Türkiye, her toprağında birbirinden önemli tarihi kalıntılara sahipken bunlardan biri de Trakya’da çıktı. Söz konusu bölgede bulunan tarihi kalıntılar hem arkeologları hem de vatandaşları heyecanlandırdı. İşte konuya ilişkin detaylar…
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılar, bölgenin tarihi kimliğini yeniden şekillendiriyor. Prof. Dr. Neşe Atik’in liderliğindeki kazı ekibi, Trakya’nın ilk Trak şehrini ortaya çıkarmayı hedefliyor. Geleceğe Miras Projesi kapsamında yürütülen bu çalışmalar, bölgenin tarihine ışık tutarken, turizm açısından da büyük bir potansiyele sahip.
5 BİN YILLIK YERLEŞİM ALANI GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Trakya'nın derin tarihini ortaya koyan kazı alanında yapılan çalışmalar, 5 bin yıllık bir geçmişe sahip yerleşim izlerini açığa çıkarıyor. M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan bu alan, Traklar'ın yerleşim yeri olarak önemli bir konumda bulunuyor. Kazı alanında, tanrıça Hera’ya ait tapınak ve Trak kültürüne dair birçok buluntu ortaya çıkarılıyor. Bu buluntuların sergilenmesiyle, ziyaretçilere bölgenin tarihi hakkında kapsamlı bilgiler sunulacak.
"GELECEĞE MİRAS" PROJESİNİN ÖNEMİ
Prof. Dr. Neşe Atik, kazıların yalnızca tarihi değil, turizm açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. Atik, “Geleceğe Miras Projesi, hem kazıların teşvik edilmesi hem de çıkan buluntuların kültür, sanat ve turizm dünyasına kazandırılması için çok önemli bir fırsat sunuyor. Bu projeyle birlikte hem bilimsel çalışmalarımızı sürdüreceğiz hem de bölgenin tarihini ziyaretçilere sunacağız” dedi.
HERA’NIN TAPINAĞINDA DERİNLEMESİNE KAZILAR
Kazı ekibi, özellikle Hera’nın tapınağı etrafında yoğunlaşarak, bu alanın keşfine hız vermiş durumda. Prof. Dr. Atik, “Hera’nın şehri olarak bilinen bu alanda, tapınak kazılarına ağırlık veriyoruz. Hera’nın tapınağının ardından, sağlık tanrısının tapınağına geçmeyi planlıyoruz” şeklinde bilgi verdi. Bu süreçte, ortaya çıkan eserlerin değerlendirilmesi ve sergilenmesi de büyük önem taşıyor.
TRAKLARIN KÜLTÜREL MİRASI
Atik, bölgenin tanıtımı için bir karşılama merkezi inşa etme planlarını da duyurdu. Bu merkez, Trakların kökenleri ve kültürel mirası hakkında bilgi verecek. Ziyaretçilerin, Trakların kim olduğunu, nereden geldiklerini ve kültürel etkilerini öğrenmeleri sağlanacak. Ayrıca, merkezde Trak Kralı Kersebleptes’in bir dijital sunumu da yer alacak.
İLAÇ FIRINI VE EŞSİZ BULGULAR
Kazı alanında elde edilen buluntular arasında ilaç fırını da bulunuyor. Prof. Dr. Atik, “İlaç fırını, Trakların sağlık uygulamaları hakkında önemli bilgiler sunuyor. Ayrıca, üç Trak mezarı bulduk; bunlardan birinde kadın kurbanı tespit ettik. Bu, Trakların kültürel pratiklerini anlamamıza yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
ATEŞ ÇUKURU VE TAPINAK BULUNTULARI
Kazı alanında ayrıca bir tapınım merkezinde ateş çukuru ve etrafında heykelcikler bulundu. Prof. Dr. Atik, “Ateş çukuru, Trak tanrıçasının oğlunun tapınım merkezinde ortaya çıktı. Bu buluntular, bölgenin dini ritüellerini anlamak açısından büyük önem taşıyor” dedi.
GELECEK İÇİN HEYECAN VERİCİ BİR PROJE
Trakya’nın bu benzersiz arkeolojik alanı, sadece Türkiye’de değil, uluslararası düzeyde de dikkat çekiyor. Trakların tarihi ve kültürel mirası, bölgenin turizm potansiyelini artırırken, gelecek nesillere aktarılması gereken bir değer olarak öne çıkıyor. Kazıların devam etmesiyle, bölgenin tarihi derinlikleri gün yüzüne çıkmaya devam edecek. Trakya’nın Göbeklitepe’si olmaya aday bu alan, tarihin kapılarını aralamak için sabırsızlanıyor.