MHP lideri Bahçeli, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın "İsveç ile Finlandiya'nın NATO üyeliği süreci" ve iktidarın ekonomi politikaları hakkındaki eleştirilerine tepki göstererek "TÜSİAD bir kez olsun milli olsun. Bir kez olsun Türkiye'nin meşru politikalarına destek verin" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. MHP lideri, konuşmasında TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda diplomasi yolunu önermesi ve iktidarın ekonomi politikalarını eleştirmesine yönelik "TÜSİAD Başkanı işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya'nın yanında saf tutmuş. Neymiş fakirleşerek büyüyormuşuz. TÜSİAD bir kez olsun milli olsun. Bir kez olsun Türkiye'nin meşru politikalarına destek verin" ifadelerini kullandı.
'MUHALEFETİN ESNAF ZİYARETLERİ KURMACA'
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının bahsettiği gibi bir Türkiye tablosu yoktur. Yalandan vergi alınmış olsaydı yalancı siyasetçilerin hepsi iflas bayrağını çekmekten kurtulamazdı. Üç-beş esnaf gezip fitne fücura hizmet edenlerin sahte mağdur tiyatroları, kurmaca diyaloglar kimseyi inandıramaz. Aziz milletimiz sahtekarlara dün olduğu gibi bugün de yarın da prim vermeyecektir. Yüzüne sahte bir gülümse yerleştirip kalabalıkların içine girenleri biliyoruz.
'ERDOĞAN AÇIK ARA FARKLA SEÇİLECEK'
Cumhur İttifakı ise Türkiye'nin her noktasında milletiyle oturup kalkıyor. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz açık gerçek şudur. Cumhur İttifakı sandıktan açık ara farkla galip çıkacaktır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan oy çokluğuyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir.
Diğerlerinin adaylarını açıklamaması ise acaba bilinçli midir? Altılı masadaki demir bir çatlak mı sebeptir? Er meydanı demokrasidir, açıklayın. Bu ülkenin aleyhine çalışanlar hep Kılıçdaroğlu'nun peşine takılır.
Bizim il teşkilat çalışmalarımız ise devam ediyor. Çalışıyoruz, istikbale el ele yürüyeceğiz. Bizim çağrımız çağın akışını değiştirmeye taliptir.
'SİNDERELLA EKONOMİSİNİN SONUNA GELİNDİ'
Dünyada Kovid-19 salgınıyla birlikte, Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan süreç her şeyi değiştirirken küresel ekonominin de sürdürülebilirliği bir sınıra dayanmıştır. Küresel ekonomiye pranga vurulmuş, makroekonomik sistemi bozulmuştur. Artık dünyada yeni bir mali çatıya ihtiyaç olduğu açıktır. Kapitalizmin Sinderella ekonomisinin sonuna gelinmiştir. Ahlaki olmayan, insani değerlerle bağdaşmayan ve istikrarsız piyasa ekonomilerini köklü şekilde değiştirerek yenisini koymadıkça ekonomik kriz kaçınılmazdır. Hiç kuşkusuz, başımıza gelecekleri oturup tribünden izlemek akıl karı değildir. Ekonomik istikrar yakalanıp temiz teknoloji ve ekolojik sistemin düzelmesi ana hedefler olmalıdır. Çünkü bu dünya bizim de dünyamızdır. Deve kuşu gibi başımızı gömmemiz olmaz.
Bugünkü tüketim toplumu küresel bir toplumdur. Her gün bir fincan kahve fiyatının yarısıyla geçinmeye çalışan insanlar dünyanın halini gözler önüne sermektedir. Hal böyleyken zengini daha da zenginleştiren bir sistem mevcuttur .Artık küreselleşmiş ekonominin sonuna gelindiği fikri akademik ve siyasi camiada yaygınlaşmıştır. ABD, Birleşik Krallık ve Almanya, yüksek enflasyona karşı faiz silahına sarılmıştır. Birleşik Krallık ordusunu yöneten şahsın üçüncü dünya savaşı çıkabileceği açıklaması ve insanlarına hazır olun demesi olası bir durumdan mı bahsetmektedir yoksa açık bir beyanat mıdır?
'GIDA SORUNUNUN SORUMLUSU KÜRESEL EMPERYALİZM'
Gıda sorunu yaşanıyorsa suçlusu kurulan müzakere masalarını deviren küresel emperyalistlerdir. Erdoğan'ın tahıl koridoru çabalarını desteklemek yerine Romanya üzerinde güzergah oluşturulmasının desteklenmesi fırsatçılıktır. Savaşın sonuçları tüm dünyada hissedilmektedir. Dünyada 40 milyon insanı açlığa mahkum edecek buğday krizi meydana gelmiştir.
