AB, Türkiye'ye mülteciler için sağladığı milyarlarca euroluk fonun kullanımı konusunda gerekli bilgilere ulaşamıyor. AB denetçileri, Türkiye'nin mülteci eğitim projelerine yönelik somut veri sağlamadığını belirtiyor.
Avrupa Birliği, 2016 yılında imzalanan göç anlaşması çerçevesinde Türkiye'ye mültecilere yönelik olarak sağladığı milyarlarca euro fonun etkin kullanılıp kullanılmadığını denetlemekte zorlanıyor. AB denetçileri, Türkiye'deki eğitim projelerinin gerçek etkilerini değerlendirecek verilere erişemediklerini belirtiyor.
AB ile Türkiye arasındaki anlaşma kapsamında, Türkiye'deki 4 milyonu aşkın kayıtlı mülteciye yardımcı olmak amacıyla önemli miktarda fon ayrıldı. Fonlar, nakit ödeme kartları, eğitim ve sağlık hizmetleri geliştirme, sosyal entegrasyon projeleri ve Suriye'deki savaştan kaçan insanlar için gerekli tesislerin inşası gibi çeşitli alanlarda kullanılmak üzere tahsis edildi.
Associated Press'in haberine göre, Avrupa Sayıştayı (ECA), geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği denetimlerde Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın, AB projelerinin etkilerini değerlendirebilmek için gerekli olan bilgileri sağlamadığını raporladı. Sayıştay üyesi Bettina Jakobsen, bu durumun AB tarafından finanse edilen projelerin etkisini ve sürdürülebilirliğini ölçmede büyük bir engel teşkil ettiğini ifade etti.
MÜLTECİLERİN EĞİTİMİ İÇİN 530 MİLYON EURO AYRILMIŞTI
Avrupa Komisyonu, Türkiye'deki mültecilerin eğitimine katkıda bulunmak için en az 530 milyon euro ayırmıştı. Bu fonlar özellikle öğretmen maaşları, eğitim materyalleri, Türkçe dil eğitimi ve rehberlik hizmetleri gibi alanlarda kullanılmak üzere planlanmıştı. Ancak denetçiler, bu fonların kullanımıyla ilgili somut verilere ulaşamadıklarını ve bu durumun fonların etkinliğini değerlendirmelerini engellediğini belirtiyor.
Denetçilerin eğitim bakanlığından aldığı yanıtların yetersizliği ve "sadece verilere sahip olmadıklarını iddia etmeleri", AB ile Türkiye arasındaki işbirliğinin zorluklarını da gözler önüne seriyor. AB Sayıştayı, Türk yetkililerin denetçilerle işbirliği yapmamalarının nispeten nadir bir durum olduğunu, ancak bu durumun fonların takibinde önemli zorluklar yarattığını vurguluyor.