CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABB Başkanı Mansur Yavaş'a Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde "hayırlı olsun" ziyaretinde bulundu. Ziyaretin ardından Yavaş ile ortak basın açıklaması yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, dün (3 Mayıs) eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesini anlattı. Kendisiyle yediği en keyifli yemek olduğunu ifade eden Özel, "Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşme hakkında kendisine bilgi verdim, detayların önemli bir kısmını paylaştım." dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş'a, yeniden belediye başkanı seçilmesi dolayısıyla "hayırlı olsun" ziyaretinde bulundu. Yavaş, Özgür Özel'i belediye girişinde karşıladı.
Mansur Yavaş, Özgür Özel’e Ankara’nın 5 beyazı olan Ankara tavşanı, Ankara balı, Ankara keçisi, Ankara kedisi ve Ankara güvercinini simgeleyen plaket verdi. Özel de Yavaş'a, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yaptığı bağışın sertifikasını hediye etti.
Özgür Özel, sertifikayı verirken, "Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne, Sayın Başkanımızın yeniden seçilmesini kutlamak için onun adına öğrencilere burs verilmek üzere bağış yaptık. Hayırlı uğurlu olsun yeni dönemi" ifadelerini kullandı.
'SAYIN GENEL BAŞKANIMIZIN TAVSİYELERİNİ ALDIK'
Ziyaret sonrası Özgür Özel ve Mansur Yavaş ortak basın açıklaması. Mansur Yavaş açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Genel Başkanımız bugün hayırlı olsun ziyareti için belediyemize geldi. Ben de kendilerine belediyemizde yaptığımız bazı çalışmalar ve seçim öncesi hazırladığımız finansal raporla ilgili bilgiler verdim. Ayrıca belediye başkanlarımızla, belediye meclis üyelerimizle birlikte toplantı yaptık. Hem geçmiş dönemi hem de önümüzdeki dönemle ilgili sayın genel başkanımızın tavsiyelerini aldık. "
'31 MARTTA CHP'NİN BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI ÖDÜLLENDİRİLDİ'
CHP lideri Özgür Özel ile konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Burası Türkiye'nin başkenti. Bu belediye tasarrufun başkenti. Önümüzdeki günlerde tüm belediyelere göndereceğimiz tasarruf genelgesi titizlikle hazırlanıyor. Tasarruf nedir, israf nedir diye tartışan, israf nedir diye bakacaklarsa 7 kere tasarruf genelgesi çıkarıp uymayıp 8'incisini hazırlayanlara baksınlar. Tasarruf nedir diye bakacaklarsa başta ABB olmak üzere yönettiğimiz tüm belediyelere baksınlar. Biz tasarrufu ön plana alan, israfı bitiren, hizmeti getiren belediyecilik anlayışına sahibiz.
31 Mart'ta bu anlayış ödüllendirildi. Ankara'da 10 kişiden 6'sının oyunu aldı. Dile kolay yüzde 60 oy aldı. Çünkü bu anlayış, çakarlı arabalarla, uzun konvoylarla, korumalarla, bütün trafiği felç eden 300 araçlık konvoylarla değil, bir minibüsle bir eşlik eden araçla, sokakta yürümesiyle, eşiyle alışveriş yapmasıyla, vatandaşın derdini bizzat dinlemesiyle, öyle erişilemez değil, halkın içinde, halkın kendisinden bir belediye başkanının neler yapabileceğini gösterdi.
'BİR TABU YIKILDI TÜRKİYE'DE'
Bir tabu yıkıldı Türkiye'de. Ankara'daki sarayı gösterip, Ankara'daki uzun konvoyları gösterip "İtibardan tasarruf olmaz, millet gücü seviyor" diyenlere karşı, tasarrufu çok daha fazla seviyor. En güçlü olanın en mütevazı olanı millet biliyor ve ödüllendiriyor dedi.
