Akbelen ormanını Limak Holding'in maden talanına karşı savunan Necla Işık ve Ahmet Tatar, yargılandıkları 'ormanı işgal etmek ve ormandan faydalanma' davasından beraat etti.
MERVE ŞİŞMAN
Akbelen'de yüz binlerce çam ağacının maden uğruna kesilmesini önlemek için çadır kurup nöbet tutan çevre gönüllüleri hakkında 'ormanı işgal'den dava açıldı. Ağaç koruyucuları, “Ormanı işgal eden şirketleri değil, korumak için 7/24 nöbet tutanları yargılıyorlar" dedi. Uzmanlar ise yeşil alanları betona gömen asıl işgallerin önünü 2018’deki düzenlemenin açtığını hatırlattı.
Şirketlerin 780 dönümlük arazideki ağaçları kesmemesi için köylüler ve çevre savunucuları bölgede nöbet eylemine başlatmışlardı. Ormanı savunurken darp edilen Ahmet Tatar ve ikizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık'a "Ormanı işgal ve ormandan faydalanma" suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması bugün Milas 4’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.
'AKBELEN'İ KİMSEYE YEDİRMEYİZ'
Basına ve halka kapalı duruşmanın yapılacak olması tepkiye neden oldu. İçeriye girişlerde kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme, Nejla Işık ve Ahmet Tatar’ın beraatine karar verdi.
Davada bulunan orman savunucuları KARAR'a şu açıklamayı yaptı: "Bizler ormanlarımızı korumak isterken beklenmedik ve hak etmediğimiz tutumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Yeşili korumak isterken işgal eden bizmişiz gibi 'ormanı işgal etmek' suçuyla arkadaşlarımız yargılanıyor. Adalet yerini buldu ve İkizköylüler beraat etti. İşgal eden şirketler yargılanmazken ormanını yeşilini seven sahip çıkanlar 'ormandan faydalanmak' suçuyla karşı karşıya geldi. Biz Akbelen'i kimseye yedirmeyiz, yeşilimize sahip çıkmaya devam edeceğiz."
Davanın ilk duruşmasından önce köylüler ve avukatları açıklama yaptı. Davanın hukuksuz olduğunu söyleyen İkizköylüler şu çağrıyı yaptı;
“Hem suçlu hem güçlüler tarafından açılan bu tür davalarla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Davanın avukatlarından İsmail Hakkı Atal, “'Trajikomik bir dava. Çünkü şirket ormanı keserken, bizim ormanı korumak için kurduğumuz dört metrekare çadır ‘ormana tecavüz etti’ diye dava açılıyor. Limak yan tarafta 760 dönüm ormanı kesiyor. Orman mı kaldı? Ormanı bırakmadınız! Biz ormanı sizden korumaya çalışıyoruz. Bu artık kelimelerle ifade edilemeyecek kadar absürt, komik ve Türkiye’de yargının ne hale geldiğini gösteren bir davadır. Türkiye’de yargı diye bir şey yoktur. AKP’nin hakimleri ve AKP’nin savcıları vardır. Tamamen göstermelik ve şekli bir yargılama yapmakta ve yukarıdan AKP Genel Merkezi’nden aldıkları talimatlarla halkın muhalefetini bastırmak ve korkutmak için böyle uyduruk davalar açmaktadırlar. Öfkemiz taşıyor artık”
'YAŞASIN ONURLU MÜCADELEMİZ, YAŞASIN AKBELEN'
Ardından konuşan İkizköy muhtarı Necla Işık, “Ormanı işgal ettiğimiz için değil koruduğumuz için yargılanıyoruz. Ormanı işgal edenler belli. Köylü yıllardır ormanını, zeytinini korumaya çalışıyor. Yaşasın onurlu mücadelemiz, yaşasın Akbelen” şeklinde konuştu.
Ahmet Tatar ise, bölgede kolluk kuvvetlerinin şiddet uygulandığını hatırlatarak, “12 Eylül sabahı dramatik bir gündü. Komando, jandarma bir de buna ilave olarak Milas Jandarma Güçleri, resmi kıyafetlerle operasyon yaptılar. Şirketle iş birliği içerisinde bir operasyon yaptılar. Alandan bizi uzaklaştırarak alanı, kendileri işgal ettiler. Kullandıkları konteynerlerin üzerinde bir şeyi unutmuşlar. Şirketin YK Enerji’nin yani Limak ve İştaş'ın metal etiketlerini konteyner üzerinde sökmeyi unutmuşlar. Ve bu da operasyonun aslında günler önceden planlandığını ve o gün uygulamaya geçirildiğini gösteriyor. Ama asıl yargılanan bizler değiliz. Yargılanan Akbelen mücadelesi” diye tepki gösterdi.
KARAR gazetesi geçtiğimiz günlerde 'Ağaç nöbeti 'ormanı işgal'miş' başlığıyla konuyu manşetine taşımıştı.