Karadeniz’de fındık ve çay üreticileri, Kahverengi Kokarca istilasıyla mücadelede çaresiz kaldı. Bölgede hızla yayılan bu istilacı böcek, verim kaybına yol açarken, üreticiler yetkililere seslenerek acil çözüm talep ediyor. Halk, 'Sesimizi duyun artık' derken, KARAR'a konuşan uzmanlar çözüm önerilerini ve Rize, Ordu ve Giresun'da yaşanan sorunlara dikkat çekti.
MERVE ŞİŞMAN
Karadeniz Bölgesi’nin başlıca geçim kaynağı olan fındık ve çay, 'Kahverengi Kokarca' istilasıyla karşı karşıya. Gürcistan'dan Karadeniz'e giren bu böcekler Rize ve Giresun'dan sonra Ordu'nun Fatsa, Ünye ve Perşembe ilçelerinde yaygın olarak görülüyor. Ordu'da fındık bahçelerine giren bu böcekler fındığın kuruttu, çayları yaktı.
KARAR'a konuşan fındık ve çay üreticileri elde ettikleri verimin düştüğüne dikkat çekerken CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel Kahverengi Kokarcalar için çözüm önerilerini paylaştı. KARAR'a konuşan tarım yazarı da bakanlığın altı yıl sonra bu böcekler için çalışma başlattığını ancak çözüm için geç kalındığını vurguladı.
Özellikle Ordu'da kontrolün kaybedildiğini ve bilerek önlem alınmadığını düşündüğünü ifade eden CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, bu durumun bölgedeki madencilik faaliyetleri ile ilgili olabileceğini dile getirdi.
'KATLANARAK ÇOĞALACAK VE FACİAYA DÖNÜŞECEK'
CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, bölgedeki kahverengi kokarca istilasının ciddi boyutlara ulaştığını belirterek, "Bölgede kaos ve terör var" dedi. Adıgüzel, bir kokarcadan bir yıl içinde üç bin tane üretildiğini vurgulayarak, "Bu böcek 30 kilometre yol alabiliyor. Yayılma hızı inanılmaz yüksek; katlanarak çoğalacak ve faciaya dönüşecek" ifadelerini kullandı.
Kahverengi kokarcanın fındık bahçelerine verdiği zararın yanı sıra narenciye ve üzüm gibi diğer tarım ürünlerine de tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek KARAR'a konuşan Adıgüzel, "Kokarca havalar soğuyunca doğrudan evlerin içine girecek" dedi. Üreticilerin yaşadığı kayıpların karşılanması için bölgenin afet kapsamına alınmasını talep eden Adıgüzel, "Bu zararın bir afet olduğunu vurgulamak istiyorum. İlla yangın ya da deprem olması gerekmiyor" diye ekledi.
Adıgüzel, kokarca ile mücadelede acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. "Bu kokarcaya yönelik önlemler alınmazsa süreç milli bir felakete dönüşecek" diyerek, mücadelenin lokal değil, topyekün yapılması gerektiğini söyledi.
Devletin bu konuda hiçbir şey yapmadığını ifade eden Adıgüzel, şu çözüm önerilerini sıraladı:
Samuray Arısı ve Eşek Arısı: Bu doğal düşmanların kokarcanın yumurtalarını yiyerek popülasyonunu azaltabileceği belirtildi. Samuray Arısı, Kahverengi Kokarca'yı doğrudan öldürebiliyor.
Kışlak Mücadelesi: Kokarcaların soğuk havalarda kapalı alanlara girdiğini belirten Adıgüzel, bu alanlarda toplu imha (kapalı alanlara çekilen böcekleri ilaçlama) yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguladı.
Feromon Tuzakları: Bu özel kokuların kokarcaları çektiği ve toplu imha için kullanılabileceği ifade edildi. Ancak, Türkiye'de üretilmediği için dışa bağımlı olunduğu öne sürüldü. Adıgüzel, "Bu 'Feromon' Kosta Rika'da üretiliyor, Türkiye'de üretilmiyor. Bununla ilgili bakanlık ne bilimsel bir çalışma yapıyor ne de finansmanıyla ilgili bir çalışma yapıyor" dedi.
Organize Olmak: Adıgüzel, yerel yönetimler, üniversiteler ve ziraat odaları ile iş birliği içinde beş koldan çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
Finansman ve Bilimsel Destek: Devletin bu mücadele için finansal destek sağlaması gerektiğini belirten Adıgüzel, bilim insanlarının da sürece katkı vermesinin önemli olduğunu söyledi.
