'Partiler üstü' ayıp

Türk Ocakları İstanbul Şubesi’nin düzenlediği programda, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı İmamoğlu da konuşma yaptı. İslam dünyasının sorunlarına dikkat çekildi, çözüm önerileri dile getirildi. Ancak CHP liderinin Türk Ocakları’nın programına davet edilmesi bazı kesimlerde rahatsızlık konusu oldu. Türk Ocakları Genel Merkezi önce bir ‘kınama’ açıklaması yayınladı. İki saat sonra da İstanbul İl Yönetimi görevden alındı.

KONUŞMA DEMOKRASİNİN GEREĞİ OLARAK GÖRÜLMEDİ

Genel merkezin açıklamasında, parti siyasetinin dışında kalmaya azami özen gösterildiği vurgulandı. Kılıçdaroğlu’na refaketen toplantı salonunda bulunan Kaftancıoğlu kastedilerek ‘Devlete ‘seri katil’ diyenlerin Türk Ocakları toplantılarında boy göstermesi kabul edilemez’ ifadesi kullanıldı. Demokrasinin, fikir zenginliğinin gereği olan bir konuda ortaya konulan tahammülsüz tavır seçim öncesi baskı iddialarına da yol açtı.

'PARTİLER ÜSTÜ' İLKE BURAYA KADAR

Türk Ocakları İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı İmamoğlu’nu ‘İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu’nda ağırlaması üzerine Genel Merkez tarafından görevden alındı. Sempozyum bitmeden gece saatlerinde Genel Merkez’in yaptığı açıklamada Ocak için ‘partiler üstü’ vurgusu yapıldı. CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun sempozyumda yer almasının kabul edilemez olduğu ifade edildi. Tartışma yaratan karar sonrası Ocak’a ‘baskı’ iddiası gündeme geldi.

Türk Ocakları Genel Merkezi, İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu’nun 30 Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere görevden alındığını duyurdu. Partiler üstü bir kurum olan Türk Ocakları’nın bu kararı tepkilere neden oldu. Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) işbirliğiyle ‘Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları 2’ başlıklı sempozyum düzenlendi. Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı İmamoğlu ile birlikte Kılıçdaroğlu’na refakat eden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı.

GECE İKİ AYRI AÇIKLAMA

Öğlen saatlerinde sempozyum açılışı ile ilgili Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun konuşmaları basına yansıdı. Türk Ocakları Genel Merkezi ise önceki gün gece iki saat ara ile iki ayrı açıklama yaptı. Gece yarısı yapılan son açıklamada İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu’nun söz konusu sempozyumun bitmesinin ardından görevden alınacağı açıklandı. Türk Ocakları’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise “Türk Ocakları İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu 30 Haziran 2022 tarihinden geçerli olmak üzere görevden alınmıştır. Türk Ocakları Genel Merkez Yönetim Kurulu” denildi.

‘PARTİ SİYASETİNİN DIŞINDA...’

Türk Ocakları Genel Merkezi’nden gece 22.07’de yapılan ilk açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Türk Ocakları Genel Merkezi ve Şubeleri olarak Türk milletine hizmet amacıyla faaliyet yapıyoruz. Kurucularımızın temel ilkelerinden biri olan ‘parti siyasetinin dışında olmaya azami özen’i göstermekteyiz. Genel Merkez ve Şubeler olarak faaliyetlerimizde doğal olarak devletimizin ilgili kurumları ve mahallî idarelerden destek taleplerimiz olmaktadır. Bu bağlamda ölçütümüz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğü konusundaki tavırdır. Belediyeler tarafından tahsis edilen bazı şube binalarımızın açılışlarına, ilgili belediye başkanının mensup olduğu siyasi parti dâhil, farklı partilerden milletvekilleri ve il/ilçe yöneticileri, toplantılarımıza birlikte katılmaktadır. Ocak’ın bu kapsayıcı, kucaklayıcı ve parti siyasetine mesafeli tutumu açık ve kesindir.

İSTİFA ETMEYEN GÖREVDEN ALINACAK

27 Haziran 2022 tarihinde, İstanbul Şubemizin İstanbul Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle düzenlediği bir sempozyum, Türk Ocaklarının partiler üstü konumunu kesinlikle etkileyemez. Türk Ocakları Genel Merkezi, bu konudaki samimi, hasbi ve tavizsiz tutumuna halel getirilmesine izin vermeyecektir. Devlete ‘seri katil’ diyenlerin Türk Ocakları toplantılarda boy göstermesi kabul edilemez. Bir yıl içinde yapılacak olan seçimlerin giderek artan sıcak atmosferinde, Ocak şubelerimizin bu konulara her zamankinden daha fazla özen göstermesi zorunludur. Önümüzdeki seçimlerde aday olmayı düşünen Ocak yöneticileri, siyasi faaliyetlere girişmeden önce yönetim ve denetim kurullarından istifa edeceklerdir; etmeyenler Genel Merkez tarafından görevden alınacaktır.”

PROBLEMİN TEK ÇÖZÜMÜ ADALET

Kılıçdaroğlu, Türk Ocakları’nda düzenlenen İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada “İslam hangi gerekçe ile olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermez” diyerek “Günümüz İslam dünyasının temel problemlerini kaynağı adaletsizliktir. Dolasıyla günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir” demişti.

