AİHM, Kavala davasında başlattığı ihlal sürecinde Türkiye aleyhine karar verdi. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sorumluluklarını yerine getirmediğine hükmetti. Karar 1’e karşı 16 oyla alındı. Bakanlar Komitesi, Ankara’nın üyeliğinin askıya alınıp alınmayacağına önümüzdeki aylarda karar verecek. Hukukçulara göre süreç belirsiz, yaptırım yolu açık.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Ekim 2017'den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ile ilgili görülen davada Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını duyurdu.
"TÜRKİYE YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ İHLAL ETTİ"
AİHM, Osman Kavala davasında Türkiye'nin "AİHM kararlarına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği" gerekçesiyle AİHS'nin 46/1'inci maddesini ihlal ettiği hükmüne vardı. Kavala'ya 7 bin 500 Euro mahkeme masrafı ödenmesi kararlaştırıldı.
ADALET BAKANLIĞI VE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN TEPKİ
Kararın ardından Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi. Adalet Bakanlığı, kararın AİHM'in güvenilirliğini ve itibarını olumsuz etkileyeceğini belirterek, "AİHM'in Türkiye'ye karşı objektifliği ve tarafsızlığı konusunda kamuoyumuzdaki tartışmalar artacaktır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç ise yaptığı açıklamada "AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"KARAR, AİHM'İN GÜVENİLİRLİĞİNİ VE İTİBARINI OLUMSUZ ETKİLEYECEK"
"Türkiye, AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmiş ve bu taahhüdünün gereğini daima yerine getirmiş bir ülkedir. Türkiye, AİHM kararlarına uyma oranı en yüksek ülkelerden biridir. Zira üye ülkelerin AİHM kararlarını icra oranı yüzde 80.20 iken Türkiye'nin icra oranı yüzde 87.98'dir. Diğer kararların icra süreci ise devam etmektedir.
Türk yargı makamları, AİHM'in Kavala hakkında verdiği 10 Aralık 2019 tarihli kararını uyguladıklarını defaatle belirtmişlerdir. AİHM Büyük Daire gündeminde 22 dosya bulunmasına ve halihazırda derdest dosyaların tamamına yakınının Kavala dosyasından daha önceki tarihlerde, bir kısmının ise en az bir yıl önce Büyük Daire'ye gelmiş olmasına rağmen Kavala dosyasının öne çekilmesi; AİHM'in güvenilirliğini ve itibarını olumsuz etkileyeceği gibi AİHM'in Türkiye'ye karşı objektifliği ve tarafsızlığı konusunda kamuoyumuzdaki tartışmaları da artıracaktır."
"AİHM BEKLENTİLERİMİZİ BOŞA ÇIKARDI"
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala kararını, Türkiye'nin, AİHM'e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine yaptığı bildirimlere rağmen almasına tepki göstererek, "Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur." ifadesini kullandı.
Kavala kararının icrası hususunun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından AİHM'e havale edilmesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığının görüşlerini 2 Şubat'ta yapılan açıklamayla kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Bilgiç, şunları kaydetti:
"Açıklamamızda, AİHM'in durumu hakkaniyetle değerlendirmesi ve ilk derece mahkemesi gibi hareket etmemesi yönündeki beklentimiz dile getirilmişti. Süreç boyunca Avrupa Konseyi ile iletişimimiz devam etmiş; Adalet Bakanlığımız tarafından adı geçenin yargı sürecindeki gelişmeler hakkında düzenli bilgi sunulmuş, ayrıca adı geçenin tutukluluğuyla ilgili olarak iç hukukta devam eden yargılama sonunda hüküm giydiği AİHM'e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine bildirilmişti.
Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün (11 Temmuz) açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur. Bundan sonraki aşamada süreci takip edecek olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, daha önce sergilediği tarafgir ve seçici yaklaşımı bir yana bırakarak sağduyuyla ve bazı çevrelerin siyasi gündem yaratma arayışlarına mahal vermeksizin hareket etmesini bekliyoruz."