Adıgüzel, kahverengi kokarcanın Gürcistan'dan geldiği ve Rize, Trabzon, Giresun gibi illerden geçerek Ordu'nun Fatsa, Perşembe ve Ünye ilçelerinde büyük hasarlar oluşturduğunu kaydetti. Özellikle Ordu'da kontrolün kaybedildiğini ve bilerek önlem alınmadığını düşündüğünü ifade eden Adıgüzel, bu durumun bölgedeki madencilik faaliyetleri ile ilgili olabileceğini dile getirdi.
Çay ve fındık üreticileri için tehdit oluşturan kahverengi kokarcanın, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, bölgedeki tarım sektörünü felakete sürükleyebileceği uyarısında bulunan Adıgüzel, "Fındığa büyük zarar veren kokarca ile bilerek müdahale edilmediğini düşünüyorum. İki yıl işletilmeyen arazilerin kiraya verilmesi ile ilgili yönetmeliğin de çıkmasından sonra bölgede şöyle bir düşünce hasıl oldu. 'Bu kokarca ile bizi fındık bahçelerinden kaçıracaklar' deniliyor. Böcekleri yenemezse buradaki çiftçiler seneye fındık üretmeyecek. Artık Türkiye ulusal düzeyde kokarcayla istila altında. Biz vatanı bekler gibi bekliyoruz bahçelerimizi. Ama terk etmemiz isteniyor, çiftçiyi üreticiyi teşvik edeceklerine 'çekin gidin' diyorlar" ifadelerine yer verdi.
FINDIK ÜRETİCİSİ: BÖCEKLERDEN BAHÇEMDE ADIM ATACAK YER KALMADI, DEVLET DESTEK VERMİYOR
Giresun'da fındık üreticisi Huriye Karaman, bahçelerinde büyük bir tehditle karşı karşıya: Kahverengi Kokarca. Bu istilacı böcek, her bir yaprağın altına 300'e kadar yumurta bırakabiliyor ve bahçelerde adeta yer bırakmıyor. Karaman, "Balkonlardalar, eve girmeye çalışıyorlar. Bahçemde de adım atacak yer kalmadı, fındığım kurudu" diyerek durumun ciddiyetini KARAR'a anlattı.
'ALLAH BİLİR BÖCEĞİN GİDİP GİTMEYECEĞİNİ' DİYORLAR'
Organize bir şekilde fındık ocaklarına ilaçlama yapmak için yetkililerin maddi destek vermesi gerektiğine dikkat çeken Karaman şöyle konuştu:
"Ben 20 dönümlük arazimde kahverengi kokarcayla mücadele ediyorum ancak organize mücadele edilmesi gerekiyor. Ben ilacımı sıkıyorum, ziraat mühendisi ile sıklıkla görüşüyorum. 'Bahçemde ne yapabilirim, nasıl böceği engellerim' diye. Ancak yan bahçemdeki üretici 'Allah bilir böceğin gidip gitmeyeceğini' diyor.
Bu nasıl bir bakış açısı? 'Feromon' denilen bir tuzak var, koku salgılıyor. Böcekleri çekiyor ve çektiğiniz alanda toplu imha edebiliyorsunuz. Ben bunu kullansam bu kokuya yan bahçedeki böceklerde gelecek. Ben tek başıma mücadele ederken başka bahçelerdeki böcekleri de imha etmiş olacağım. 'Allah yardım eder, Allah bilir' düşüncesiyle bahçeden nasıl verim alabilirler?"
'DEVLET DESTEK VERMİYOR'
"Sert kabuklu bir böcek bu. Buna karşı üreticiler, çiftçiler, kahvehanede oturan beyler önlem almazsa neler olabilir? Ceplerinden çıkacak parayı gözlerinde büyüttükleri içinde alacakları verimi düşürüyorlar. Öte yandan maddi bir boyutu da var. Üretici de haklı, devlet destek vermiyor. Bu böcekler fındığı kurutuyor, yaprağını emiyor. Daha önceki senelerde de bu böcek vardı ama bu kadar rahatsız edici değildi."
'YAĞMUR VE KAR DUASINA ÇIKACAĞIZ'
"Yılda 3 kez ilaçlıyorum, her kullanımda 7 bin liralık bir ilaç kullanılıyor. Motor kullanımı da var maliyeti toplamda 37 bin liraya geliyor 20 dönümlük bir araziyi korumak için. Devletten destek almamız gerekiyor. Öte yandan 'Allah bilir böceğin gidip gitmeyeceğini' diyen kişilerle de mücadele ediyorum. Gelecek yıl daha da patlayacak, yağmur ve kar duasına çıkacağız herhalde."
ÇAY ÜRETİCİSİ: YAĞIŞLAR AZALINCA BÖCEKLER ORTAYA ÇIKTI
Çay üreticisi ve CHP Rize Çayeli İlçe Başkanı Hızır Kadıoğlu, Karadeniz Bölgesi'nde çaylara yönelik tehdit oluşturan Kahverengi Kokarca böceği konusunda uyarılarda bulundu.
