Sevgi tohumlarını ekecek liderlerdir hele hele İslam ülkelerinde. Daha ötesi liderimiz ben emrolunduğu gibi dosdoğru derken Allaha'da söz verip aynı zamanda şahit tutmuş oluyor yaratanimizi. 23 yıllık iktidarında ne sevgi ne adalet. Ceza aldığı şiir millet arasında nifakti. Cumhurbaşkanı olduktan sonra birdaha okudu ki Cumhurbaşkanı olarak bana kimse birşey yapamaz dercesine. İmam Hatip mezunu bu lider cılız olan tohumları kurttu. Ekip yeşertebilirmi. Ben emekli memur imkansız görüyorum.

Hocam, gayet güzel bir özetleme yapmışsınız.. Madalyonun 1 yüzünde hep bunlar var. Konu önemli yazılacak çok şeyler var ama bu platform dar. Editör Molla Kasım yeterince liyakatı olan eşitlikçi biri değil. Yorum tarafsız olunca sanki bariyer teşkil ediyor. İlla İktidarı usturuplu bir şekilde yerden yere vuracaksın. Sanki göğe çıkaran var. Herkesin üslubu ayrı. Tarafsız üç yorum yazıyor fikir beyan ediyorum ikisini kesiyor, birini ya lütfen, yada hiç! Allah bildiği gibi yapsın!

Hocam, iftar seanslarında ekranda bize nasihat geçen steril hocalar (!) gönül telimizi titretemiyor. Gazze'de bir çuval un 350 dolar olmuş. Konya'da Kudüs (!) hurması sekiz yüzün üstünde. Ahlak kitaplarda kaldı.

İsrarla görmemeye çalışmanın adını koyalım: Mahalle yanıyor siz saçınızı tarıyorsunuz! Bize ne oldu diye 1000 kerre tekrarlamanın getirisi yok. Sebep belli, o da, memlekette Hak Hukuk yok edildi. En basitinden örnek; mülakat sistemi kaldırılacak diye en yüksekten söz verildi. Kaldırıldı mı? Hayır. Partili değilseniz beklemek zorundasınız. Adalet mülkün temelidir sözünü hatırlatırım.

Aslında mesele çok basit!.. Allah'ın dinimi , yoksa ümeyye karının uşaklarının dini mi ? .. bütün mesele bu ... insanlık ve insani değerler mi , yine toplum mu, yoksa muktedir bir kişinin, bir ailenin, bir sülalenin çıkarları mı esas alınacak? Hz.peygamberin hayatı herkes gibiydi..evi de, mescidi de kerpiçten idi...sultan , kral, padişah , saray, saltanat, şatafat kültürü ümeyye karının uşaklarının uydurulan dini ile başladı.. Ebu Süfyan ve Hind' in sulbûnden gelenler...

Şimdikileri haklı olarak tenkit ederken haddimizi aşıp tarihteki zevata dil uzatmak bir kâmil bir mümin tavrı değildir beyefendi. Mutedil olunuz.

TDV İslam ansiklopedisi.. 1 .Yezid kimdir? müellifi Ünal Kılıç.

.

Babası Muâviye, oğlunun çöl ortamında yetişmesini sağlamak amacıyla onu annesiyle birlikte Kelb kabilesinin yaşadığı Tedmür civarındaki bâdiyeye gönderdi. Yezîd burada bedevî hayatının şartlarına göre büyüdü. Ata binme ve silâh kullanmada maharet kazandı, fasih Arapça’yı öğrendi. Bu arada içki ve eğlence dünyasını tanıdı. Yarış atları ve av köpekleri edindi, şiirle meşgul oldu. . Yaptığı sair kötülükler , cinayetler bahs î d

Âşık Seyraninin "Mihnet-i dünyâ içün sultâna minnet eyleme" ne güzel söz. Güce paraya yakın olmak için zulme karışanlar için inancın bittiği karanlığı göstermiş. Hiç bir ritüelin kapatamayacağı bir karanlık.

