Geçtiğimiz günlerde Köfteci Yusuf’un domuz eti kullandığı skandalı gündeme bomba gibi düşerken bazı isimlerden köfte zincirine destek geldi. Bunlardan biri ünlü ekonomist Özgür Demirtaş olurken bir destek de Ahmet Ercan’dan geldi. İşte detaylar…
Köfteci Yusuf'un köfte ve dönerlerinde domuz eti tespit edilmesi, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın ardından, jeofizik mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan da firmaya destek verdi ve iddiaların arkasında daha büyük bir oyun olabileceğini öne sürdü.
DOMUZ ETİ SKANDALI NEYİ GÖSTERİYOR?
Köfteci Yusuf'un Ankara ve Bursa şubelerinde satılan köfte ve dönerin içeriğinde domuz eti bulunduğu iddiası, Türkiye’nin dört bir yanında tartışmalara yol açtı. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu skandalı taklit ve tağşiş listesine ekledi. Halka mal olmuş bir markanın bu şekilde sahtekarlığa başvurmasının, birçok vatandaş için akıl almaz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özgür Demirtaş, "Milyonlarca dolar değerine ulaşmış bir işletme neden binde bir oranında domuz eti kullansın?" diyerek dikkat çekti.
AHMET ERCAN'DAN DESTEK MESAJI
Prof. Dr. Ahmet Ercan, Köfteci Yusuf’a yönelik eleştirilerin arka planında daha farklı bir amacın olduğunu savundu. Sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "İnadına Köfteci Yusuf’ta köfteye devam" ifadesiyle, yerli ve milli markaların korunması gerektiğine dikkat çekti. Ercan, ABD merkezli fast food zincirlerinin, Türkiye’nin güçlü markalarından biri olan Köfteci Yusuf’a karşı bir kampanya yürüttüğünü öne sürdü. "Yerli ve milli markamızı bitirmek için çamur atıyorlar" diyen Ercan, bu durumu derin bir endişe ile değerlendirdi.
YUSUF AKKAŞ'TAN CEVAP
Köfteci Yusuf’un sahibi Yusuf Akkaş ise skandala yönelik sert bir açıklama yaptı. İddiaları kesin bir dille reddeden Akkaş, firmanın bir kumpasa uğradığını savundu. "Bizim ürünlerimizde asla domuz eti kullanılmaz. Bu tamamen asılsız bir itham" diyen Akkaş, markalarının köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve her zaman müşteri memnuniyetine odaklandıklarını belirtti.
HALK TEPKİ GÖSTERİYOR
Kamuoyunda bu skandala yönelik sert tepkiler yükselirken, birçok kişi bu tür bir sahtekarlığın bir marka için son derece tehlikeli ve inandırıcı olmadığını düşünüyor. 42 ilde 278 şubesi bulunan bir firmanın maliyetleri düşünülmeden böyle bir hataya nasıl düşebileceği sorusu, toplumun gündeminde önemli bir yer tutuyor.