72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel'e ilişkin üçüncü bilirkişi raporu çıktı. Rapora göre binanın çöküş nedeni depremin şiddetin değil, denetimsizlik. Raporda kaçak katın yıkıma etkisine dikkat çekildi.
2023’ün 6 Şubat’ında gerçekleşen Maraş merkezli depremler, Adıyaman'da da büyük yıkıma neden oldu. Aralarında Kıbrıs'tan voleybol turnuvası için gelen 25 öğrencinin de olduğu 72 kişiye mezar olan 10 katlı İsias Otel de enkaza dönen binalardan biriydi. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması devam ederken, dava süreci boyunca 3 kez bilirkişi raporu hazırlandı. Daha önce Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi tarafından hazırlanan raporların yanı sıra son olarak Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) bir heyet de mahkemenin talebi doğrultusunda rapor hazırladı.
Rapora göre; 10 katlı binanın statik hesap raporu ve statik projesi yok. Binada deniz kumu kullanılmış ve zemin etüdü yapılmadan kaçak kat çıkılmış. Söz konusu kaçak kat 2018 yılında çıkarılan İmar Barış’ından yararlanılarak meşrulaştırılmış.
CİNAYETE GİDEN İHMALLER ZİNCİRİ
Artı Gerçek'te yer alan habere göre, son hazırlanan raporda da önceki bilirkişi raporlarını destekler nitelikle olmakla birlikte binanın ilk olarak 1991 yılında apartman olarak tasarlandığı ancak ruhsat çıkartılarak otele çevrildiği vurgulandı. Binanın yıkılmasına giden süreçteki usulsüzlükler bununla da sınırlı değil.
Raporda 9 kat olarak inşa edilen yapıya ruhsat alınmadan bir kat daha ilave edildiğine dikkat çekildi. Yapılan kat ekleme işleminin ‘esaslı tadilat’ kapsamına girdiği, bu nedenle de yeniden yapı ruhsatı alınması gerektiğine vurgu yapılan raporda yönetmeliğe aykırı olarak binanın zemin raporu, statik hesap ve statik projesinin bulunmadığı belirtildi.
‘İMAR BARIŞI İLE YASALAŞTIRILAN KAÇAK KATIN DEPREME ETKİSİ VAR’
Yine rapora göre binanın kaçak katı 2018 yılında çıkan İmar Barışı Kanunu kapsamında meşrulaştırılmış, kaçak kata verilen yapı kullanım belgesi binanın deprem güvenliği kontrolü yapılmadan verilmiş. Sanık müdafilerinin “deprem kuvveti çok fazlaydı, bu yüzden yıkıldı” şeklindeki iddialarına karşılık bilirkişi heyeti raporunda binanın 2001 yılında yeniden ruhsat alınarak inşasına devam edildiğine dikkat çekti. Tadilat yapı ruhsatı alınması aşamasına dikkat çekilen raporda, “Mevcut malzeme özellikleri, donatı miktarı belirlenerek, tasarımı 1998 Deprem Yönetmeliğine göre yapılmış olsaydı, yapının bu depremde yıkılması beklenmezdi” ifadelerine yer verildi.
‘ZEMİN ETÜDÜ YAPILMADI, BETON KALİTESİ ÇOK DÜŞÜKTÜ’
Raporda yer alan bilirkişi tespitlerinde binaya ilişkin zemin etüdü yapılmadığı, yapıda kullanılan betonun kalitesinin bariz şekilde düşük olduğu, demir kalınlığının ise standartların çok altında olduğu belirlendi. Aynı zamanda binanın yapımında yasak olmasına rağmen deniz kumu kullanıldığı belirlendi.
RUHSATIN VERİLMESİNDEKİ USULSÜZLÜKLER
Raporda binanın ruhsatlandırma sürecinde de usulsüzlükler olduğu tespiti yapıldı. 2001 yılında ruhsat alınması için gerekli olan statik hesap ve zemin etüdü eksikliğine değinilen raporda mimar Erdem Yıldız’ın uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunması nedeniyle ruhsatın verilmemesi gerektiğine dikkat çekildi. Bilirkişi raporu bu hataların yapının güvenliğini doğrudan etkilediği görüşünde.
BİNANIN TEMEL KUSURLARI: İLK KEZ ASANSÖRDEN BAHSEDİLDİ
Söz konusu raporun bugüne kadarki en kapsamlı rapor olduğuna dikkat çekerek, mahkemenin yönelttiği tüm sorulara cevap oluşturduğunu ifade eden Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, bilirkişi raporunda öne çıkan konuları şu şekilde açıkladı:
Bugüne kadar dosyada ikinci asansör ve bunun etkileri sadece tarafımızca ve tarafımızca dosyaya kazandırılmış olan uzman görüşünde açıklanmış idi. Bu raporda ilk kez asansörden bahsedildi ve bunun yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılmasını binanın temel kusurlarından birisi olarak değerlendirildi. Daha önceki raporlardan KTÜ raporu kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi. Otel için yapılan modellemede asma katın eksik olduğu ve bu nedenle asma katın oluşturacağı burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin statik hesaplarda görmezden gelindiği ifade edildi.”
RAPORDA TÜM SANIKLARIN KUSURLU OLDUĞU TESPİTİ YAPILDI
Öte yandan raporda tüm sanıkların kusurlu olduğu tespiti de yapıldı. Avukat Koçoğlu da bu tespitlere değinerek şunları söyledi:
“Başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğu ifade edildi. Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve yine inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın olaydaki katkısı ortaya çıkmıştır. Gazi Üniversitesi Raporu dayanak gösterilerek tahliye edilen Halil Bağcı’nın olayda kusursuz olmadığı, tam aksine bu yapıda alınması zorunlu olan 2001 tarihli statik hesap eksiğini gidermek için vermiş olduğu üç sayfalık baştan savma ve statik hesap özelliği taşımayan rapor ile binanın yıkılmasında temel belirleyicilerden olduğu tespit edilmiştir. Yine bu rapora göre 2001 tarihinde ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, zira hem statik hesabın bulunmadığı hem zemin etüdünün bulunmadığı hem de mimar Erdem Yıldız’ın kendi uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunduğu, bu sebeple ruhsatın esasen verilmemesi gerektiği ifade edilmiştir.”