Lübnan’da yaşanan ve dünya genelinde büyük yankı uyandıran iletişim cihazlarının eş zamanlı patlatılması olayı, siber güvenlik konusunda yeni bir tartışmayı alevlendirdi. Bu olay sonrası Türkiye de siber güvenlik önlemlerini güçlendirmek için önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. Dışişleri Bakanı Fidan, müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulması konusunun Milli Güvenlik Kurulu’nda gündeme getirildiğini ve yakın zamanda hayata geçirileceğini söyledi.
Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerin eş zamanlı olarak patlatılması olayının yankıları sürerken, Türkiye siber güvenlik alanında önemli bir adım atıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamasına göre, ülkemizde müstakil bir siber güvenlik teşkilatı kurulacak.
Lübnan’da yaşanan olay, sadece bölgeyi değil tüm dünyayı derinden etkiledi. Özellikle iletişim cihazlarının uzaktan patlatılması, siber güvenlik konusunda yeni bir tartışmayı alevlendirdi. Uzmanlar, yapılan incelemelerde bu cihazların üretimden sonra müdahale edilerek patlayıcı hale getirildiğine dikkat çekti. Bu durum, siber saldırıların boyutlarının ne kadar büyüyebileceğini gözler önüne serdi.
"ADIM ADIM LÜBNAN'A DOĞRU TIRMANDIRMAYA BAŞLADIĞINI GÖRÜYORUZ"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Lübnan'da meydana gelen patlamalar, şu anda yaklaşık bir yıldır devam eden savaşın bir devamı, bir parçası. Bizim yani savaşın başından beri gördüğümüz bir İsrail stratejisine ilişkin bir gerçeklik vardı. O da şuydu, İsrail ilk önce Gazze ile ilgili hesaplarını görecek, ondan sonra Lübnan'a bu işi kaydıracak diye. Şimdi adım adım Lübnan'a doğru tırmandırmaya başladığını görüyoruz.
"BELLİ Kİ HİZBULLAH'IN YAPACAĞI SATIN ALMALARI İSRAİL ÖNCEDEN ÖĞRENİYOR"
Tabii son iki günde olan patlamalar, elektronik cihazlarla ilgili, bunlar tabii istihbarat literatüründe fırsat operasyonu diye nitelendirilen operasyonlar. Belli ki Hizbullah'ın yapacağı satın almaları gerek teknik gerek insan istihbaratı kaynaklarıyla, İsrail önceden öğreniyor. Daha sonra bunlara paravan şirketler veya başka şekilde nüfuz ediyor, hulul ediyorlar. Ondan sonra bugünkü şeyle karşılaşıyoruz manzarayla.
Bu istihbarat örgütlerinin çok sık kullandığı bir şey ama burada tabii bir farklılık var. Bu büyük bir çapta, bu büyük bir çapta kullanılıyor. Büyük bir hadise olunca çok yani binlerce insanı etkileyen bir operasyon. Ben ilk gün Lübnan Başbakan'ını da aradım. Hem geçmiş olsun dileklerimi ilettim hem de yani Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın selamını da ileterek, her türlü tıbbi desteğe hazır olduğumuzu da söyledim. O esnada tabii onu da söyledikleri vardı.
"BÖLGEDEKİ TIRMANMA ENDİŞE VERİCİ"
Gerçekten şu anda bölgedeki tırmanma endişe verici. Yani İsrail'in yürüttüğü bu operasyonların giderek daha büyük provokatif bir şekle dönüşmesi ve karşılığında da artık Hizbullah'ın, İran'ın ve diğer onlara yakın unsurların artık cevap verme dışında da bir seçenekle karşı karşıya kalmamaları gibi bir noktaya geldik artık.
"MÜSTAKİL BİR SİBER GÜVENLİK TEŞKİLATINI KURULMASIYLA İLGİLİ KONU, GÜNDEME GETİRİLDİ"
Siber güvenlikle ilgili aslında ülkemizde kurumlarımızda büyük bir farkındalık var. Burada biliyorsunuz Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde bir Genel Müdürlüğümüz var aslında bu konuyla ilgilenen. Diğer taraftan Milli İstihbarat Teşkilatı siber güvenlikle ilgili konularda oldukça yetkin kabiliyetleri var. Emniyet Teşkilatımızda yetenek var. Şimdi esas itibarıyla müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu, hükümetimizin de gündemine getirildi. Cumhurbaşkanımız Milli Güvenlik Kurulu'nda da yapılan tartışmalar neticesinde, yani bunun artık olması gerektiği konusunda bir irade koydular. İnşallah çok yakın zamanda bunun hayata geçeceğini göreceğiz."