Partisinin Grup Toplantısı'nda konuşan MHP lideri Bahçeli, Sezen Aksu'yu 'Faşizan arzularını ilk fırsatta ifşa eden kim olursa olsun, bunun sonuçlarına mutlak surette katlanmalıdır' diyerek hedef göstermenin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir' ifadelerine 'Herkes aksini söylese de MHP selin akıntısına kapılmaz' diyerek tepkilerini yineledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Sezen Aksu'nun hedef göstererek 'fikir özgürlüğü bu değildir' açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Aksu hakkında, 'Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir' ifadelerine Bahçeli, 'Herkes aksini söylese de MHP selin akıntısına kapılamaz' sözleriyle sert tepki gösterdi. Bahçeli'nin, bu ifadeleri ile Erdoğan ile ters düşmesi dikkat çekti.
Aynı zamanda konuşmalarında geçtiğimiz hafta İngiltere Büyükelçisi ile bir balıkçıda görüntülenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan Bahçeli, görevden alınması gerektiğini belirtti. Sanatçıları da hedef alan Bahçeli, devletin varlığını sürdürmek için attığı 'her adımın' meşru olduğunu dile getirmesi dikkat çekti.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trabzon'daki toplu açılış sırasında sahneye çıkardığı çocuğun, Kılıçdaroğlu'na hain demesine de 'Cumhurbaşkanına amca derken, ona hain diyor' açıklaması yaptı.
'BEKLENTİMİZ BARIŞ VE SÜKUNET'
Meclis'te, partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Rusya ile Ukrayna arasında gün geçtikçe artan gerilimin Türkiye'yi, Kafkasya'yı nasıl etkileyeceğini ölçmek lazımdır. Beklentimiz barış ve sükunetin esas olmasıdır. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. ABD olası bir savaşta Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini açıklamıştır. ABD, PKK/YPG tanksavar füzelerini ise Ukrayna'ya göndermiştir. Rusya ise Ukrayna sınırındaki varlığını güçlendirmiş her ihtimale hazır olduğu mesajını vermiştir. Rusya'nın genişleme stratejisi, istikrarsızlığın kronikleşmesine neden olmaktadır.
ABD Başkanı'nın Rusya'nın küçük bir işgale göz yumacaklarını ima etmesi, tavşana kaç tazıya tut politikasını hatırlatmaktadır. Ukrayna cumhurbaşkanının dediği gibi Ukrayna, Biden ile Rusya'nın bir anlaşma konusu olmamalıdır. Bunu sağlayacak olan arabulucu bir ülkedir ve bu Türkiye'dir. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna'ya gidecek olması, Putin'in Türkiye'ye gelecek olması barışa atılacak adımlar olacaktır. Kafkasların iç çatışma ortamına sürüklenmesini doğru bulmuyoruz.
'MİLLET İTTİFAKI'NIN ÇABASI BEYHUDEDİR'
Türkiye ne diyeceği merakla beklenen bir ülkedir. Bundan rahatsızlık duyanlar olabilir. Bunların failleri bilinmektedir. Ne kadar yok sayılırsa sayılsın hakikat aynı bir mektup gibi ellerine ulaşacaktır. CHP'nin, Deva'nın ve İP'in çabası beyhudedir.''
İMAMOĞLU'NU HEDEF ALDI
İBB Başkanı İmamoğlu'nun geçtiğimiz hafta yoğun kar yağışı sırasında İngiltere Büyükelçisi ile bir balıkçıda görüntülendi. Bu görüntülenme, her açıdan tepki toplarken Bahçeli, geçen hafta 'görevden alınmalı' şeklinde konuşmuştu. Bu sözlerini tekrarlayan MHP lideri, İmamoğlu'nu yine hedef aldığı konuşmasında şunları kaydetti:
''Geçen hafta olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi ama kar berekettir. Meteoroloji uzmanları günlerce İstanbul'da yoğun kar yağışı olacak dedi. Sorun karın yağması değil alınmayan önlemler zinciridir. Mühim olan tedbiri kar yağmadan almaktır. Birleşik Krallık Türkiye büyükelçisi ile randevusunu saat gibi aklında tutan İBB Başkanı ne gafilliktir ki meteorolojinin uyarılarını aklına getirememiştir. Balığa tuz dökmüştür de yollara tuz dökme becerisini gösterememiştir. İstanbul'da balık baştan kokmuştur.
Büyükelçiyle yemek, karla mücadele kadar önemli diyecek kadar şirazesi kaymıştır. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbullu'dan fazla önemseyen bir kişiye Türk İslam medeniyetinin merkezi olan bu kent nasıl teslim edilecektir?
Niye ve ne maksatla bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme önemliyse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son zamanlarda ülkemizde görev yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat çekicidir.
'SİNSİ FAALİYETLERİNİ GÖRMEK GEREKİR'
CHP'nin büyükelçilerle düşüp kalkması tesadüf değil, milli iradenin dışında bir adımdır. İmamoğlu'nun sinsi faaliyetlerini görmek gerekir. Ne utanmaları var ne sıkılmaları. MOBESE kayıtlarına düşünce de kızılca kıyamet koparırlar. Takip ediliyorlar, izleniyorlar, dinleniyorlarmış. Bırakın bu boş lafları yeri ve zamanı mıydı büyükelçiyle yemek yemenin? Mahçubiyet duyacağınız ilişkileriniz yoksa, milletin kafasında birikmiş soru işaretlerini giderin.