Sultan'ın sofrasından yiyip içen âlim ulemanın fetvası makbul olmaz !...

Sayın yazarın yazısında tekrar ettiği ve insanın okudukça içini ısıtan "sevgi,saygı, sabır, merhamet, şefkat, vicdan, adalet, tatlı dil, tevazu" gibi çok değerli kavramların hangisini görüyoruz yonetenlerimizde?Nobran, maço, sahte kabadayı dili,azar,ustenci bakış almış başını yürümüş Halkının bir bölümüne çürük, sürtük diyeni alıp baştacı etmişiz yıllarca. Şimdi neden üzülüp kederleniriz bilmem?

ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Trump'ın "muhteşem ve dönüşümsel" bir konuşma yaptığını, olumlu şeylerin gelmekte olduğunu belirtti. ..... " Muhteşem ve dönüşümsel ".... !? Bana kalırsa , herkes kendini kollasın ....

Ne ekerseniz onu biçersiniz, rüzgâr eken fırtına biçer Sn hocam.23 yıldır iktidarda olan Tayyip Erdoğan ve AKP ektiklerini biçiyor,biçiyoruz.Milletini sevgiyle kucaklayamayan ve toplumsal barışı sağlamayıp tam tersine kutuplaşmayı tercih eden bir cumhurbaşkanımız var.Millet de onu seçti.Ne diyebiliriz ki?Eden bulur,nasılsanız öyle Nesiller iyi yetiştirilmemiş ve yetiştirilmiyor demek ki.Bunda devletin,hükümetlerin,STK ların ve cemaat ve tarikatların hepsinin payı var. Anne babaların da tabii ki.

Şu sıralarda Silivri’de yaptıklarının bedelini ödeyen “Bavulcu” lakaplı Mehmet Baransu’nun TV programında “Mustafa Balbay’ı da içeri aldık” dedikten sonra kırdığı potu anlayıp sözcüğü “aldılar” şeklinde değiştirmesini ise hiç unutmadık!

Şu anda adeta bir “deja vu” duygusu içindeyim , demiş Ümit Zileli... Bir zamanlar fetönün gizli tanıkları vardı, biri de " aslan !? "gibi bir damat Mevlüt Hilmi Çınar!... Şimdi Amerika'da Beyaz Saraya randevusuz girip çıkabilen bir çaşıt
!..

İsrail ordusu, Gazze şeridinin kuzeyinde ki Filistin - Türkiye dostluk hastanesini havaya uçurdu... İsrail ; belki de tarihin en vahşi, en acımasız soykırımını yapıyor ... Bu arada Trump ; Türkiye ile aramız iyi , F35 projesi de dahil işler yoluna girebilir,dedi ...yine bu arada Avrupa Birliği; Bizim güvenliğimizi de Türkiye sağlasın,dedi .. bu ABD, bu AB vahşi siyonist evangelist soykırımcı
katil İsrail'in ortakları , müttefikleri değil mi ?..peki biz bunların nesiyiz ?...

Stephan Gerlach diye Osmanlı döneminde İstanbulda yaşayan bir elçi var günlük tutmuş dönemin (1500lerin sonu) sosyolojisi için önemli kesitler var içerikte.rakip olacak diye kardeşini boğan müstakbel sultan mı dersin zayıfın malına çöken gaddarları mı bürokrasideki korkunç israftan öte taraftan yoksulluktan kırılan yığınları mı... Meğer tarih hep aynı çizgide sadece libasını değiştirerek süregelmiş. Böyle bir yerde ne mutlu vahyin emrettiği erdemli yolda ömrünü tamamlayanlara!

Paylaşım kavgaları bitmeden toplumlar sakinleşmezler. dindarların bu sürece dahil olmaları daha yeni. din de bu kavganın aracı. hep böyleydi. yeni bir durum değil yani. din toplumsal, inanç bireyseldir. toplumsal olan siyasidir, ideolojiktir. tek istisnası ahilik denebilir. çok kısa sürdü. Moğolların gazabına uğradı. daha çok uzun bir yol var. acı çekmeye devam.