Mansur Yavaş'ın belediyecilikte elde ettiği başarı şüphesiz tek başına elde edilmiş başarı değildir. Geçen dönem üç belediye başkanımız, ikisi göreve devam ediyor, üçünün emeklerini ayrı ayrı takdir etmek durumundayız. Bugün çok daha güçlü buraya geldik.
'CHP KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR'
Geçen sefer azınlıktaki meclis grubunun mücadelesini takdir ediyoruz. Ama bugün çoğunluk grubu olarak herkese şunu göstereceğiz; biz gücü elimize geçirdiğimizde şımaranlardan, kibre kapılanlardan, yukardan bakanlardan değiliz. Belediye Meclisi'ne eşimizi dostumuzu işe sokmak için onun bunun işini takip etmek için değil tam olarak kimsesizlerin kimsesi olarak girdik. CHP kimsesizlerin kimsesidir.
'İKTİDARIN ANAHTARI DA VATANDAŞI DÜŞÜNEN İCRAATLARLA GERÇEKLEŞECEK'
CHP belediyeciliği tescillendi. Ancak bu 5 yıl seçimlerin yapılacağı güne kadarki kısmı bu sefer CHP'liler, kamu yönetiminde çok iyiler, temizler, çalışkanlar, dürüstler, müsrif değiller, tutumlular, arttırdıklarını da vatandaşın faydasına harcıyorlar dedirtip, bundan sonraki süreçte genel iktidarın anahtarı da, TBMM'deki çoğunluk grubunun koltukları da arkadaki ABB Meclis Grubu'nun uyumlu, yoksulu gözeten, vatandaşı düşünen icraatlarıyla gerçekleşecek.
'GÖRÜŞME OLUMLU SONUÇLANMAZSA RANDEVU İSTEMEYİ DÜŞÜNEBİLİRİM'
Açıklamaların ardından ABB Başkanı Mansur Yavaş ve CHP lideri Özgür Özel basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceği sorulan Yavaş şu yanıtı verdi:
"Kamuoyu gibi bu görüşmeyi ben de önemli buluyorum. Özellikle CHP'nin birinci parti olduktan sonra bu gerilimi ortadan kaldırıcı yaklaşımı kamuoyu tarafından da olumlu karşılandı. Sayın genel başkanımızın yaptığı konuşmada belediyelerin sorunları da sayın Cumhurbaşkanı'na anlatıldı. Önümüzdeki günlerde bizim de bakanlıklarla ilgili bazı bekleyen yazılarımız var. Onlarla ilgili görüşmenin sonucu olumlu olursa biz de olumlu sonuç bekliyoruz. Olumlu sonuçlanmazsa tekrar randevu istemeyi düşünebilirim. Eğer hükümet kanadından olumlu bir yaklaşım olursa problemlerimiz çözülecek o zaman görüşmeye gerek kalmayacak.
'GEZİ DAVASININ EKONOMİYE OLUMSUZ ETKİSİ VAR'
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmenin ardından Gezi tutuklularından Osman Kavala ile ilgili yeniden yargılama, tahliye gibi olumlu adım bekliyor musunuz?" sorusuna Özgür Özel şöyle yanıt verdi:
"Bu konuda en yoğun beklenti, iş insanlarından tutun, Türkiye'nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Çünkü Gezi Davası bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye'de hukukun üstünlüğü olmadığını, hukuki öngörülebilirlik olmadığını, insanların önünü göremediğini, böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini, verilen kredinin riskinin yüksek olduğunu ve doğrudan ekonomiye dahi olumsuz etkisi olan bir durum olduğunu hatırlatalım.
Gezi'yi bütün ülke gözleri önünde yaşadılar. Ben sayın Erdoğan'a özellikle Tayfun Kahraman'ın Bülent Arınç ile ve kendisiyle yaptığı konuşmayı satır satır hatırlattım ve belgeleri kendisine bıraktım. Sayın Erdoğan'a şunu sordum; Bülent Arınç ile görüştüğünde siz yurt dışındaydınız, "Cumhurbaşkanı dönmesin, bakanlar istifa etsin, yönetimi bize bırakın" dedilerse hiçbirini içerden çıkarmayın bu darbe girişimidir. Ama ne demişlerdi; "ağaçları kesmeyin, buraya kışla yapmayın, AKM'yi yıkmayın, gaz fişeğini silah gibi kullanmayın" bu talepler son derece masum talepler.
