Sİnan Baykent: “Avrupa’daki Müslümanlar koordineli bir saldırı altında”

Sİnan Baykent: “Avrupa’daki Müslümanlar koordineli bir saldırı altında”

İngiltere’de 29 Temmuz Pazartesi günü 3 kız çocuğunu öldüren saldırganın Müslüman olduğu ile ilgili yayılan yalan haberlerin ardından ülke genelinde aşırı sağcı ve Müslüman karşıtı saldırılar başladı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın “aşırı sağın haydutluğu” olarak nitelendirdiği olayları sağ hareketler üzerine çalışan siyaset bilimci Sinan Baykent, KARAR’a değerlendirdi.

SEMA KIZILARSLAN

İngiltere’nin Southport kentinde üç çocuğun öldüğü bıçaklı saldırının ardından yayılan yalan haberler, ülke genelinde ırkçılık ve göçmen karşıtlığına yol açarak şiddet olaylarını tetikledi.


Hafta sonu en az 150 kişi gözaltına alındı, çok sayıda polis yaralandı. Sosyal medya ve haberler üzerinden saldırganın müslüman bir göçmen olduğu dezenformasyonu yayıldı ancak sonrasında saldırganın İngiltere doğumlu 17 yaşında bir Hristiyan olduğu ortaya çıktı.

ekran-resmi-2024-08-05-16-21-59.png

İşçi Partisi lideri ve Başbakan Keir Starmer, üst düzey bakanlarla yaptığı toplantı sonrası şiddet içeren protestoları “aşırı sağın haydutluğu” olarak nitelendirerek kınadı. Starmer, protestocuların yasalar karşısında hesap vereceklerini belirterek, “Protestolara katıldığınız için pişman olacaksınız” dedi.

Başbakan Keir Starmer, Müslümanlara saldırılar, azınlıkların hedef alınması, sokaklarda Nazi selamları ve polise yönelik saldırılar gibi eylemlerde bulunanların "İngiltere'yi temsil etmediğini" vurguladı.

ÜÇ ÇOCUĞUN ÖLDÜĞÜ SALDIRI NASIL YAPILDI?

Bıçaklı saldırı, yaz tatilindeki çocukların sosyalleşmesi için hizmet veren bir merkezde düzenlendi. Southport'daki saldırıda hayatını kaybeden çocuklardan Alice Dasilva Aguiar'ın 9, Bebe King'in 6, Elsie Dot Stancombe'nin 7 yaşında olduğu açıklandı. Saldırı sırasında çocuklar Taylor Swift temalı bir dans etkinliğindeydi. Saldırıda 8 çocuk ve 2 yetişkin de yaralandı. Polis saldırının "terör vakası olarak ele alınmadığını" duyurdu.

ekran-resmi-2024-08-05-16-24-55.png

SALGIRDANIN MÜSLÜMAN OLDUĞU YALANI NASIL YAYILDI?

Saldırıyla bağlantılı olduğu şüphesiyle 17 yaşındaki bir erkek gözaltına alındı. Yaşı nedeniyle ilk olarak ismi açıklanmadı. Bu, sosyal medyada spekülasyonlara neden oldu. İngiltere'de son seçimde 4 milyona yakın oy alan aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage, sosyal medyadan Southport'taki saldırı sonrası “Gerçek bizden saklanıyor" mesajını paylaştı.

Karşıtları, Farage’ı olayları kışkırtmakla suçluyor. Polis aşırı sağcıların, çocukları bıçaklayan saldırganın "İslamcı" olduğu söylentisi ile harekete geçtiğini belirtiyor.

Salı günü çıkan ilk olaylarda bir cami de hedef alındı. İlk gösterilerde 100'den fazla polis yaralandı. Saldırganın ismi mahkemeye çıkarıldıktan sonra açıklandı.

SALDIRGAN MÜSLÜMAN DEĞİL, HRİSTİYANMIŞ

Axel Muganwa Rudakubana’nın İngiltere’de doğduğu ve büyüdüğü, ailesinin Ruanda’dan göç ettiği öğrenildi. İngiltere basınında yer alan haberlere göre komşuları “sessiz bir çocuk” olarak tanımladı ve ailesinin Hristiyan olduğunu söyledi.

Saldırı sonrası paylaşılan bazı yalan haberler şöyle:

ekran-resmi-2024-08-05-16-26-16.png

MÜLTECİLERİN KALDIĞI EVLER VE OTELLER BASILDI

Saldırının ertesi günü düzenlenen Southport’taki protesto gösterisi, ülkenin başka şehirlerine de yayıldı. Londra, Liverpool, Leeds ve Manchester’ın da aralarında olduğu çeşitli kentlerde aşırı-sağcılar gösteriler düzenlendi. Kimi kentlerde bu gösterilere ırkçılık karşıtı protestolarla yanıt verildi. Çarşamba günü Başbakanlık konutunun bulunduğu Downing Street yakınlarında aşırı-sağcılarla polis çatıştı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı.

