CHP lideri Kılıçdaroğlu, ülkedeki işsizlik, yoksulluk ile keyfi gözaltı ve tutuklamaları işaret ederek "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, buna karşı mücadele edeceğiz. Bir laf söylüyorsun hemen saldır, yakala. Olur mu öyle şey? Bir sivil toplum örgütünün başkanı bir konuşma yaptı, şimdi hapiste. Onun hakkını da bu kardeşiniz arayacak" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanaat Önderleri ve STK Buluşması'nda konuştu. Ana muhalefet lideri, adalet vurgusu yaparak hakkını arayan herkesin yanında olduğunu söyledi. "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diyen Kılıçdaroğlu, ülkede keyfi gözaltı ve tutuklamalar yaşandığını belirterek, “Ekmek aptal toplumların gıdasıdır” dedikten sonra gözaltına alınıp ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret’ten tutuklanan Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar'a da desteğini açıkladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
“Güzel Bursa’mızın bu bölgesinde, oyumuzun çok düşük olduğunu biliyorum. Yüzde 2. Dediler ki ‘Nerede toplantı yapalım?’ Yıldırım’da yapalım. Bizim oyumuzun düşüklüğü Yıldırım’ın kabahati değil, bizim kabahatimiz. Sen gittin sofrasına oturdun, çayını ve kahvesini içtin de sana oy mu vermediler? Gideceksiniz, oturacaksınız, konuşacaksınız, vatandaşın derdiğini dinleyeceksiniz, çözüm varsa çözümünü söyleyeceksiniz. Yani kısaca helalleşeceksiniz, ‘Ya arkadaş bir eksiğimiz, kusurumuz, kabahatimiz vardı. Gelmedik, dinlemedik. Ankara’da oturduk, nutukları attık, bize oy verin.’ Vatandaş oy vermiyor. Gideceksin, oturacaksın, derdini dinleyeceksin, çözümü anlatacaksın, ondan sonra vatandaş elini vicdanına koyup oy verip vermemekte özgür olacak. Ama önce düşünmesine imkân vereceksin.
'SARAYLARDA BİRİ OTURACAKSA BU HALKTIR'
Her birimiz, şöyle veya böyle; bulunduğumuz bölgeden büyük kentlere geldik. Ben de öğrenciliğime, Van’ın Erciş ilçesinde ilkokula başladım. Tunceli’de ilkokul dörtte okudum. Beşinci sınıfı Bingöl’ün Genç ilçesinde, ortaokulu Genç ilçesinde. Ticaret lisesini Elazığ’da, üniversiteye geldiğimde de Ankara’ya. Ondan sonra da kamuda görev yaptık, İstanbul, Ankara derken görevimizi sürdürdük. Sonra da kader bizi siyasette buluşturdu.
Dolayısıyla Türkiye’nin 7 bölgesini iyi bilen, sorunlarını iyi bilen ve çözüm için çaba harcayan bir kardeşiniz olduğumu unutmayın. Benim saraylarda oturmak gibi bir derdim yok. Saraylarda birisi oturacaksa, bu millet sarayda oturmalı, halk saraylarda oturmalıdır.
Eğer bu coğrafyada bir çocuk yatağa aç giriyorsa, bir anne ve babanın evladı işsizse; o evde huzur olmaz. Huzurun olmadığı yerde, bereket olmaz. Herkesin işi, aşı olmalı. Bu sizin hakkınız aslında. Talep etmeyi bilmek gerekiyor. Ne demek hakkınız? Anayasa madde 49. ‘Çalışmak herkesin hakkıdır’ diyor. Ben çalışıyorum, bu hakkım. Siz hak talebinde bulunduğunuz zaman devletin yönetenlerin size o hakkı teslim etmesi lazım, size iş bulması lazım. Size iş bulmuyorsa Anayasal görevini yerine getirmiyor demektir.
Üniversiteyi bitirmek kolay değil. Boğazından kesiyor; evladım okusun, iyi yerlere gelsin. Benden daha iyi bir hayat sürsün diye bekliyor. Üniversiteyi bitiriyor, işsiz. Baba işsiz, evlat işsiz. Nereye kadar?