Sonra Tayfun Kahraman yine birlikte olduğu oda başkanlarının başkanlığını da yaparak platformun Erdoğan'ı ziyaret etti gelince. Çıkıştaki açıklamasını okudum. "Başbakanımız" diye başlayan ve olumlu atmosferde geçti. Ağaçlar kesilmeyecek, yargı kararı beklenecek, referandum yapılacak, halk istemezse topçu kışlası inşa edilmeyecek. Artık Gezi Parkı'ndaki Gezi sakinlerinin takdirine sunuyorum bu olumlu yaklaşımı demiş birisi içeride yatamaz. Yatmamalı.
'AİHM KARARINA RAĞMEN İNATLAŞILMAMALI'
AİHM kararına rağmen inatlaşılmamalı, AYM kararına rağmen milletvekili hapiste tutulmamalı. Sayın Kavala'nın AİHM kararı, geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde tam günlük temaslar yaptım. Konseyde konuştum. Büyün grupları ziyaret ettim. Çok sayıda devlet başkanıyla görüştüm. Türk heyetini ziyaret ettim. 18 kişiler. Bir odaları var. Tuğrul Türkeş başkan. Hangi partiden olursa olsun hepsinin derdi şu. "Burada ağzımızı açsak karşımıza Kavala çıkıyor" diyorlar.
Bir mahkeme AİHM kararına uymayınca bize burada adım attırmıyor diyorlar. Saati soruyorsun. Saati niye soruyorsun sen önce Kavala'yı çıkar diyorlar. Daha geçen gün o delegasyon Kosova kararında 18'de 18 oy verdi. Meclisimizin en seçkin, orada bizi temsil edebilecek eğitimde, liyakatta, donanımda, yabancı dilde 18 milletvekili var. Kavala burada hapis. Onlar da bizim oradaki odamızda hapisler. Elbette çıkıyorlar, temas yapıyorlar ama karşılarında duvar var. "Siz bizim mahkememizin kararına uymuyorsunuz" diyorlar.
'TÜRKİYE BU CENDEREDEN KURTULSUN'
Türkiye'de yargı talimat alıyor almıyor tartışmasına ben girmeyeyim. Yargı da talimat almasın. Yargı talimatı kendi vicdanından alsın. Yeniden yargılama mı, yargılamanın yenilenmesi mi en doğrusunu hukukçular bilir. Ama bir yol bulunsun Türkiye bu cendereden kurtulsun. "
'KILIÇDAROĞLU'NA CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞME HAKKINDA BİLGİ VERDİM'
Sayın genel başkanımızla hem çok faydalı hem bugüne kadar en rahat en keyifli yemeğimizi yedik. İki taraf da kazanan taraf sonuçta. Çok keyifli bir sohbet oldu. Hem sayın Meclis Başkanı görüşmesi hem sayın Cumhurbaşkanı ile görüşme hakkında kendisine bilgi verdim, detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım.
'KENDİSİNİN DE SON DERECE YAPICI YAKLAŞIMI VARDI'
O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım. Almamakla da doğru yapmışım. Sayın genel başkanı telefonla aradığımda görüşmeyle ilgili zaten bana önerilerde bulundu. Demekki görüşmeyi yanlış bulmuyor.
İkincisi dün de kendisiyle yaptığım görüşmenin değerlendirmesinde kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı verici ve geleceğe yönelik ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. Öyle bir sorun alanımız yok sayın genel başkanla. Bundan sonra partiyle ilgili, partinin geleceğiyle ilgili, partinin iktidara gelmesiyle ilgili umutlarımız var. Bu konuları konuştuk.
