Küresel ısınmanın etkisiyle Türkiye'de sıcaklık rekorları kırılırken, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak buharlaşmanın yüksek olması ve yağışların yaşanmaması nedeniyle İzmir’in temiz su ihtiyacını büyük ölçüde karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi son 16 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu düşüşün devam edeceğini söyleyen Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Tahtalı Barajı’nın dibini görecek gibiyiz. Su seviyesi kasım ayında yüzde 10’lara kadar düşebilir” dedi.
Küresel ısınma ile birlikte artan hava sıcaklığı dünyada aşırılıklara neden olurken, Türkiye'deki barajlar da alarm vermeye devam ediyor.
İzmir’in su ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Tahtalı Barajı'nda doluluk oranı, geçen yıla göre yüzde 15 azalarak yüzde 19,86’ya düştü. Bu seviye, barajın son 16 yıldaki en düşük su seviyesi olarak kayıtlara geçti.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ise bu düşüşün devam edeceğini, Tahtalı Barajı’nın dibinin görülme riskinin bulunduğunu ve kasım aylarında su seviyesinin yüzde 10’lara kadar düşebileceğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na ‘önümüzde bir kuraklık var’ diye bir mektup yazdığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar, “Ben mektubu yazdığım zaman Tahtalı Barajı yüzde 75 doluluk oranına sahipti. Bu İzmir’in hiç başka kaynaktan su kullanmadan, sırf Tahtalı’dan kullanmak şartıyla 1 buçuk yıllık suyu demektir. ‘Kuyuları rahat bırakın’ dedim. İzmir o dönemlerde yüzde 60 oranında suyunu kuyulardan çekiyordu. Yeraltı suyu bir yere gitmez, orada rezerv olarak bekler” diye konuştu.
'EKİM-KASIM KADAR TAHTALI BARAJI’NIN DİBİNİ GÖRECEK GİBİYİZ'
Yer altından su çekilmesiyle Manisa’daki Gölmarmara’nın kurutulduğunu söyleyen Prof. Dr. Yaşar, Gölmarmara’nın kurumasında İzmir’in önemli bir etkisinin bulunduğunu aktardı. Sözlerine devam eden Yaşar, şöyle konuştu:
"Şu an Tahtalı Barajındaki su seviyesi yüzde 19.86’lara düştü. Ekim-Kasım ayına kadar Tahtalı Barajı’nın dibini görecek gibiyiz. Yüzde 10-12’lere düşecek tehlike seviyesidir bu. Böylece tekrar yeraltına başvuracağız. Yeraltına başvurmak demek; fazla ağır metal çekmek demek. Hem ağır metal temizlenecek hem su çekilecek hem de pompalanacak. İzmir bundan dolayı Türkiye’nin en pahalı sularından birini kullanıyor.”
Türkiye'de su sorunu değil su yönetimi sorunu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2007’lerde 40-50 metrelerden çekilen su, şu anda 400 metrelere inmiş durumda. Her geçen sene biraz daha aşağıya iniyoruz. İzmir’in bütçesinin 4’te 1’i enerjiye, elektriğe gidiyor. Bu büyük ölçüde de su sebebiyle gerçekleşiyor” ifadelerine yer verdi.
'GEREKTİĞİNDE SU KESİLECEK'
Gerektiği durumda suyun kesileceği gerektiğinde ise azaltılacağı uyarısında bulunan Prof. Dr. Yaşar, halkın bahçe sulamaması ve araba yıkamamasının önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yaşar son olarak suyun her bir damlasını kullanırken oturup düşünmek gerektiğini, suyun bilinçli kullanılmadığı sürece durumun çok zor olduğunu kaydetti.