DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Türkiye'nin üzerinde 28 Şubat ruhunun dolaştığını ve şiddeti savunan bir zihniyetin iktidara hakim olduğunu iddia etti. Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Şubat dönemiyle benzer bir yönetim sergilediğini, bazı muhalefet partilerinin de iktidardan farklı olmadığını belirtti.
BÜŞRA AKDAŞ
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Konya'daki bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Diyarbakır Kulp Kaymakamı Burak Akeller'in şehitlerle ilgili Cuma hutbesini eksik okuduğu için imamı tartakladığı iddiası üzerine yaşanan tartışmalara değindi.
Babacan konuşmasında, 28 Şubat sürecinin despotluğunu ülkeden nasıl kovduklarını hatırlatarak, aynı zihniyetin şimdi iktidarın yanı başına oturduğunu ifade etti. Bu zihniyetin şiddeti çözüm olarak sunduğunu, meclisten başörtülü vekilleri kovan ve gece baskınları yapan bir anlayışa sahip olduğunu söyledi.
Kaymakamın darp ettiği iddia edilen imam konuştu: Mikrofon sopasıyla bacaklarıma vurdu
Diyarbakır Kulp Kaymakamı Burak Akeller
'MUHALEFET PARTİLERİNİN TOPLUMDA ÖFKEYİ KÖRÜKLEMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
Babacan, özellikle Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde yaşanan kaymakam ve imam arasındaki hutbe nedeniyle çıkan tartışmaya atıfta bulunarak, şiddet iddiaları konusunda endişelerini dile getirdi. İddiaların araştırılması gerektiğini vurgulayan Babacan, iktidarın ve bazı muhalefet partilerinin toplumda öfkeyi körüklemesine müsaade etmeyeceklerini belirtti.
Babacan, şiddeti savunan ve bu tür davranışları öven açıklamaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ayrıca, iktidarın ve muhalefetin bu tür davranışlarla birbirinden farklı olmadığını, bu nedenle ayrı ayrı seçime girmelerinin anlamsız olduğunu söyledi.
'28 ŞUBAT SÜRECİNİN TEKRAR ETMEMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ'
DEVA Partisi lideri, şehitlerin anılmasının her vatandaşın görevi olduğunu belirterek, şehitler için her yerde dua edilebileceğini ve bu durumun Türk örf ve adetlerine uygun olduğunu ifade etti. Babacan, 28 Şubat sürecinin tekrar etmemesi için mücadele edeceklerini ve bu zihniyetin tekrar defedileceğini vurguladı.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor: 28 Şubat hayaleti. Hatırlıyor musunuz o dönemin paşaları “1000 yıl sürecek” demişlerdi. Onu o paşalar, o rütbeliler başaramadı da; Sayın Erdoğan ve ortakları başarma gayretinde.
Yıllardır bu ülkeden defetmeye çalıştığımız zihniyet, geldi iktidarın yanı başına oturdu. Gençlerimizi okullardan mahrum bırakanları kapıdan kovduk; bağırlarına bastılar. Bizden-onlardan diye ayıranları yanımızdan uzaklaştırdık, yanlarına aldılar.
'BİRİLERİ “ELİNE SAĞLIK” DEMEK İÇİN SIRAYA GİRİYOR'
Seçim seçim çalışıp yendiğimiz “hukuksuzluğu” kendilerine şiar edinmişleri aldılar; koltuklara oturttular.
Sonuç ortada:
Kaymakam-İmam tartışması... İşte en son yaşanan, bir mülki idare amiriyle ilgili şiddet iddiaları…
İddialar henüz soruşturma aşamasında iken, konu açıklığa kavuşmamış iken; şiddeti öven, şiddeti teşvik eden açıklamalar arka arkaya geliyor. İnanılır gibi değil.
Kaymakam arkadaş iddiaları reddediyor, ancak birileri “eline sağlık” demek için sıraya giriyor. Yazık, çok yazık. Arkadaşlar, Şiddeti çözüm olarak sunan zihniyet, despot zihniyettir. Bu zihniyet, başörtülü olduğu için meclisten vekil kovan, meclise girebilmesi için kadınlara başını açtıran zihniyettir. Gece vakti bir vekilin evine baskına giden DGM savcılarının zihniyetidir;
Bu zihniyet, 22 yıl önce bu toprakların en derinine defnettiğimiz bir zihniyettir. İşte DEVA Partisi bunun için var.
Bu 28 Şubat ve türevi zihniyetlerle mücadele etmek için var. Biz burada oldukça, ölmüş ideolojilere heba edilecek insanımız olmayacak. Biz burada oldukça, bu ülke topraklarında mazlumlara zulmetmeye geçit olmayacak.
Sokakta yumruğu savunan da, kaymakamın kendisinin dahi inkar ettiği şiddeti savunan da, aynı zihniyetin iki farklı yansımasıdır. Biz iktidara da, bir kısım muhalefete de sesleniyoruz:
'BİRBİRİNİZDEN FARKINIZ YOK'
Boşuna ayrı ayrı seçime girmeyin, boşuna birbirinizle rekabet etmeyin. Tevhit bayrağı taşıyan abimize yumruğu savunanlarla, imama şiddeti savunanlar: Size sesleniyorum.
Birbirinizden farkınız yok. Siz aynısınız, birleşin de herkes rahatlasın, vatandaş da gerçeği görsün. Biz muhalefetin de, iktidarın da toplumda öfkeyi körüklemesine müsaade etmeyeceğiz. Şu anda İçişleri Bakanlığının yapması gereken; hukuku, adaleti tesis etmektir.
İddiayı derhal araştırıp idari soruşturmayı hukuka uygun şekilde tamamlamaktır. Unutmayalım, gerçek devlet hukuk içinde hareket eder. Devlet her türlü suça karşı, hukuksuzluğa karşı mücadeleyi “hukuk içinde kalarak” verir.
Ve Konya’dan söz veriyorum:
28 Şubat sürecinin despotluğunu zamanında bu ülkeden nasıl kovduysak tekrar kovacağız, tekrar defedeceğiz. Bu böyle bilinsin."