Lokantalarda hijyen bitti, ne eti satıldığı belli değil, yemekten içmekten soğudum, ben artık hep evde yiyorum denebilir. Ama cuma namazı evde kılınmaz. Çünkü adı üstünde cemaatle kılınır.

Ben 5 yıldır cumayı evimde ailemle cemaat yaparak kılıyorum. Kur'an'in "evlerinizi mescid yapın" (Yunus-87), "Dırar mescidinde namaza durmayın"(Tevbe-107), "yeryüzünü size mescid kıldım" (Bakara-115) derken boşuna mı demiş bu ayetleri? Muaviye'nin progandalarini dinlemek için illa kalabalığın içine karışmak mi cuma oluyor yani?

İkiniz de boş yapmışsınız.
Makale okuyup anlama seviyenizin yaptığınız yorumla zaten ilişkisi yok.

İbrahim bey: Al’i İmran 191 nci ayeti kerimeyi hatırlatırım, mümkünse okuyun. Allah’ı cc. Ayakta oturarak ve yatarak zikredebilirsiniz , yerin ve göğün nasıl yaratıldığınıda düşünün der. Daha ne desin ki, anlamak istemeyen anlamaz tabii ki!.

Dertleri müslümanlıkla. Yanlış yoldalar da, gözlerini sımsıkı kapatmışlar, zor işleri.

Muhterem Hocam diline sağlık, gerçekleri dile getirmişsiniz. Büyüklerimizin dediği gibi; İnsanoğlu ölünceye kadar mal, makam, şehvet hırsı çoğalarak devam edermiş. Ama, sonunda bir avuç toprak ona kafi gelirmiş.

Sakın bundan sonra birisi bana müslüman adaletli olur, müslümanda Kibir olmaz, müslüman liyakat sahibi insandır gibi söyleyemlerle gelmesin.
Çok şükür herşey gördük oyrendik

Ülke yanıyor hocam ne kardeşliği ne Müslümanlığı makam mevki koltuk hırsı bürümüş bedenleri, herkes ganimetten ne kapabilirim peşinde, Halkın üç günde kaç lira fakirleştiğini sizde biliyorsunuz.

Yazılarınız önemsiz değil de, içtenlik/samimiyet tedavülden kalkmış. Her şey kullanılır olmuş. Dindar söylemle kendi çıkarları için hareket edenler millete dert. Dine düşman olup da, çıkar ve ikyüzlülükleri dinin kendisini kötülemek için kullananlar da ayrı. Allah’ın kendisine verdiği nitelikleri bu yollarda kullananlar zarar ediyorlar.

23 yılda;

- gençlere aşıladığı kindarliktan,

- dava bahanesiyle beytülmalı yağmalamasından,

- adalet gibi yüce değeri dibine kadar kirletmesinden,

- kendi hırsızina, uğursuzuna hamilik yapmasindan,

- bir gün ak dediğine ertesi gün kara diyen fırıldaklığından,

- yazılıda vatandaş, sözlüde partidaş muamelesi yapmaktan vs,vb...

Bu günlere gelmiş olabilir miyiz?

Değerli hocam,rte 3..5..yıldır sarayinda 1500 kişiye iftar veriyor,ödemeyi bütçe yapıyor,iftarda da siyasi konuşma chp ye sürekli hakaretler.Dinen uygun mu,hukuka göre yasal mı.Kisi iftarı evinde verebilir.Herhangi Bi işletmede verir,hesabı kendi öder.Konuyu lütfen yazabilirsiniz.

İtibardan tasarruf olmaz diyor ya , daha ne desin yani !
Bu bir itibar meselesi , hem dostluk , kardeşlik neymiş herkes görsün !
Bak 21 Mart da zaten kardeşlik ve dostluk günü ilan edildi !

Yazının sonundaki ""birbirinizi sevmedikçe....." den kasıt toplumda yaşayan herkes olamaz. Yazı böyle bir kargaşa ortamında yazılınca bu ifadeden "herkes "anlaşılabilir. Sayın yazar ortaya laf etme yerine bunu açıklamalı idi. Ne yani ben şimdi eşcinselleri din düşmanlarını sevmessem cennete giremiyecek miyim.