'TOPLUMUN DİKKATİNİ BAŞKA YERLERE ÇEKİYORLAR'
Bu toplum bunları aşmak zorunda, beraber aşmak zorundayız. Ama toplumun dikkatini başka yerlere çekiyorlar. Nasıl çekiyorlar? Kimlik üzerinden siyaset yapılıyor, yanlış. Kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Neden? Ben anne ve babamı seçme hakkına sahip miyim, siz anne ve babanızı seçme hakkına sahip misiniz? Her birimizin kimliği kendi şerefidir. Siyaset konusu bu değildir. İnanç, herkesin bir inancı var. İnanca saygı göstermek gerekir. Her inanca saygı göstermek gerekir. İnanç da siyaset konusu olmaz. Yaşam tarzı da siyaset konusu olamaz. Siyaset konusu nedir? İş bulamıyorsanız siyasetin sorunudur bu. Bulunacak. Bulamıyorsanız siyasetin sorunudur.
'SİZİN HAKKINIZI SİZE TESLİM EDECEĞİZ'
Az önce gelirken pankart açmışlardı. Koca bir apartmanı kamulaştırmak istiyorlar. 1 milyon 500 bin liraya. 10 daireye 1 milyon 500 bin lira veriyorlar. Bunlarda akıl yok ki ya. Vicdan yok. 10 daireyi 1 milyon 500 bin liraya kamulaştıracaksın, ne olacak? Nereye gidecek bu? Böl 10’a, nasıl alacak yeni bir daire? Demir, çimento fiyatından bunların haberi yok. Bunların ne yaptığı belli değil. Ama gelirken başkan not verdi. İnşallah çözeceğiz. Herkesin rahat oturabileceği, hak teslim edilecek. Devletin temeli adalettir. Hakkı teslim etmektir. Adalet, sadece mahkeme salonlarında olmaz. Komşusu açken, ona yemek götürdüğünüz zaman; adaleti tecelli ettirmiş oluyorsunuz. Meraklanmayın, kamulaştırma ile ilgili şunu söyleyeyim. Eğer erken yaparlarsa, hukuk desteği isterseniz size en önemli hukukçuları ve avukatları bulacağım. Hiçbirisine para ödemeyeceksiniz. Sizin hakkınızı size teslim edeceğiz. Hiç kimsenin hakkı elinden zorla alınamaz.
Ben mücadele edeceğim, biz hep beraber mücadele edeceğiz. Mücadele ederken de en büyük desteği sizden alacağım. Ben destek verdiğiniz sürece kim haksızlığa uğradıysa bu kardeşinizin onun yanında olduğunu sakın unutmayın. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Haksızlığa karşı beraber mücadele edeceğiz. Bir evde 5-6 kişi işsizse, bir başka yerde bir, iki, üç yerden değil beş, altı yerden maaş alıyorsa, olmaz. Adaletsizlik olur o zaman. Oradan alacağız, buraya vereceğiz. Haksız yere parayı alandan alacağız hakkı olana teslim edeceğiz. Ne diye yapacağım bunu? Sizler, bu ülkenin evlatları için.
'ÇÜRÜYEN YAPIYI MUTLAKA KURTARACAĞIZ'
Bu millet rahat ettiği, her evde huzur olduğu, komşuların ilişkileri iyi olduğu, insanların birbirlerine selam verdiği sürece biz de rahat ederiz. Kutuplaştırıyorlar, bundan çıkmaz zorundayız. Kutuplaşmayacağız, kavga etmeyeceğiz. Helalleşmek dedim. Niye helalleşmek dedim? Ya artık kavga etmekten bıkmadık mı? Bu millet bıkmadı mı? Kısır tartışmalardan bıkmadı mı? Birbirimizi ötekileştiriyoruz. Vay senin kimliğin böyle, şöylesin, seni yaşam tarzın böyle şöylesin. Bunları bırakacağız Allah’ın izniyle. Bu ülkede herkesin kazandığı, ülkenin cadde ve sokaklarında özgürce gezdiği güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Altı lider beraberiz. Birlikte kazanacağız. Kaybetmek yok bizim kitabımızda kazanmak var. Kazanmak. Yeniden kazanacağız. Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Adaleti, devlette liyakati yeniden getireceğiz. Çürüyen yapıyı mutlaka ve mutlaka kurtaracağız. Yapı çürümeyecek. Devlet vatandaşına hizmetle görevlidir. Devlet dediğiniz kurum elinde sopası vatandaşının kafasına vuran değildir. Devlet vatandaşını dinlemek zorundadır. Derdi nedir anlamak zorundadır.
