Gelecek-Saadet Grubu Grup Başkanı Selçuk Özdağ, "etki ajanlığı" düzenlemesiyle ilgili "Bu madde geri çekilmezse her türlü meşru eylemi yapacağız. Gerekirse açlık grevi dahil olmak üzere ölüm oruçlarına yatma dahil olmak üzere her eylemi yapacağız" dedi.
Gelecek-Saadet Grubu Grup Başkanı Selçuk Özdağ ve Grup Başkanvekili Bülent Kaya, 23 maddeden oluşan Noterlik Yasa Teklifi’nde "etki ajanlığı" düzenlemesi olarak nitelendirilen ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne, "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığıyla yeni suç tanımı ekleyen 16’ncı maddesinin geri çekilmesine ilişkin açıklamada bulundu.
Muhalefetin yürüttüğü çalışmalar neticesinde maddenin geri çekileceğini belirten Kaya, toplumsal muhalefetin baskı altına alınamayacağını söyledi. Kaya'nın açıklamaları şöyle:
"Meclis tatile girmeden önce de etki ajanlığı adı altında soyut kavramlarla toplumsal muhalefetin sesini kesmeye ve ülkeyi otoriter bir rejime doğru götürmeye dair bir düzenleme vardı. O dönemde de sert bir şekilde bunun demokratik bir hamle olmadığını ifade etmiştik. Şimdi de bu Noterlik Kanunu'nun içerisinde bir madde olarak getirildi. Burada da soyut kavramlarla aslında muhalefetin sesi kesilmeye ve düşünce ve ifade özgürlüğüyle basın özgürlüğü ortadan kaldırılmaya çalışılıyordu. Bunun Meclis'ten geçmemesine dair iktidar partisine bütün muhalefet partileri olarak bir çalışma yürüttük ve iktidar partisi de bugün şifai olarak bize bu etki ajanlığı maddesini geri çekeceklerini ifade etti. Dolayısıyla bizim buradaki duruşumuz nettir. İktidar ve hükümet kavramlarının iç içe geçtiği dönemde bu muğlak kavramlarla toplumsal muhalefetin baskı altına alınmasına Saadet-Gelecek Grubu olarak biz müsaade etmeyeceğiz."
'MUHALEFET DEMOKRASİ, HUKUK, AHLAK VE MEŞRUİYETİN DIŞINDA OLAN HER MADDEYE DİRENİYOR'
Maddenin demokratik hukuk devleti kavramıyla çeliştiğini belirten Özdağ ise, muhalefetin bu ilkelerle çelişen her maddeye karşı olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
"Devletin güvenliği ve yararları aleyhine suç işleme şeklinde bir maddeyi zoka olarak Genel Kurul'a getirmek istediler. 9. Yargı Paketi komisyonda görüşülürken bu bir muhalefet milletvekili tarafından kamuoyuyla paylaşılınca bu madde 9. Yargı Paketi'ne konulmadı. Daha önce dezenformasyon yasası geldiğinde biz ona, 'Hapsetme ve insanları konuşturmama yasası' diyorduk. Burada ise konuşan insanları hapishaneye atma ve bir daha da gün yüzü göstermeme maddesi geliyordu. Anayasa'mızda, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' diyerek sosyal devlete ve demokratik bir yapıya atıfta bulunuyor. Bu maddenin neresi demokratik, hukuk devletiyle bağdaşıyor?"
"Komisyona getirdiler, iktidar partisinin oylarıyla geçirdiler. Bir kanun maddesi gelirken burada yargısız infaz yapılır mı? Muğlak ifadelerle insanlar cezalandırılır mı? Mesela Azerbaycan'dan İsrail'e petrol sevkiyatı yapılıyor desem ve de vatandaş olsam, beni 3 ila 7 yıl arasında çok rahat hapis cezasına çarptırabilirler. Bunu devletin bazı kurumlarının istediği söyleniyor ama bu doğru değildi. Ama iktidar partisi, bunları hep yapıyor. Dezenformasyon yasasında yaptı, başka konularda yaptı. Zaman zaman muhalefetin direnmesi sonucunda bu maddelerden geri adım atıldı. Demokrasilerde muhalefet vardır, otoriter rejimlerde yoktur. Muhalefet; demokrasi, hukuk, ahlak ve meşruiyetin dışında olan her maddeye direniyor."
'DÜN SİZE YAPILANLARI BAŞKALARINA YAPMAK İSTİYORSUNUZ'
Maddenin geri çekilmesine ilişkin olarak muhalefet partileri ve MHP grubuyla görüştüğünü belirten Özdağ, muhalefet milletvekilleri olarak maddeye karşı topluca hareket edilmesi gerektiğini hatırlattı. Özdağ, ayrıca şunları söyledi:
“Yarın siz de muhalefete düşersiniz, sizlerin de başına bunlar gelebilir. Demokratik ülkelerde kesinlikle suç kanıtlanmadan bir ceza müeyyidesi getirmek doğru değil. Yarın biz gerekirse bütün muhalefet olarak topluca basın toplantısı yapabiliriz, topluca protesto edebiliriz. Hep beraber karar yeter sayısı isteriz. 'Devletin aleyhine konuştunuz' gibi çok muğlak ifadelerle bizi cezaevine atabilirler dedik. Baktık ki iktidar bunu çekiyor, daha çekmedi ama biz konuşmalarımızı yapacağız."
Bu muhalefet olmasaydı bu yasa geçecekti aynı komisyondan geçtiği gibi. Demek ki niyetlerinde demokratik bir hukuk devleti yok, fikir hürriyeti yok, basın özgürlüğü yok. İktidarı uyarıyorum; fikir hürriyeti, teşebbüs hürriyeti ve inanç hürriyetinin alanını daraltma. Basın hürriyetinin alanını daraltma. Muhalefet olmasa bunları yapacaksınız, bunu yapınca Türkiye demokratik bir ülke mi olacak, hukuk devleti mi olacak? Anayasa Mahkemesi'nden geri dönecek. Anayasa Mahkemesi üyelerine her gün baskı yapıyorsunuz."
Bu madde geri çekilmezse her türlü meşru eylemi yapacağız. Gerekirse açlık grevi dahil olmak üzere, ölüm oruçlarına yatma dahil olmak üzere her eylemi yapacağız. İktidar, iktidarda kalmak adına, kendi ayıplarının ortaya çıkmaması adına bir yandan yargıya bir yandan yasamaya bir yandan da KHK'yla ya da parlamentodaki çoğunlukla baskı yaparım diyor. İktidar partisinin milletvekillerine diyorum ki, lütfen Türkiye konuşan bir parti olsun. Geçmişte, 'Susturulduk, cezalandırıldık' diyen bir gelenekten geliyorsunuz ama dün size yapılanları başkalarına yapmak istiyorsunuz. Bu milletin devlete karşı güvenini sarsar."