Her zaman şunu söylerim. İnsan ne öğrenirse onu uygular, hangi sevgiden bahsediyorsunuz. Allah aşkına 23 yıldır müslümanım diyenlerin yönettiği bir ülkede Müslüman aşkı ve sevgisi ne zaman oldu. Kendi gibi düşünmeyen insanları Müslüman bile kabul etmediler. 36 yıl devlette ve bu hükümetle 17 yıl çalıştım. En çok korktuğum bunlar oldu zira kural, kaide yoktu. Sanki asrı saadeti yaşıyoruzda bozulduk. Biz buyuz ötesi yok.

Tesekkurler degerli hocam, guzel seyler yaziyorsunuz, fakat bunlar Normal Zamanlar icin gecerli. Normal gunlerde yasamiyoruz; GECIM DERDI var hocam, oyle kahredici bir sey ki...!!!

Bu toplumda dürüst , iyiniyetli , samimi olmanın, insanlara elden geldiğince maddi ve manevi olarak yardım etmenin bir karşılığı olmadığını, aksine hep suistimal edildigini , ben hayatım boyunca bizzat gördüm , bizzat yaşadım .

Nitekim bu gün toplum her bakımdan her an patlayacak bir barut fıçısına dönmüştür, her türlü hatta akla hayale gelmeyen envai türlü kötülükler yaşanmaktadır, ülkeyi yönetenler bu durumu görmüyor , düzeltmiyor aksine üstüne benzin döküyorlar!

Kaleminize sağlık hocam, 2002 den 2025 e zaman akıp gitti, farklılıklarımiz zenginliktir diyen bir anlayıştan benim gibi düşünmeyen vatan hainidire geldik. İktidar için her türlü zulum mubahtira geldik. Çocuklarım soruyor baba sen nasıl destek oldun bu zalimlere diyor. Kandırıldık yavrum diyorum. Utanıyorum sıkılıyorum.

Yüce Allah inanan, inanmayan herkese dünya hayatında adil ve eşit davranmakta iken baştakiler güç zehirlenmiş her türlü haksızlığı yapmaktalar. İyiki Din günü var bir gelecek..

Biz hep böyleyiz, ne zaman islamda mezhepcilik ortaya çıktı işte o zaman islamiyet yok oldu, şimdiki yaptiklarimiz ise içimiz başka, dışımız baska

Neymiş cumaya gitmiyormus. İbadeti yaptığını söylemek hoş olmadığı gibi yapmadığını söylemekte hoş görünmüyor. İster git ister gitme. Bize ne bundan.

Yedikleri haramlar onları saptırdılar. Talan, kul hakkı, gasb, dalavere ruhlarını mühürledi, asla iflah olmazlar.

ne oldugunu siz eyıgıtce ve acıkca soyleleyım mı,
Islama , Allah 'ın ın bu guzel dinine sıyasetın pıslıklerı bulaştırıldı.Bazıları şahsı ve ekonomık yada polıtık emellerı ıcın dını soylemlerı kullanmış ve ypılan aksi eylemler ile Turk ınsanını dınden soğutmuşlardır. İşte gercek budur. çerikleri bakımından sevgi pozitif, nefret negatif kavramlardır; sevgi, şefkat ve merhametin amacı yaşatmak; nefret, düşmanlık ve şiddetin amacı yok etmektir.Çok doğru.

Her dem dini vurgu yapan, dini referanslı adaletten bahseden bir iktidar size dini terminoloji ile zulmederse, dine güveniniz ve inancınız kalır mı?

Hırsız en temiz, en saygın kılıflara girebilir, giriyor da. Bazen din, bazen toplumun değer saydığı başka bir şeye bürüp toplumun hayallerini çalar. Yapılacak şey, kılıfı üzerinden çekmek yani teşhir etmektir.