İSTİFA ÇAĞRISI
Açığı olanların MOBESE'den şikayet etmeleri gayet doğaldır. İstanbul'da yaşanan dünyanın başka bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye başkanı bir dakika koltuğunda oturmazdı. Dileğimiz büyükşehir belediye başkanının görevden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır.
'DEVLETİN VARLIĞINI SÜRDÜRMEK İÇİN ATTIĞI HER ADIM MEŞRUDUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trabzon'da toplu açılış konuşması sırasında sahneye çağırdığı çocuğun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 'hain' demesine ilişkin birçok siyasi ve gazetecinin tepki göstermesine yönelik Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak şöyle konuştu:
Hiçbir ülkenin, mensuplarından hiç birine, hürriyetlerin tümünü sınırsız kullanma ehliyeti vermediğine dikkati çeken Bahçeli şunları söyledi:
''10 yaşında olan bu çocuğumuz Cumhurbaşkanı’na amca derken, Kılıçdaroğlu’na hain diye seslenmiştir. Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce hürriyeti sayılamaz. Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur. Hz. Adem ile Hz. Havva’ya cahil demek bir sanatçı marifeti, demokratik bir hak, sıradan bir şarkı sözü olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de Milliyetçi Hareket Partisi bu görüşte olamaz, bu ilkelliğe göz yumamaz, selin akıntısına kapılamaz. Hakaret eden, küfreden, faşizan arzularını ilk fırsatta ifşa eden kim olursa olsun, bunun sonuçlarına mutlak surette katlanmalıdır.
CUMHURBAŞKANI'NA AMCA, KILIÇDAROĞLU'NA HAİN
Bir televizyon kanalında Sayın Cumhurbaşkanı’na en ağır hakaretleri sıralayan sözde bir gazeteciye sessiz kalanların, Trabzon’da bir çocuğun heyecanla söylediği sözlere ateş püskürmeleri ikiyüzlülüğün deşifresidir. Dikkat buyurunuz, henüz 10 yaşında olan bu çocuğumuz Cumhurbaşkanı’na amca derken, Kılıçdaroğlu’na hain diye seslenmiştir. 203 sözde yazar, çizer, aydın ve gazetecinin bildiri hazırlayıp yayımlamak yerine bu sorunu ele almalarında yarar olacaktır. Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir? Böylesi bir tercihe zorlayan ve bunu da telaffuz ettiren gelişmeler nelerdir?''
'EY KILIÇDAROĞLU, SENİN YOLUN NEREYE ÇIKIYOR?'
Terörle mücadele sürecinde demokrasinin askıya alındığını söylemenin bölücü bir dil olduğuna vurgu yapan Bahçeli şöyle devam etti:
''Terörle mücadele sürecinde demokrasinin hiçe sayıldığını iddia etmek terörist üslubudur, terör usulüdür, zillet bir bühtandır. Demokrasiyi korumak için terörle mücadele ediliyor, ey Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı? Vatana ve millete musallat olan seri katilleri cezalandırmak amacıyla terörle mücadele yapılıyor, ey Kılıçdaroğlu bunu biliyor, bunu hazmedebiliyor musun? Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer diyen Kılıçdaroğlu, senin yolun nereye çıkıyor? Karanlık yolculuğun nereye doğru gidiyor.
SEN ÖNCE CHP'YE OY VEREN KARDEŞLERİMİZLE BARIŞ
Kılıçdaroğlu, sosyal medyada klip çeke çeke akli melaikelerini kaybetmiştir. Demokrasi için bir yol aranıyorsa Ankara'nın geniş yolları herkese açıktır. Oturacakları masaya nasıl oturacaklarını belirleyememişler. Üçüncü ittifak projesiyle HDP'yi bagaja koymaya kalkanları görüyoruz. Kılıçdaroğlu milleti barıştıracağını söylemektedir. Barış küslükte olur. Nifak saçmana tahammül etmeyeceğiz. ABD temsilcileriyle buluştuğunda, Deva Partisi'nin ekonomi politikasını kabul edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sen önce CHP'ye oy veren kardeşlerimizle barış. Milletleşme sonlanmış değil devam eden bir süreçtir.
AYAKLARINI DENK ALSINLAR
Milletleşme sonlanmış değil devam eden bir süreçtir. Bizim için Edirne ne ise Hakkari odur. Hiçbir insanımızın diğerinden, hiçbir yurt köşesinin başka bir yurt köşesinden eksikliği ve üstünlüğü yoktur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları milletin saygın fertleridir. Ancak zillet ittifakı, milleti oluşturan unsurları tahrik etmektedir. Etnik kimliklerin kaşınması doğru değildir. Ancak tahrikkar süreç devam ederse bu milli birliğimizi tahrip eder. Kılıçdaroğlu'nun siyaseti buna yöneliktir. Partimiz etnik, ve mezhepçiliği değil tek bayrak, tek devlet, tek dil ve tek millet demektedir. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimizdir. Varsa bu değerleri çiğnemeye kalkan ayaklarını denk alsınlar, bir daha düşünsen. Buna dün izin vermedik, bugün de yarın da vermeyiz.
Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir. Öte yandan Regaip Kandili'nin milletimize sağlık ve huzur getirmesini diliyorum."