‘MİLLİYETÇİLİK KONUSUNDA KİMSEDEN DERS ALMAYIZ’

Yaşananlar sonrası dün Türk Ocakları Genel Merkezi yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada “Türk Ocakları yönetiminin milliyetçilik konusunda hiç kimseden ders almaya ihtiyacı yoktur. Türk Ocakları parti siyasetinin dışındadır ancak Türk kelimesinden tüyleri diken diken olanlarla yol yürümemiştir, yürümeyecektir. Türk Ocakları partiler üstüdür ancak Ermeni soykırımı yalanının propagandasını yapanlar veya hangi cenahtan olursa olsun Türk Devletine ‘seri katil’ diyenlerle bir arada olmamıştır olmayacaktır. Bizi yöneten siyasilere hatırlatırız ki; biz parti siyasetinin tarafı veya hiçbir partinin arka bahçesi değiliz. Bizim tek kaygımız Türk Milletinin birliği ve Türk Devletinin bekasıdır. Kimse unutmasın ki, merhum Dündar Taşer’in dediği gibi, ‘Türk Ocağı fazla kurcalamaya gelmez, oradan bozkurt çıkar. Bozkurt” denildi.

TAHAMMÜL EDEMİYORLAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda konuştu. Türk Ocağı’nın İstanbul il başkanının görevden alınmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu “Akıllarını yetirmişler. Tahammül edemiyorlar” dedi ve şöyle devam ettti: “Kimse endişelenmesin. Allah’ın izniyle adaleti getireceğiz. Her kavga sonlarını getiriyor. Kendileri kendi sonlarını getiriyor. Bizi dinleseler emin olun çok güzel şeyler olacak. Doğruları dinlemeye tahammül edemiyorlar. Buradan çıkmaları lazım. Yusuf Has Hacip’in 11. yüzyılda yazdığı güzel bir kitap var: Kutadgu Bilig. Devlet Olma Bilgisi.

HAKSIZLIĞI GİDERECEĞİZ

11. yüzyılda yazıyor şimdi 21. yüzyıldayız. Dönemin yöneticileri için ne söylüyor? 3 madde var çok değerli: Halkın senin üzerinde üç hakkı vardır. Bu hakları öde ve halkı zorluğa düşürme. Biri memleketinde gümüş kalsın yani paranın değerini koru. İkincisi halkı adil kanunlarla idare et. Birinin diğerine tahakkümüne izin verme, onları koru. Üçüncüsü bütün yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır. Onlar da gayet iyi biliyorlar. Geliyorlar gelmekte olan. Haksızlığa asla tahammül edemiyoruz. Haksızlığı gidereceğiz.

UZUN VE AVCI’NIN RÜTBELERİ...

Adalet önemli bir kavram. İstanbul’daki toplantıda adaletin ne olduğunu da ifade ettim. Devlette görev yapan insanların toplumda adaletsizlik varsa bunu belirtme hakkı vardır. Sabri Uzun ve Hanefi Avcı’dan bahsediyorum. Sabri Uzun, yanlış yapıyorsunuz dedi. Vay sen misin bunu söyleyen. Arkasından Hanefi Avcı, Selahattin Demirtaş için AİHM kararını uygulayın dedi. İkisinin de rütbeleri sökülecek. Adaletsizliğin ulaştığı boyutu görüyor musunuz? Sabri Uzun da Hanefi Avcı da bilsin, az kaldı, geliyor sandık. Onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz. Haksızlığa tahammül edemiyoruz biz. Öyle FETÖ iltisaklı falan deniyor. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Biri düştü, diğeri de düşecek. Bu mudur devlet yönetimi. Benden değil at içeri, bu benden tüm suçlarını kapat. Böyle bir devlet yönetimi olmaz.

ŞEKER VE ÇAYDAKİ OYUN AYNI

Adalet olarak yönetemiyorlar ama ekonomik olarak da yönetemiyorlar. Şekerde hiçbir sıkıntımız yoktu, şeker fabrikalarını sattılar. 10 fabrikayı 680 milyon dolara sattılar. Tefecilere bir ayda ödenen para 19 milyar lira. 24 yıl sonra Türkiye şeker ithal etmek zorunda. Yönetemiyorlar. Devlet böyle yönetilmez. Şeker fabrikalarını neden özelleştirdiniz. Çay, Rize’nin Artvin’in Trabzon’un stratejik ürünüdür. Şeker de hangi oyunu oynadılarsa çay da aynı oyunu oynayacaklar. Ulusal Çay Konseyi fiyat belirleyecekmiş. Yükü sırtından atacaklar, düşük fiyatı biz belirlemedik konsey belirledi diyecekler. Unutma, bu millet uyandı. Milletin sesi var artık.
MAVİ MARMARA DOSYASI KAPANMAYACAK: Mavi Marmara’da hayatını kaybeden şehitlerimiz vardı. Bir şehit ailesini ziyaret ettim. Bizi kimse sahip çıkmadı diyorlar. Onların yanında olacağımızı, o dosyayı bunlar kapattılar ama bizim iktidarımızda bu dosyanın kapanmayacağını söyledik. Giderken bize mi sordunuz cümlesi en acısı.

BÖYLE BİR DÜZEN HANGİ ÜLKEDE VAR

Bakanlar ne yapıyor Allah aşkına? Fırsat buldular geldiler bir eğlenceye katıldılar. Prens mi gelmişti buraya? Onunla beraber sofraya oturdular orada ağaçlar yanarken. Senin görevin o. Senin görevin katilin sofrasına oturmak değil!” 20 milyon Euro ile kayıplara karıştığı iddia edilen Ertunç Laçinel ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ilişkisine dair söylentileri de gündeme getiren CHP lideri, “Malı götür hırsızlığı yap, Saray kapı gibi arkanda duruyor. Böyle bir kanun dünyanın hangi ülkesinde görüldü?” dedi.