Bir gün yaralı bir kuş Hazret-i Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve sorar: "Bak! Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?"Derviş kendini şöyle savunur: "Sultanım, kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yaklaştım yine kaçmadı. Teslim olacağını düşünüp atladım. Yakalayacağım esnada kaçmaya çalışınca kanadı kırıldı. "Hz. Süleyman "Bak! Bu adam haklı, niye kaçmadın? O sinsice yaklaşmamış, hakkını savunabilirdin?

Şimdi kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun" diyerek kuşa söyler. Kuş kendini savunur: "Onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsa hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez dedim! "Hz. Süleyman, kuşun bu savunmasını doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. "Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın!" diyerek emreder. Ancak bu emre kuş itiraz eder: "Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın!" diyerek öne atılır. Hz. Süleyman "Neden?" diye sorar

Kuş sebebini şöyle açıklar: "Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi onun üzerindeki derviş kıyafetini, elbisesini çıkarın. Çıkarın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra bir daha ona aldanmasın!"

İnsanın iç dünyasında kötülüğü dikte eden nefs-i emmare’ye; kötülük merkezine denk düşen bir de dış dünyasında yani toplumda güç mekezi var. Bu merkeze de iktidar, devlet vs. deniyo.Nasıl ki nefsin levvamesi/kendini eleştireni, emmaresi/zorbası/diktatörü gibi türleri varsa, devletin de aynı şekilde türleri vardır. Nefs-i emmare nasıl ki zorla, barbarlıkla insanın iç dünyasını tahrip ediyorsa ona denk düşen zorba yönetimler de toplumları kutuplaştırarak, nefret tohunları ekerek perişan ediyor.

Bugün cumaya gitmeden DİB sitesinden hutbeye baktım. Siyasi içerikli bir şey görseydim, cumaya gitmeyecektim. Ne hallere düştük.

Sevgi de nefret de yakıcıdır. Şu farkla ki sevgi, insanda serpilmiş halde bulunan kötülük tohumlarını, çirkin hasletleri mıktanıs gibi çekip yakar. Nefret ise, insanda güzellik namına ne varsa hepsini içine çekip yakar. Sevginin kuşatmasında nefret bile dönüşüp faydalı hale gelir. Tersi de geçerlidir.

Sanırım "Homo homini lupus" (İnsan insanın kurdudur) demek istediniz. Bu söz, Titus Maccius Plautus adlı Romalı oyun yazarı tarafından MÖ 3. yüzyılda yazılan Asinaria adlı komedyasında geçmektedir.

Daha sonra Thomas Hobbes bu ifadeyi Leviathan (1651) adlı eserinde kullanarak ünlü hale getirmiştir. Hobbes, doğa durumunda insanların birbirine düşman olduğunu ve güçlü bir otoritenin (devletin) düzeni sağlaması gerektiğini savunmuştur.

Yani, bu sözün ilk kaynağı Plautus, ancak felsefi bağlamda

Mustafa hocam çok saygıdeğer birisiniz her yazınızı severek okuyorum.yalnız sorduğunuz soruyu diyanete bir sorun.onların yüzünden gençlerimiz dinden soğuyor.deist oluyorlar.yakınlarımdan biliyorum.ben bile artık cumaları evimde kılıyorum.çünki camiye gitmiyorum tansiyonum yükseliyor.

Sevgi de nefret de dönüştürücüdür. şu farkla ki sevgi insanı yapıcı bir valığa dönüştürüken, nefret insanı yıkıcı bir varlığa dönüştürür. Sevgi iksiri, Mevlana'nın deyişiyle "Cümle dertlerin tabibidir". mefhumu muhalifinden bakılırsa nefret, garaz da cümle marazların başıdır.

teşekkürler hocam. evrensel öğütler. mevlana'nın değeri anlaşıldı. yunusun, sonumuz olduğunu anımsatması uyarıcı. sonraki nesle mirasın avuntu değil, gelen için de kötü olabileceğini düşünmek gerek. çıkış yok olsun diyen de kapatıyor yolunu.