'DOKUZ KÖYDEN KOVSALAR ONUNCUYA GİDECEĞİM'
Bir sivil toplum örgütünün başkanı ekmekle ilgili konuşma yaptı. Vay efendim şimdi hapiste. Onun hakkını ve hukukun kim arayacak? Bu kardeşiniz arayacak. Siyasi düşüncesinden ötürü hapse atılanlar var. Bir insan düşüncesinden ötürü hapse atılır mı? Herkesin bir düşüncesi var. Yüce Yaradan demiyor mu? Aklınızı kullanmıyor musunuz diye soruyor. Kur’an’da birden fazla yerde söylüyor. İnsanoğlu aklını kullanacak. Şimdi aklını kullanan, doğru söyleyeni dokuz köyden kovacaklar, alacaklar sen niye böyle söyledin diye. Bu kardeşinizin sözü var, dokuz köyden kovsalar 10’uncu köye gideceğim.
Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Mama alırsınız, bez alırsınız, su içirirsiniz vergi ödersiniz. Elektrik düğmesine bastığınız zaman beş, musluğu açtığınız zaman dört çeşit vergi ödersiniz. Nereye gidiyor bu vergiler? Neden bu ülkede anneler evlatlarının karnını rahat doyuramıyorlar? Bir anne evladının karnını doyuramıyorsa o annenin çektiği acıyı sarayda yaşayanlar biliyorlar mı? O dramın ne olduğunu biliyorlar mı? Bir eli yağda, bir eli balda olacak. Millete bak bir de. Nasıl yaşadığına bak bakalım. İşsizliğe, sefalete, yaşam tarzlarına bak bakalım. Bunları unutmuş vaziyetteler. Ama biz bunları unutmayacağız.
Öyle beşli çeteler var, araya adam koydular, benimle görüşecekler, olur ya Kılıçdaroğlu gelirse efendim bize hesap sorar mı diye. Adalet içinde, devlet zulmetmez. Birisinin hakkı yenmişse, ondan alacaksınız, adalet içinde haksızlığa uğrayana teslim edeceksiniz. Çetelerden de hesap soracağız. Beşli çeteler, onlu çeteler. Beşli çeteler, onlu çeteler. Bunlardan da hesap soracağım. Adalet için ne gerekirse tamamını yapacağız.
'ADAY NE OLACAK Kİ, ALİ OLUR VELİ OLUR'
Altı lider bir aradayız. Görüşlerimiz farklı olabilir. Demokrasi, adalet konusunda beraberiz. Oturacağız ve karar vereceğiz. Şu soru gelebilir aklınıza. ‘Neden Cumhurbaşkanı adayınızı hemen belirlemiyorsunuz’ diye. Hayır efendim. Önce bir hükümet programının ortaya çıkması lazım. Bizim neleri yapacağımızı millete anlatmamız lazım. Olay bir Cumhurbaşkanı olayı değildir. Olay Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeniden ayağa kalkması olayıdır. Beraber inşa edilmesi, yeniden inşa edilmesi olayıdır. Siz ekonomide ne yapacağınızı anlatmazsanız, adaleti nasıl sağlayacağınızı söylemezseniz, işsizliği nasıl önleyeceğinizi söylemezseniz. Teknoloji devrimini nasıl sağlayacağınızı söylemezseniz, o zaman neyi yapacaksınız? İlla bir aday olsun. Aday ne olacak ki ya? Ali olur, Veli olur. Ama siz memleketi ayağa nasıl kaldıracağınızı söylemeniz lazım.
Uzun yıllar devam eden toplumsal barış sorunumuz var. Bu toplumsal barışı nasıl sağlayacağınızı söylemeniz lazım. Artık yeter, değil mi? Kavgaya son vermek gerekmiyor mu? O zaman oturup, konuşmamız lazım. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçerken yeni bir yol haritasını nasıl yapacağımızı konuşmamız lazım. Millet bunların hepsini bilecek. Vaat ettiklerimizi bilecek… Ondan sonra bir Cumhurbaşkanı adayı belirleriz. Önemli olan, var olan yapıyı değiştirmektir. Darbe hukukundan arındırmaktır. Haksızlıklara karşı durmazsanız bu iş yürümez. Adaletsizliğin olduğu yerde devlet olmaz. Bunu yapacağız ve bunun kavgasını veriyoruz.”