Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, 4 senedir Silivri'de tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala davasında Türkiye'nin AİHM kararlarını ihlal ettiği ve Türkiye'nin Kavala'ya 7 bin 500 euro mahkeme masrafı ödenmesine hükmetmesine tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, "Ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala kararını, Türkiye'nin, AİHM'e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine yaptığı bildirimlere rağmen almasına tepki göstererek, "Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur." ifadesini kullandı.
Sözcü Bilgiç, AİHM'in Kavala kararının icrasına ilişkin aldığı karar hakkındaki soruyu yazılı cevapladı.
Kavala kararının icrası hususunun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından AİHM'e havale edilmesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığının görüşlerini 2 Şubat'ta yapılan açıklamayla kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Bilgiç, şunları kaydetti:
'NE YAZIK Kİ, AİHM AÇIKLADIĞI KARARLA BEKLENTİLERİMİZİ BOŞA ÇIKARDI'
"Açıklamamızda, AİHM'in durumu hakkaniyetle değerlendirmesi ve ilk derece mahkemesi gibi hareket etmemesi yönündeki beklentimiz dile getirilmişti.
Süreç boyunca Avrupa Konseyi ile iletişimimiz devam etmiş; Adalet Bakanlığımız tarafından adı geçenin yargı sürecindeki gelişmeler hakkında düzenli bilgi sunulmuş, ayrıca adı geçenin tutukluluğuyla ilgili olarak iç hukukta devam eden yargılama sonunda hüküm giydiği AİHM'e ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine bildirilmişti.
Ancak ne yazık ki, AİHM konuyla ilgili olarak bugün (11 Temmuz) açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur. Bundan sonraki aşamada süreci takip edecek olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, daha önce sergilediği tarafgir ve seçici yaklaşımı bir yana bırakarak sağduyuyla ve bazı çevrelerin siyasi gündem yaratma arayışlarına mahal vermeksizin hareket etmesini bekliyoruz."