Kadıoğlu, son dönemde Rize'de şiddetli yağışların azalmasıyla birlikte bu böceklerin daha görünür hale geldiğini belirtti.
'BİR TON ÇAY 700 KİLOYA DÜŞÜYOR'
Kadıoğlu, "Bu böcekler adeta çayınıza dadanıyor. Uçuyorlar ve yok edilmesi imkansız hale geliyor. Sürekli yavruluyorlar; örneğin, arazinizden her zaman bir ton çay toplayabiliyorken, bu böcek istila ederse, toplayabileceğiniz miktar 700 kiloya kadar düşüyor" dedi.
'BÖCEKLER ÇAYI KURUTUYOR'
Kahverengi Kokarca'nın çayın filizine konarak, çayı emdiğini ve bu durumun çayın kullanımını imkansız hale getirdiğini ifade eden Kadıoğlu, "Çay kıpkırmızı oluyor ve kurutuyorlar" şeklinde konuştu.
Böceklerle mücadele için daha önce ziraat odaları tarafından bir çalışma başlatıldığını ancak ilaçlamanın diğer canlıları da yok edeceği endişesiyle bu çalışmanın iptal edildiğini aktaran Kadıoğlu, "Bu kokarcalar, çayın ve fındığın kokmasını sağladığı için satarken de sorunlarla karşılaşıyorsunuz. Ederinden daha düşük fiyata alım yapanlar oluyor. Üretici her şekilde kaybediyor. Devletin de bir desteği yok" dedi.
TARIM YAZARI: BAKANLIK ÇÖZÜM İÇİN GEÇ KALDI
Tarım Yazarı Gazi Kutlu, Doğu Asya kökenli kahverengi kokarcanın 2017 yılından bu yana Doğu Karadeniz’den Güney Marmara’ya kadar yayılmasının tarım sektöründe ciddi kayıplara yol açtığını belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı, 2023-2025 yıllarını kapsayan bir Kahverengi Kokarca Eylem Planı hazırlamış olsa da, bu adımın altı yıl gecikmeli atılması, sorunun ciddiyetini ortaya koydu.
'BAKANLIK 6 YIL SONRA ADIM ATTI'
Kutlu, kahverengi kokarcayla mücadelede Samuray Arısı gibi biyolojik yöntemler, feromon tuzakları, biyoteknik çözümler ve zirai ilaçların kullanıldığını vurgularken, bu zararlının sadece tarım alanında değil, evlerde de sorun teşkil etmeye başladığını ifade etti:
"Özellikle 65 yıldır dünya lideri olduğumuz fındık üretiminde hem verim hem de kalite açısından ciddi kayıplar yaşanıyor. Bu yıl birçok bölgede zararlının etkileri belirgin şekilde görüldü. Eğer çok geç olmadan kapsamlı bir mücadele başlatmazsak, bölgenin en önemli geçim kaynağı olan fındığı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız ki, bu ülkemiz için büyük bir felaket olur."
"Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2023-2025 yıllarını kapsayan bir Kahverengi Kokarca Eylem Planı hazırlanmış olsa da bu adımın ancak altı yıl sonra atılması, çözüm için geç kalındığını açıkça gösteriyor" diyen Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün geldiğimiz noktada, bu zararlı sadece tarıma değil, evlere de zarar verecek boyuta ulaştı. Mücadelede Samuray Arısı ile biyolojik yöntemler, Feromon tuzaklarıyla biyoteknik çözümler, biyosidal müdahaleler ve zirai ilaçlar kullanılmasına rağmen, sorunun üstesinden gelmek için topyekûn bir mücadele gerekiyor."
'YALNIZCA FINDIK DEĞİL, ELMA, ARMUT, ŞEFTALİ...'
Kahverengi kokarcanın yalnızca fındık üzerinde değil, elma, armut, şeftali, Trabzon hurması, mısır, biber, fasulye ve domates gibi birçok bitkiye de zarar verdiğini belirten Kutlu, sözlerini şöyle noktaladı:
"Zararlı Karadeniz’de çok zarar verdiği için bugün fındığı konuşuyoruz ancak elma, armut, şeftali, Trabzon hurması, mısır, biber, fasulye, domates gibi birçok bitkiye de zarar veriyor. Mücadele edilmediği takdirde sadece tarımsal üretimimizi değil, aynı zamanda yerel ekonomileri ve istihdamı da derinden etkileyecek. Bu yüzden kahverengi kokarca ile mücadele, daha fazla gecikmeden ulusal bir öncelik haline getirilmeli"