'TÜSİAD BİR KEZ OLSUN MİLLİ OLSUN'
Türkiye ekonomisinde sanal korkular oluşturan siyasiler, dünyanın nereye geldiğinden habersizdir. Neyse ki Türkiye, dünyanın bu durumunda ihracatta öne çıkmaktadır. Patates, soğan fiyatlarını abartıp insanları umutsuzluğa sürükleyenler açıklasın, kimin tarafındasınız? İşte görüyorsunuz, TÜSİAD Başkanı işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya'nın yanında saf tutmuş. Neymiş fakirleşerek büyüyormuşuz. TÜSİAD bir kez olsun milli olsun. Bir kez olsun Türkiye'nin meşru politikalarına destek verin.
İsveç'te terörist görüntüleri duvara yansıtıldı, TÜSİAD bundan mutlu mudur? Bu ülkeler terörü desteklerken üyelik söz konusu olamaz. İsveç'in terörden kurtulması lazım. Terörle mücadelede Türkiye'yi örnek almalıdırlar. Korkaklar her gün ölür, kahramanlar ise bir kere ölür.
'NETFLIX HADDİNİ AŞTI'
Maalesef şiddet eylemleri azalmamaktadır. Bazı diziler, programlar, karamsarlığa sevk eden haberler etki etmektedir. Ekranlarda değerlerimize linç girişimi dışında hiçbir şey yoktur. Şiddeti aşağı çekmek amacıyla konunun uzmanları tarafından bir şura toplanmalıdır. Netflix'teki küfürler, bazı komedyenlerin şovları haddini aşmıştır. Aile hayatımız son sığınağımızdır. Erkeği ve kadını yozlaştıran dizileri nasıl izleyeceğiz? Bir yanda magazin programları ile gözümüzün içine sokulan bu aşağılık hayatlar varken diğer yanda bu ayakları yaşayanların özgürlükçü ve hümanist poz vermeleri çelişkidir, alçak bir kumpastır.
Geceliği bir memurun aylık maaşı olan otelde kalıp, meyhane devrimcisi olup "bu ülkenin hali ne olacak" diyenlerin, "böyle ekonomi olur mu" diyenlerin bizimle ortak hiçbir şey olamaz. Sözde gazetecilerin, muhalefetin adayını tartışacağına ahlaki değerleri tartışması gerekmiyor mu?
'DEĞERLERİMİZE AYKIRI DİZİLER TOPLUMU ZEHİRLİYOR'
Şiddet eylemleriyle mücadelede, mahkemelerce ceza indirimi uygulanmamalı, medyada şiddete özendirecek görüntüler yer almamalıdır.
Toplum değerlerine aykırı dizi ve filmler toplumsal hayatımızı zehirlemektedir. Yozlaşmış ilişkiler, müptezellik, reyting uğruna yapılan uygunsuz diyaloglara karşı durmak yapımcıların, senaristlerin de sorumluluğudur.
Konuştuklarımız maalesef bizi haklı çıkarmaktadır. Bizim kimseden sakladığımız, ahlaksızlığımız yoktur. Çok şükür, namusumuz ve şerefimizle çalışıyoruz.
Barışı tesis edip, suçla ve suçluyla mücadele etmeliyiz ve bunun yolunun Cumhur İttifakı'ndan geçtiğini milletimize hatırlatmalıyız. Yılmayacağız, bıkmayacağız, başka çaremiz yoktur."
NE OLMUŞTU?
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda diplomasi yolunu önererek "En haklı olduğumuz konularda bile çıkarlarımızı korurken tercih ettiğimiz yöntem, amaca varmamızı kolaylaştıracak şekilde formüle edilmelidir. Bu bağlamda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye’nin dille getirdiği sıkıntıların ve taleplerin müzakere yoluyla, karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülebileceğini ümit ediyoruz" açıklamasında bulunmuştu.
Ayrıca Türkiye'nin ekonomi politikalarını eleştirip ""Artan risk seviyesi sürdürülemez, geleneksel politikalara dönmeliyiz" demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kendisinin sözlerine tepki göstererek "Biz dış politikada İsveç ve Finlandiya'ya karşı niye tavır alıyoruz? Sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız? Ey TÜSİAD'ın başına gelen bey efendi. Dış politikada sen bize ders veremezsin, sen daha çıraksın. Önce haddini bil. İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede net adımlar atana kadar kararımızı değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD siz onların yanında yer alabilirsiniz biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. TÜSİAD böyle giderse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın" diye konuşmuştu.
