Hamas'ın İsrail'e karşı başlattığı 'Aksa Tufanı' operasyonunun ardından İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırıları sürerken Türkiye sonunda Tel Aviv yönetimiyle ticarette geri adım attı. Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, "Bazıları hâlâ İsrail'e net bir ticaret ambargosu koyamıyorlar. Binlerce kalem içinde 54 kalem seçiliyor. Jet yakıtı var ama tank yakıtı acaba var mı yok mu? Kalemlerin içinde kayboluyorsunuz. Yapılmak istenen bir göz boyamadır." dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medyadan paylaştığı videoda Türkiye'nin İsrail ile ticarette attığı geri adımı değerlendirerek "Limanları derhal İsrail'e gidişlere kapatın. Bunu kapatmış olsalardı zaten herhangi bir ticaret mümkün olmazdı." dedi. Davutoğlu, "Bazıları hâlâ İsrail'e net bir ticaret ambargosu koyamıyorlar. Binlerce kalem içinde 54 kalem seçiliyor. Jet yakıtı var ama tank yakıtı acaba var mı yok mu? Kalemlerin içinde kayboluyorsunuz. Yapılmak istenen bir göz boyamadır." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun paylaşımı şu şekilde:
"Bu senede Ramazan bayramımızı kutlarken sözler boğazımızda düğümleniyor, yüreğimiz kan ağlıyor. Aslında bayram kutlaması bile yapamaz haldeyiz. Gazze'de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da süre giden soykırımlar insanlık vicdanında derin yaralar açarken İslam dünyasında çok daha kapsamlı soruşturmaları beraberinde getirmesi gerekiyor. Evet, biz bayrama girerken, Arif'i yaşarken hâlâ Gazze'de, kardeşlerimiz ağır bombardıman altında, otuz üç bin kardeşimizi kaybettiğimiz son yedi ayın en sert, en zor günlerini yaşıyor hâldedir.
Dünya insanlığı ayağa kalkmışken, başta Birleşmiş Milletler'in. Eş daimiyesi olmak üzere, uluslararası toplum ve en acısı İslam dünyası büyük bir sessizlik içindir. Hiçbir ciddi adım atılmadı 7 ay içinde. Hiçbir meyide uygulanmadı. Yalvardık, yakardık. Türkiye gibi mazlumların dualarıyla kurulmuş bir cumhuriyette. Bir devleti dahi İsrail'e hiçbir meyide uygulamadı. Arife günü sabah saatlerinde Ticaret Bakanı'nın açıkladığı. Ticaret kısıtlamaları ise devede kulak misalinde. Peki, şimdi sormamız gerekmez mi? Ey kalbi kararmış olanlar! Ey gazili çocukların seslerini rüyalarında göremeyenler! Ey gazili kadınların feryatlarına yedi aydır sessiz kalanlar! Şimdi size soruyorum, yedi aydır süren soykırım. Devam ederken, neden bugün açıkladığınız kısıtlamaları açıklamadınız? Argümanınız şuydu, ne yapalım, Filistin de oradan mal alıyor. Peki, şimdi kısıtlamalar geldiğinde Filistin mal almamış mı olacak? Ne yapalım? Özel sektöre sözümüz geçmiyor. Peki şimdi sözünüz nasıl geçecek?
Ve en acısı bugün Ticaret Bakanlığı'nın açıklamasını ince ince okudum. Diyor ki esasen savaş süresince, saldırılar süresince. Askeri nitelikli hiçbir malzeme İsrail'e satılmamıştır. Böyle bir satış gerçekleşmemiştir. Ama aynı açıklamanın altında kısıtlanan maddeler arasında jet yakıtı var. İsrailler jet yakıtını Allah aşkına sabah kahvaltısında mı kullanıyorlar? Bu nasıl bir almazlıktır? Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür? Yüreğimiz yanıyor. Sözler boğazımızda düğümleniyor. Ama bazıları hâlâ İsrail'e net bir ticaret ambargosu koyamıyorlar. Binlerce kalem içinde 54 kalem seçiliyor. Jet yakıtı var ama tank yakıtı acaba var mı yok mu? Asker araçlarının yakıtları gidecek mi gitmeyecek mi? Motor yağları diyor ama yakıt bunun içine giriyor mu? Kalemlerin içinde kayboluyorsunuz. Yapılmak istenen bir göz boyamadır. Açık ve net ifade edeyim. Önümüzdeki günlerde yetkin bir ekibimizle bütün bu kalemleri tek tek araştıracağız. Halbuki biz daha Ekim ayının sonlarında, çatışmalar. Ilk başladığı anlarda, İsrail'in soykırım saldırıları başladığında. Meclis grubundan çok net müideler talep etmiştik hükümetten.
Demiştik ki, limanları derhal İsrail'e gidişlere kapatın. Bunu kapatmış olsalardı zaten herhangi bir ticaret mümkün olmazdı. Hava sahamızı kapatın dedik. Hala hava sahası İsrail uçaklarına açık. Üçüncü ülkelerin Türk limanlarını kullanarak İsrail'e mal sevkiyatını durdurun dedik. Bunların hiçbirisini yapmadılar. Şimdi yaptıkları da, yedi aydır her sokakta. Her mahallede, her evde konuşulan ve artık zillete dönüşmüş bir halden sonra yapmak zorunda kaldıkları şey. Onları bu noktaya getiren temel unsur vicdanları. Ya da haklı oldukları değil. Bizim üzerlerinde yaptığımız baskı, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde şehadet şerbetini içen Hasan Bitmez'in sözleri, her hafta 7 Ekim'den bu yana İsrail'le ilgili müeyyide listeleri yayınlamamızı sağlandı grup toplantılarımız. Uluslararası medyada yaptığımız vurgular ve tabi her birini selamlıyorum Filistin için bin genç, O yiğit yürekli kardeşlerim hangi ideolojiden olursa olsunlar, onlar gözaltına alındıktan tutuklandıktan sonra bu açıklamalar yapılmak zorunda kalındı. Ve tabi Muşlu Gençlik, Anadolu Gençlik, İHH ve daha nice sivil tolum kuruluşları. Bir mücadelenin sonunda buraya gelindi. Gönül isterdi ki bu kararlar çok önceden. Ve daha kapsamlı şekilde alınsın. Ama bu iş daha bitmedi arkadaşlar. Bu iş daha bitmedi aziz milletim.
Önümüzdeki günlerde bu kararların uygulanmasını yakından takip edeceğiz ve tek tek kalemlerin toplam ihracatına bakacağız. Niçin mi? Ola ki bazı uyanıklar üçüncü ülkeler üzerinden Türk mallarını İsrail'e sokabilirler. Bu istatistikleri gözden geçireceğiz. Ve şimdi tekrar çağrıda buluyorum. Yarım yamalak iş yapacağınıza, İsrail'e tam anlamıyla bir ticaret ambargosu uygulayın. Bütün kalemlerde ve bütün limanlarda. Hava sahamızın her bir santimetre kalesini İsrail uçuşlarına yasaklayın. Ve tabii, dünya kamuoyunu harekete geçirecek şekilde aktif bir diplomasi takip edin. Aziz vatandaşlarım, bayram günü bunları konuşmak istemezdik. Bayram günü güzel ve mütebessim yüz ifadeleriyle birbirimizle selamlaşmak isterdik."
Gerçekten bir bayram mı ? pic.twitter.com/L0PwqInewV
— Ahmet Davutoğlu (@Ahmet_Davutoglu) April 9, 2024