DEVA Partisi lideri Babacan, hükümette görevde bulunduğu dönemi hatırlatarak, "2014 yılına kadar ciddi tasarruflar yapmıştık. O tarihten sonra israf dönemi başladı. Külliye yapıldı. Cumhurbaşkanlığına sayısını bilemediğim kadar uçaklar alındı. Bu yerel seçimde vatandaştan hükümete sarı kart çıkmaz ise yolsuzluk ve israf eder" dedi.
BÜŞRA AKDAŞ
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Aydın'da gerçekleştirdiği iftar programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ekonomik ve sosyal sorunlara dair değerlendirmelerde bulundu.
'ADIM FREN ALİ'YE ÇIKMIŞTI'
Babacan, Türkiye'deki israf döneminin başlangıcına işaret ederken, kendisinin bu süreçte "fren" rolünü üstlendiğini vurguladı. "Erdoğan 'Gaz' diyordu, ben 'Fren' diyordum. Adım 'Fren Ali'ye çıktı" diyerek, ekonomi politikaları üzerindeki farklı yaklaşımları hatırlattı. Babacan, dönemin ekonomi soğutma programlarına atıfta bulunarak, israfa karşı mücadelelerinin başladığını belirtti. İsrafın sembollerinden biri olarak gördüğü Külliye'nin yapımı ve Cumhurbaşkanlığı uçak filosunun genişletilmesini eleştiren Babacan, "İtibardan tasarruf olmaz" anlayışının maliyetlerine dikkat çekti.
DEVA Partisi'nin muhalefet anlayışını değiştirmeye yönelik yaklaşımını da dile getiren Babacan, sadece eleştirmek yerine çözüm önerileri sunduklarını ifade etti. "Biz 'Şu yanlış, bu yanlış' demiyoruz. Aynı zamanda 'doğrusu budur' diye her konun çözümünü ortaya koyuyoruz" diyerek, parti olarak farklı bir muhalefet tarzı benimsediklerini vurguladı.
'BU SEÇİM SARI KART GÖSTERME FIRSATI'
Yaklaşan yerel seçimlerin önemine değinen Babacan, bu seçimlerin iktidara bir "Sarı Kart" gösterme fırsatı olduğunu belirtti. "Eğer iktidardan memnun değilsek, 'Hata yapıyorsun, yanlışın var' demek istiyorsan, bu yerel seçimi iktidara bir 'Sarı Kart' gösterme seçimi olarak da görüyoruz" şeklinde konuştu. Babacan'a göre, sandıktan çıkacak "sarı kart", yolsuzluk ve israfın önlenmesi için kritik bir uyarı niteliğinde.
'KÖTÜ ADAM OLMAYA RAZIYIM'
Babacan, kendi dönemlerindeki ekonomi yönetimi tecrübesine dayanarak, ekonomik istikrarın ve adil bir yargı sisteminin önemini vurguladı. "Ben kötü adam olmaya razıyım" diyerek, zor kararlar almaktan çekinmeyeceklerini ifade etti. DEVA Partisi'nin, kapsamlı bir yargı reformu ve ekonomik kalkınma planı hazırladığını, bu planların Altılı Masa'da da paylaşıldığını belirtti.