Bilim adamından uyarı geldi! O bölgede yaşayanların muhakkak dikkat etmesi gerekiyor! Denizleri resmen işgal ettiler! Sakın elinizi sürmeyin...
Son dönemde Akdeniz kıyılarında sıkça görülen ölü denizanaları, bölgedeki doğal yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Hatay'ın Samandağ ve İskenderun ilçelerinde de sahillerde gözlemlenen bu durum, deniz bilimcileri tarafından endişeyle karşılanıyor. Hatay İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, konuyla ilgili önemli uyarılarda bulundu.
GÖÇMEN DENİZANALARINA KESİNLİKLE DOKUNMAYIN
Prof. Dr. Turan, özellikle Kızıldeniz'den gelen göçmen denizanasının tehlikeli olabileceğini vurgulayarak, bu türlerin kesinlikle dokunulmaması gerektiğini belirtti. Denizanası temasının ciddi tahrişlere yol açabileceğini ve acil önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti. Sirke suyuyla yapılan uygulamanın, zehirli kapsüllerin temizlenmesine yardımcı olduğunu ve bu sayede etkili bir tedavi sağlanabileceğini dile getirdi.
Turan konuyla ilgili şunları söyledi: "Göçmen denizanası dediğimiz Kızıldeniz göçmeni olan zehirli bir türdür. Alt kısmında tentakül dediğimiz uzantılar vardır ve bu uzantılar çok zehirlidir. Kesinlikle dokunulmamalıdır, yoksa insan vücudunda büyük tahrişler oluşturur. Herhangi bir şekilde uzantılara temas etmesi halinde bazı ilk yardım önlemleri gerekiyor. Kesinlikle tatlı su ile yıkanmamalı, ovuşturmamalıdır ve o bölge kaşınmamalıdır. İlk uygulayacağı şeylerden bir tanesi pamukla, sirke suyuyla tahriş olan bölgeye 20 dakika tutulabilir. Bu bölgede binlerce toksinler nüksetmiştir ve o bölge içerisindedir. Temas halinde deri altına ve deri içine girer. Onun için temas eden bölgeye tıraş köpüğü sıkılarak, kredi kartıyla sıyrılması gerekir ve bu şekilde o bölgede bulunan nematosit dediğimiz zehirli kapsüller temizlenmiş olur"
DENİZANASI POPÜLASYONUNDA PATLAMA YAŞANACAK
Denizanalarının artan sıklığına ilişkin olarak Prof. Dr. Turan, küresel ısınmanın etkisinin önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, kirlilik, aşırı balık avcılığı ve deniz ekosistemi dengesinin bozulması gibi faktörlerin de bu durumu tetiklediğini belirtti. Prof. Dr. Turan, bu durumun önümüzdeki yaz aylarında tekrarlanabileceğini ve denizlerde yoğun denizanası patlamalarının yaşanabileceğini öngördü.
Denizanalarında popülasyonun artacağına dikkat çeken Turan, "Diğer sebepleri ise; kirlilik, genel anlamda aşırı balık avcılığı, top predatör dediğimiz avlayıcıların ortamdan aşırı balığı çekmesi. Bunlarla beslenen birçok balık türü, canlı ve memeli ortamdan çekilmiş durumda. Mesela deniz kaplumbağası, denizanaları yiyen türlerden bir tanesi. Maalesef işte bunun sonucu olarak küresel iklim değişikliğiyle Kızıldeniz’den gelen göçmen denizanası Kızıldeniz türüdür. Küresel iklim değişikliğiyle Kızıldeniz'den İsrail, Ürdün, Suriye ve Türkiye’ye gelmiş zehirli bir türdür. İklim değişikliği sebebiyle bu yılın soğuk geçmemesi, denizlerde denizanası patlamasını tetikledi diyebiliriz. Tabii ki bu genelde yazın oluyor, muhtemelen bu yaz da temmuz aylarında tekrar patlama olasılığı bulunmakta. Geçenki yıllarda hiç kimse denize giremedi. İskenderun, Antalya, Mersin körfezinde bu denizanaları bir ay yoğun şekilde kıyılarda görüldü" dedi.
Denizanalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, bölgedeki deniz turizminin ve doğal yaşamın ciddi şekilde etkilenebileceği endişesi de artıyor. Yetkililer, bu duruma karşı önleyici tedbirler alınması gerektiğini vurguluyor.
