Avrupa'da 1 Eylül'den itibaren geçerli olacak yeni kabin bagajı kurallarına göre, yolcular 125 mililitre yerine 100 mililitre sıvı ve jel taşıyabilecek.
Avrupa Birliği (AB) genelinde havalimanlarında uygulanan kabin bagajı kuralları, 1 Eylül'den itibaren geçerli olacak yeni düzenlemelerle güncellendi. Sıvı ve jel ürünlerin taşınması konusunda daha sıkı önlemler getiren bu değişiklikler, yolcuların güvenliğini artırmayı hedefliyor.
SIVI VE JEL ÜRÜNLERDE YENİ SINIR: 100 MİLİLİTRE
AB'nin yeni kurallarına göre, Avrupa'da seyahat edecek yolcuların kabin bagajında taşıyabilecekleri sıvı ve jel ürünlerin hacmi, önceki 125 mililitre sınırından 100 mililitreye indirildi. Bu sıkılaştırma, yolcuların daha küçük şişeler kullanmasını ve bu ürünleri uygun şeffaf plastik torbalar içinde taşımalarını zorunlu hale getiriyor. Maksimum hacmi 1 litre olan bu torbalar, güvenlik kontrol noktalarında kolayca incelenebilecek şekilde tasarlanmalı.
İSTİSNALAR: İLAÇLAR VE BEBEK MAMALARI
Yeni düzenlemeler bazı ürünleri kapsam dışı bırakıyor. Yolcular, tıbbi amaçlı ilaçları ve bebek mamalarını sıvı kısıtlamalarına tabi olmadan taşıyabilecekler. Ancak bu ürünlerin de güvenlik kontrolünden geçirilmesi gerektiği için, yolcuların bu ürünleri yetkililere bildirmeleri ve kontrole sunmaları gerekiyor.
GÜVENLİK CİHAZLARINDA YENİLİKLER: SIVILAR İÇİN YENİ KONTROL SİSTEMİ
AB'nin bu değişiklikleri yapmasının arkasında, havalimanlarında kullanılan güvenlik cihazlarının güncellenmesi yatıyor. Avrupa genelinde birçok havalimanında, bagajların içini kontrol eden yeni nesil tarayıcılar kullanılmaya başlandı. Bu cihazlar, yolcuların sıvı ve jel ürünlerini kabin bagajından çıkarmadan kontrol edilmesine olanak tanıyor. Ancak AB, bu yeni cihazların güvenilirliği konusunda şüpheler taşıdığı için, sıvı taşımaya yönelik kuralları sıkılaştırdı.
Yeni tarayıcıların, sıvıları el bagajından çıkarmadan tespit edebilmesi büyük bir yenilik olarak görülse de, cihazların performansı ve güvenilirliği tam olarak doğrulanana kadar mevcut sıkı kurallar uygulanmaya devam edecek. AB yetkilileri, bu geçiş sürecinin yolcuların güvenliği için gerekli olduğunu vurguluyor.