Cuma akşamı ülkenin kuzeydoğusundaki Sunderland’de yüzlerce gösterici sokaklara indi; şehrin “ciddi düzeyde şiddet eylemlerine” sahne olduğu açıklandı; bir caminin dışında çevik kuvvet polisine tuğlalar atıldı, araçlar ateşe verildi.

ekran-resmi-2024-08-05-16-27-08.png

“BU SALDIRILAR BEKLENİYORDU”

Sağ hareketler üzerine çalışan siyaset bilimci Sinan Baykent, İngiltere’de yalan haberler sonrası başlayan saldırıları KARAR’a değerlendirdi: Baykent, Avrupa’da bir süredir büyüyen İslâm düşmanlığının İngiltere’deki gibi bir patlamaya yol açmasının aslında kaçınılmaz olduğunu söylüyor:

“Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi aslında. Sadece yeri ve zamanı meçhuldü. Avrupa’da bir süredir büyüyen İslâm düşmanlığı er ya da geç İngiltere’deki gibi bir patlamaya yol açacaktı. Beklenen bir hâdiseydi. Kamusal alanda yarı-resmî, yarı-sivil ancak her daim ısrarlı ve sistematik bir İslâm düşmanlığı söylemi inşâsının pratik sonuçlarını görüyoruz. Bu tarz bir atmosfer nakşedildikten sonra dezenformasyon, manipülasyon kolaylıkla icra edilir.

1930’ların başlarından 1945’e dek Avrupa bir nevî kendi ‘ideolojik iç savaşı’nı yaşamıştı dersek, bu bir ölçüde doğru olur. Şimdi İngiltere’deki kör ‘Müslüman avı’nı da bu zaviyeden, devamlılık içinde ve fakat yeni paradigmayla uyumlu değerlendiriyorum. Anglosakson dünyası '11 Eylül paradigması'nı somutlaştıran küresel unsurdu, bu unutulmamalı. Şimdi bu paradigmanın “şahikası”na da burada rastlıyoruz. 1930’ların ‘ideolojik’ boyutu, günümüzde çekirdeği ‘anti-İslâm’ olan ‘kültürel’ boyutla ikâme edildi.

Bunun bir fikrî hazırlık aşaması var kuşkusuz. 1950’lilerden bu yana Anglosakson dünyasındaki İslâm karşıtı manevralar kıta Avrupa’sına nispetle çok daha dolgun ve keskin olageldi.

Savitri Devi figürünün ‘büyüyen Muhammedî demografi tehlikesi’ tezleri ve Devi kanalıyla Hint milliyetçiliği kuramı Hindutva’nın külliyatı gerek Birleşik Krallık gerekse ABD bağlamlarında çok alıcı buldu, popülerleşti. Akabinde Samuel Huntington’un ‘Medeniyetler Çatışması’, 11 Eylül paradigması, savaş-şiddet döngüsü ve Renaud Camus’nün ‘Büyük İkâme’ kitabı vs. derken bu diskur epey ‘demokratikleşti’ ve hatta ‘kurumsallaştı.”

“İSLÂM DİNİ, MEDENİYETİ VE İNANANLARIYLA BİRLİKTE ÇOK KOORDİNELİ BİR SALDIRI ALTINDA”

Baykent, İngiltere’de başlayan olayların ‘Avrupa’nın yerli hareketi’ olması durumunda kıta Avrupa’sına da yayılabileceğine dikkat çekti:

“Anglosakson âlemi burada başı çekti. Bu tipteki ilk kıvılcımlar Birleşik Krallık’tan mı bekleniyordu? Çok emin değilim. Ben daha çok kıta Avrupa’sından beklerdim. Fakat bu ‘katı pozitif bir bilim’ değil elbette. Dinamikler böyle gelişti. Şimdi bu bir ‘Avrupa’nın yerli hareketi’ hâlini alırsa, maalesef kıta Avrupa’sında da benzer manzaralarla karşılaşma ihtimali kuvvetlenir. Bugün İslâm dini, medeniyeti ve inananlarıyla birlikte çok koordineli bir saldırı altında - bu çok aşikâr. Mesele ‘çok dindar’, ‘az inançlı’ yahut “inançsız’ olmak değil.

Bu ‘medeniyet dairesi’nden geliyorsanız, tehlikelisinizdir - idrâk bu. Ve bu durum, 1945-sonrası süreçten günümüze çok incelikle ve mahirce örgülendi - maalesef. Siyâsî mimârînin ‘evrimi’ de bunu net olarak ispatlar mahiyettedir. Şayet bu 'ayrıntı'yı gözden kaçırırsak, bugünkü fotoğrafın hakiki mânâ dünyasını da - muhteviyatıyla birlikte - ıskalarız diye düşünüyorum.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN