 2011 seçimleri yapıldı, YSK gündemine geldi, oradan bir karar çıktı. Çok net şekilde ifade ediliyor.

Muhalefet şerhi yazan üyeler de diyor ki, 12 Haziran'da yapılacak seçim için uygulanmaz çünkü seçim süreci takvimi esas alınır diyorlar. Burada YSK'nın kararı var, seçimin başladığı tarihe göre yapılır diye, Her değişiklikten sonra bu konu tekrar gündeme geliyor. Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, 1 yıl içerisinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz diyor. Biz bu 1 yıllık hesabı seçim tarihine göre mi, seçim başlangıcına göre mi yapacağız? Bunun seçim tarihine belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir, aksi de düşünülemez. 1 yıllık süre seçimin yapıldığı tarihe göre belirlenir. Nisan'da yürürlüğe girdi ve Mayıs'ta 1 yılı geçen bir süre olduğu için seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, aynen uygulanacaktır. Bu hesaba yapanlara bir de şunu söylemek lazım, ne menfaatleri var. Sizin dediğiniz gibi olduğunda Mayıs'ın hangi tarihi olursa olsun bir yıl doluyor. Barajı da 7'ye indirdik, bunların dediği olursa, barajla ilgili kısım da uygulanmayacak. Barajı indiren uygulamanın, olmasını istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Sadece buralara biraz şaibe düşürmek için başlatılan bir tartışma bu. 2011 yılında YSK'nın verdiği 140 numaralı kararı, hepsi çok iyi biliyor. Bir tartışmanın olmadığını çok iyi biliyorlar.

SEÇİM TAKVİMİ NASIL ŞEKİLLENECEK?

Anayasa bu konuda doğru kavramı kullanıyor. Seçimin yenilenmesi diyor. Zaten seçim kararı alındığında anayasal ifade seçimin yenilenmesidir. Doğru ifade budur. Ancak seçimin yapılması gereken tarihten öne çekilmesi yenileme gerçeğini ortadan kaldırmaz, biraz da takvimin öne alınmasıdır. Burada bir erken seçim yok. Seçim için konuşulan ay Mayıs. Buna erken seçim demek, erken seçimle ilgili kavramları doğru kullanmamak olur. Seçime yıllar varken seçim kararı alındı.

AK PARTİ'NİN SEÇİM SLOGANI NE OLACAK?

İlk yerli otomobili trafiğe çıkarmak büyük bir devrim ve heyecan değil mi? İlk defa Türkiye denizlerinde doğalgaz bulmak bunlar büyük bir değişim ve heyecan. Bu sene Şubat veya Mart uzaya ilk kez bir Türk astronot gönderilmesi esasında bambaşka bir iklim oluşmasına, İHA, SİHA, füze yapma hedefleri olan bir Türkiye var, bunlara çılgın proje denebilir. Atatürk, hayattayken, Türkiye'de 200 uçak üretilmiş, silah fabrikaları var ama ondan sonraki dönemde bunların hepsinin kapısına kilit vurulmuş.

TÜRKİYE'NİN ENERJİ ALANINDA HAMLELERİ

Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki gibi milli ve yerli hamleler gibi büyük hamleler yapıldı. İlk defa denizlerde arama, tarama, sondaj yapan gemilerin alınması gündeme geldiğinde şu anda muhalefette olanlar olsa alamazlardı. Bu kararları sadece cesur liderler alabilir. Yeni dönem Türkiye'nin ikinci yüzyılı, bir Türkiye yüzyılı. Eğer inşa etmek istiyorsak, her alanda dışa bağımlılığı azaltan bir Türkiye'nin inşası için yola devam. Atatürk'ten sonra onun yaptığı her şeyin kapısına kilit vuran bir Türkiye'den KIZILELMA üreten bir ülke olduk. Şehir hastanelerine, hızlı trene israf diyen bir muhalefet. Uzaya astronot gönderiyoruz buna ne gerek var diyen, Mavi Vatan'da petrol aramamıza 'evet' dediklerini mi sanıyorsunuz? Gabar'da terörden arındırıldı dağlar ve en ciddi enerji rezervlerine orada ulaşılma ihtimali vardır. Türkiye'nin geleceğinde korkakça davrananların, çekinerek politika üretenlerin sadece kaybettirecekleri olur. Biz ne diyeceğiz ona bakalım, diyen bir Türkiye olduk. Hava savunma sistemimiz yoktu, petrol istiyoruz, senin yüzde 100 kontrolünde neredeyse hiçbir şey yok. Türkiye bir sıkıntıya girse, hava sahası sende korumasız. Bir ülkenin hava savunma sistemi olmaz mı? NATO, bugüne kadar terörle mücadele ettiğinde ihtiyaç duyduğunda bir kez olsun Türkiye'nin yanında bir kez olsun vaziyet mi aldı? Bir sürü konuda biz NATO'ya uysaydık S-400'leri alabilir miydik? Bu tarihi adımı atabilir miydik? Türkiye artık kendi kararlarını kendi alan, başkalarıyla ilişkilerini de kendi kurgulayan bir yapı oldu. Pek çok konuda tutumumuzun değiştirilmesi isteniyor. Türkiye'nin önümüzdeki seçimde en önemli şeyi, yerlileşme ve başkalarına muhtaç olmadan Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme ve başkalarının imdadına da yetişen bir ülke olmaktır.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ NASIL SONUÇLANACAK?

Büyük Türkiye diyenler, büyük liderin arkasında yürümeye devam edecekler. Bu seçim, birinci turda, parlamentoda da salt çoğunluğu sağlayarak bitirecektir. Aziz milletimiz, sandıklarda hesapları bozacaktır.

İstikrar ve beka önemli. Rusya Ukrayna savaşı, pandemi krizi, gıda ve enerji fiyatları... Cumhurbaşkanlığı sistemi olmasaydı, tüm bunlar yönetilebilir miydi? Bu sistem, Türkiye'nin birliğinin, dirliğinin, milli ve yerli yönetiminin de sistemidir. Son 6 aydır değişen iklimde milletimizin basiretinin de bunda çok önemli payı var. Cumhurbaşkanımız, bu hükümet bunları başardı, 1 yıl oldu, bilmem kaç toplantı oldu. Aldıkları karar, Cumhurbaşkanı adaylığı belirlemek için istişareye başlamak... Türk halkı, siyasi aktörlerden daha fazla ileriyi gören bir halktır.

Hükümet sistemi değişikliğimiz, Türkiye'nin yaşadığı hadiselerin Türkiye'nin önüne koyduğu gerçektir. AK Parti'ye gelene kadar Türkiye, güçlü bir iktidar görmedi. 1991'den 18 Kasım 2001'e kadar yaklaşık 9 hükümet kuruldu. 94 ekonomik krizi, 28 Şubat postmodern darbe yaşanmış, sonra yine ekonomik kriz... Bunlar olur da bir ülkede refah, huzur, güven olur mu? 7 Haziran'da AK Parti çoğunluğu sağlayamadı, hükümet kurulamadı, sonra seçime gidildi. AK Parti yeniden yetki aldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde sandıktan siyasi istikrar ve güçlü iktidar çıkıyor.

15 Temmuz ihanet süreci ve daha öncekiler yaşanmasın diye tarihi bir makas değişikliğine gitti Türkiye. Parlamenter sistemde zayıf hükümetler oluyor. Koalisyondan ayrılacağıma, ayrılırım tehdidi altında olan bir Başbakan güçlü olabilir mi? Öyle yaşadı Türkiye ve böyle zayıf iktidarlarla güçlü bir irade ortaya koyulamadı. Cumhurbaşkanımızı Türk milleti benimsedi ve başkalarına muhtaç olmayacak şekilde sandıkta ona güç aktardı. Büyük bir siyasi istikrar kuruldu. Bir Menderes'in bir de Cumhurbaşkanımızın bu imkanı oldu. Kendi menfaatini, sürekli iktidarını düşünse, böyle bir sistem değişikliğine hiç gitmezdi. Aziz milletimizin geleceğini düşünerek bunlara karar verildi. İkinci dönemde yeni adımlar da atılarak, birtakım yasalarda değişikliklerde yapılarak, çünkü bize çok şey öğretti.

SİYASETTE '6 NİSAN' TARTIŞMASI

Anayasa, seçimlerin yenilenmesi kararını iki organa veriyor. Yasama, üye tam sayısının 563'üyle bu kararı alabilir, ikincisi de Cumhurbaşkanı'na. Anayasa'nın verdiği yetkiyle seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor. TBMM'nin ya da Cumhurbaşkanı'nın seçim yenileme kararı uygundur. 6 Nisan'dan sonraki seçime, destek vermeyiz, diyorlar. Onlar destek vermese de bu kararın alınmasında bir engel yok. Cumhurbaşkanının yetkisi var. O karar verdiği takdirde TBMM ile Cumhurbaşkanlığı seçimi tekrar yapılır. Seçim takvimi, Cumhurbaşkanı seçimi kanuna göre başlayacak. Yenilenme kararı alındığında, Meclis ve Cumhurbaşkanı seçimi aynı gün yapılır.

MART AYI İÇİNDE SEÇİM TARİHİYLE İLGİLİ BİR KARAR ALINACAK

Seçim tarihi 8 Mart'ta olabilir, 10 Mart'ta olabilir, 60'ıncı günü takip eden Pazar günü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtemelen Mart ayı içinde bir karar alacağını tahmin ediyorum.

TARİHİ MİRASLARA ARKASINI DÖNENLERE DE HALK, OY VERMEZ

28 Şubat'ı tahtların yürüyüşünü alkışlayan onlardı. Erbakan, boncuk boncuk terlerken Karamollaoğlu ne yapıyordu? Onlar demokrasi aşığı olacak, 15 Temmuz'a tiyatro diyenler demokrasi aşığı olacak ve darbecilere karşı kendisi ve ailesi ölüme uçan, milli iradeyi temsil edenler karşıt olacak. Demokrasiye sahip çıkan Türk halkı ve onun lideri Erdoğan olunca kimse buna sahip çıkmadı. Benim partimin liderini asacaklar ben de ona oy isteyeceğim. Senin mirasçısı olduğun partinin lideri idama giderken alkış tutanlar hangi zihniyet? Rahmetli Erbakan'ı nitelikli dolandırıcılıktan mahkum etmeye çalışan ve Erdoğan içeride yatmasın diye kanun çıkardık, bunlara karşı çıkanlar bunlar. Erbakan'ı hapse yatıran demokrat, ona sahip çıkan Erdoğan demokrat değil. Halk, buna prim vermez. Tarihi miraslara arkasını dönenlere de halk, oy vermez.

Ortada bir yürütme organı var. Tek kişilik diye iktidar diyenler, yanılıyorlar. Halk, CHP tek başına iktidar olmadı, zorunlu iktidar oldu. Başka parti yoktu. Ne zaman çok partili hayata geçildi o zaman yeni bir ortam ortaya çıktı. CHP'nin bu zihniyetine halk, 'hayır' dedi. Ülkenin her alandaki itibarını yükseltme, yoksullukla mücadele, onlarla asla mukayese edilemez. O hafızayı tazeletirlerse kaybederler.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN