Yenidoğan Çetesi soruşturmasında sıkça adı geçen ve tutuksuz yargılanan Özel Esenler Güney Hastanesi sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu hakkındaki iddialar kan dondurdu. Kaya bebeğin ardından hastaneye bizzat gelerek olayı araştıran Savcı Yavuz Engin, iddiaya göre Yurtoğlu ve başhekime "Dua edin sizi içeri attırmıyorum" diye bağırdı. Yoğun bakımda çıkan yangında ölen hastaların olduğu, soruşturmanın hasıraltı edildiği, hastanenin SGK'yı 10 yılda 100 milyon lira zarara uğrattığı da iddialar arasında.
BÜŞRA CEBECİ
SGK'yı zarara uğratarak kazanç elde eden, bunu yaparken pek çok bebeğin ölümüne sebep olan Yenidoğan Çetesi'ne dair davanın ilk duruşmasına günler kaldı. 18 Kasım'da görülecek duruşmada 22'si tutuklu 47 kişi sanık koltuğuna oturacak. Çeteye yönelik hazırlanan iddianame, çetenin kan donduran eylemlerini gözler sererken çoğu hastane sahibi veya üst düzey yöneticisinin de çeteyle birlikte hareket ettiğini ortaya çıkardı. İddianamede, çoğu hastane sahibi hakkında çeteden haberdar olduklarına ve çeteyle birlikte hareket ettiklerine dair kuvvetli deliller bulunuyor. Telefon tapeleri ve sanık ifadelerine rağmen, bu kişilerin davada tutuksuz yargılanması dikkat çekiyor.
DELİLLERE RAĞMEN YALAN SÖYLEDİ
Çeteye yönelik soruşturmada adı sıkça geçen ve geçtiğimiz günlerde ruhsatı iptal edilen Özel Güney Hastanesi'nin sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu tutuksuz yargılanan isimlerden biri. Yurtoğlu'nun adının geçtiği telefon kayıtları, hastanesinin yenidoğan yoğun bakımını Fırat Sarı'ya işletmesi için verdiğini apaçık gözler önüne seriyor. Ne var ki Yurtoğlu, çeteye yönelik yapılan operasyonun ardından verdiği ifadede telefon ve HTS kayıtlarıyla sabit olan delillere rağmen yalan söylüyor...
Yurtoğlu, Kaya bebeğin ölümünün ardından "Çocuk zaten ölecekti, Bakırköy savcısının benim hastanemde ne işi var?" sözleriyle hafızalara kazındı. Çeteye yönelik operasyon sonrasında ifadesi alınan Yurtoğlu, bebeğin 500 gram olduğunu, durumunun zaten ağır olduğunu, hayatta kalmasının tıbben mümkün olmamasına rağmen gerekli tüm müdahalelerin yapıldığını öne sürdü. Yurtoğlu ifadesinde, Kaya bebeğe hastanede yoğun bakım doktoru olarak görevli bulunan Hilda Keykubat'ın müdahale ettiğini söyledi oysaki hastane Keykubat'ın yalnızca diplomasını kullanıyordu ve Hilda Keykubat yerine eşi Rıza Keykubat yoğun bakımla ilgileniyordu. Kaya bebeğin öldüğü geceyse ne Hilda ne de Rıza Keykubat hastanedeydi. Öyle ki yoğun bakımda bırakın doktoru hemşire bile bulunmuyordu, Kaya bebeğin başında bulunan Batuhan adlı hemşire yardımcısı, bebeğin durumunun ağırlaşması üzerine doktor Rıza Keykubat'ı aradıysa da Keykubat "Çek tüpü gitsin" demişti.
Batuhan, hemşire Hakan Doğukan Taşçı'dan yardım istedi, Taşçı da evi hastaneye yakın olduğu için başka bir hemşire olan Hüseyin Günerhan'ı aradı ve yoğun bakıma gizlice girerek bebeğe müdahale etmesini istedi. Günerhan bunu kabul etmeyince Taşçı, Batuhan ile görüntülü konuşarak yapılacak müdahaleyi Batuhan'a anlatmaya çalıştı. 13 Kasım'da doğan Kaya bebek, hayata tutunamadı ve 16 Kasım, gece 04.00 civarında öldü. Yurtoğlu, Kaya bebeğe tüm müdahalelerin yapıldığını, yoğun bakım doktoru Hilda Keykubat'ın bebeğin başında olduğunu söylese de HTS kayıtları Keykubat çiftinin o saatte hastanede olmadığını gösteriyor.
Yurtoğlu suçlamaları reddedip kendisiyle ilgisi olmadığını söylese de hemşire yardımcısı Batuhan Çetin, Yurtoğlu'ndan habersiz hastanede kuş uçmayacağını şu sözlerle anlatıyor: "Ayaklarımızı uzatsak kameradan görüp 'indir o ayağı' diye arar."
SAVCI YAVUZ ENGİN: DUA EDİN SİZİ İÇERİ ATMIYORUM!
Kaya bebeğin ölümü üzerine aynı gün hastane ciddi bir denetimden geçti. Yurtoğlu, çeteye yönelik yapılan operasyonun ardından verdiği ifadede denetimi şu sözlerle anlattı:
Sabah 11.00'da olağanüstü denetim geldi, doktor Hilda hanım ile görüşüldü, gerekenlerin yapıldığını tutanak altına aldılar ve hastaneden ayrıldılar bebeğe gereken her şeyin yapıldığını gördüler.
Fakat denetim Yurtoğlu'nun ifade ettiği kadar sakin geçmedi... Denetime Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin bizzat katıldı. Yurtoğlu'nu en çok kızdıran da buydu... Hastane personelinin denetime dair telefon konuşmalarında Savcı Engin'in Yurtoğlu'na ve hastanenin başhekimi Ali Dirik'e bağırdığı, "Dua edin sizi içeri atmıyorum" dediği konuşuluyordu. Bunlar olurken Yurtoğlu da ifadesini verirkenki kadar sakin değildi. Hemen çete lideri Fırat Sarı'yı aradı, zira denetimin onun şikayeti üzerine yapıldığını, savcı ile Sarı'nın tanış olduğunu düşünüyordu ve savcı hakkında suç duyurusunda bulunacağını söylüyor, Sarı'yı tehdit ediyordu.
Yurtoğlu'nun tehditleri, Sarı'nın yalvarışları kayıtlara şöyle geçti:
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Alo doktor bey
FIRAT SARI : Heh merhabalar Müzeyyen Hanım
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Merhaba güzel bir şikayet etmişsin doktor bey o tanıdığın tanıdığın savcıyla bizi güzel bir şikayet etmişsin ama bu da senin yanına kalmayacak!
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Bu savcının da benim avukatım yarın suç duyursunda bulunacak o tanıdığın savcıya lütfen söyle benim avukatım da suç duyurusunda bulunacak bu kadar usulsüz bir şikayeti nasıl bu sizin başınıza...
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım Müzeyyen Hanım lütfen lütfen
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Sen hiç kibar kibar konuşma
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım lütfen
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Senin adamın İlker İlker'dir burayı dün iki gün evvel arıyor ve diyor ki onlara güvenme arkanda olacak olmayacaklar ondan sonra senin o tanıdığın Yavuz Engin Cumhuriyet Savcısı
FIRAT SARI : Tanımıyorum tanımıyorum
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Sen tanıyorsun tanıyorsun da bunlar bu senin yanınıza kalmayacak doktor bey
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Siz böyle düşmanca davrandınız ya
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım Müzeyyen Hanım
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Hiç hiç Müzeyyen Hanım falan deme bana bir daha senin de Allah seni ayrı...
FIRAT SARI : Günahıma günahıma giriyorsunuz günahıma giriyorsunuz
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Sen ve İlker burayı kaybetmenin acısını böyle çıkaracağını zannediyorsunuz ama ben bu dosyaları oluşturup bütün gittiğiniz hastanelere götüreceğim.
FIRAT SARI : Ya hiç bi derdimiz yok Müzeyyen Hanım gerçekten günahımı...
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Benim yapacaklarımı da düşünün artık.
FIRAT SARI : Bakın gerçekten günahımı alıyorsunuz iki çocuğum var. İki çocuğum var bak iki çocuğum var gözlerimin önünde ölsünler ki benim haberim yok.
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Bugün olağanüstü bir denetim geçirdim ben ve savcılık...
FIRAT SARI : Benim haberim ve bilgim yok
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Ve savcılık savcılık Esenyurt Savcılığı Sağlık Müdürlüğü'ne acil denetim olağanüstü denetim gönderiyor bunu kim yaptı niye şimdiye kadar olmadı da senin çıkmanın olduğu...
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım Müzeyyen Hanım size yemin ederim ki bak ne haberim var yemin ederim size ya
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Tabi haberin olmaz senin senin hiçbir şeyden haberin olmadı ki doktor bey yoğun bakımı bi görseydin yoğun bakımı
FIRAT SARI : Bakın hacca gitmiş insansınız günahımı alıyorsunuz günahınız boynunuza vebal olsun
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Ama siz ne yapacaksınız siz ne yapacaksınız
FIRAT SARI : Hep aldınız bakın günahımı alıyorsunuz diyorum size
...
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Büyükçekmece savcısı nasıl geldi bana ya saat dörtte öldüğünü nereden biliyor?
FIRAT SARI : Müzeyyen Hanım ben nereden bilebilirim Müzeyyen Hanım ben sizin servisten Damla dahil sadece Damla'yla en son kaç gün önce ayrıldığımız gün ayrıldık diye konuştum tek bir kelime daha konuşmadım.
...
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Zaten siz burayı işleteceğim diye karşıma geldiniz işletmediniz ki berbat ettiniz yoğun bakımı adamlar geldi
FIRAT SARI : Ya üç yıldır çalışıyoruz günah ya üç yıldır boşverin ya
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Ama adamlar geldi diyorlar ki böyle yoğun bakım mı olur ya?
FIRAT SARI : Peki şu anda bir dakika biz kaç gün çalıştırmıyoruz orayı sizsiniz orda biz miyiz orada?
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU : Üç yıldır denetim olmadı da bugün nasıl oldu?
DENETİMİ, TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ ANLATTI
Denetim bu denli ağır geçmişken, Yurtoğlu bu denli paniklemiş ve sinirlenmişken Yurtoğlu'nun ifadesindeki bir ifade de dikkat çekiciydi. Yurtoğlu, denetimde yoğun bakımlarında bazı eksikliklerin kaydedildiğini, bu sebepten yoğun bakımlarının 3. basamaktan 1. basamağa düşürüldüğünü ancak eksikliklerin giderilmesiyle yoğun tekrar 3. basamak olarak tescillenerek halen hizmet vermeye devam ettiklerini söyledi. Peki neydi bu eksiklikler ve gerçekten giderilmiş miydi? Denetimde yoğun bakımda kullanılması gereken oksijen karıştırıcının olmadığı anlaşıldı. Yurtoğlu ifadesinde cihazın tamirde olduğunu, hastanede hiçbir cihazın eksik olmadığını zaten bu sebeple halen 3. basamak olarak hizmete devam ettiklerini söyledi.
YURTOĞLU'NU, BAŞHEKİMİ ELE VERDİ
Gerçekten de denetim esnasında cihazın olmadığı anlaşılınca denetimcilere cihazın tamirde olduğu söylenmişti fakat aslında cihaz hastanede hiçbir zaman bulunmamıştı, denetimden sonra bile...
Bu durumu ele verense Yurtoğlu'nun kendisinden "12 senedir birlikte çalışırız, yardımcım gibidir" dediği hastanenin başhekimi Ali Dirik'in çete yöneticisi Gıyaseddin Mert Özdemir ile yaptığı telefon konuşması oldu. Dirik, Özdemir'i aradı ve hastanede mikser olmadığını, denetime gelenlere cihazın tamirde olduğunu söylediklerini aktardı ve kendisinden göstermelik bir cihaz ayarlamasını istedi. Daha sonra Dirik'i tekrar arayan Özdemir, Özel Rami Hastanesi'nde cihazın olduğunu ve emaneten bu cihazı alabileceklerini söyledi ve cihaz Rami Hastanesi'nden çıkartılarak Özel Esenler Güney Hastanesi'ne getirildi.
Dirik'in Yurtoğlu'nu ele verdiği bir başka konuysa siyasi bağlantılardı. Gıyaseddin Mert Özdemir ile konuşan Dirik, Yurtoğlu'nun Kaya bebeğin ölümü sonrası yapılan denetimle ilgili olarak başsavcı ile görüşeceğini, bir müdürlüğe de MHP veya Ak Parti'den bir ilçe başkanını alarak gideceğini söylüyordu:
ALİ DİRİK : Konuyu başsavcılıkla falan görüşecek. Müzeyyen Hanım ulaşmış ...
GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR : Öyle mi
ALİ DİRİK : Hı hı
GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR : Oo çok iyi
ALİ DİRİK : Savcıyla görüşecek bir de müdürlüğe de buranın MHP ilçe başkanını alıp ya da Ak Parti ilçe başkanını alıp bir müdürlüğe gidecek aramızda kalsın bunlar da.
"HASTALARIN YANGINDA ÖLDÜĞÜNÜ SAKLADILAR"
18 Temmuz 2020'de hastane, sosyal medya hesabı üzerinden bir yazılı açıklama paylaştı. Yapılan açıklamada hastanenin 4. katında bulunan tek kişilik odadaki bir cihazın kablosunun yandığı ve cihazdan duman çıktığı, bu sebeple de hastanenin tedbiren iftaiye çağırdığı yer alıyordu.
Hürriyet'in haberine göreyse yangın hastanenin yoğun bakım bölümünde çıkmıştı ve haberde yer alan videoda en az beş adet itfaiye aracı görünüyordu. Videoda panik halinde koşan, birbirine sarılan hastalar, yakınları ve personel de dikkat çekiyordu. Zira hastane çevresindeki tansiyon, pek de kablodan çıkan dumandan kaynaklı gibi görünmüyordu. Nitekim 17 Temmuz'daki bu yangında yaşananlar Günerhan ve Taşçı'nın telefon görüşmesine yansıdı. İkilinin diyaloğu kan donduran cinstendi... İddiaya göre çıkan bu yangın sonucunda ölen hastalar vardı ve olayla ilgili büyük bir soruşturma başlatılmıştı ancak Ali Dirik, Müzeyyen Yurtoğlu'nu bir şekilde kurtarmıştı ve olay kapanmıştı...
Günerhan ve Taşçı, konuşmalarında Yurtoğlu'na giderek bu yaşananları bir bir hatırlatmayı planlıyordu. İkili, hastanede 20 bin lira karşılığında kürtaj yapıldığını, 15 haftalık bir gebeliğin sonlandırıldığını da birbirlerine hatırlattı. Hatta Songül adındaki kadın doğum doktorunun bebeğinin kayıt dışı bir şekilde alındığı, doktorun hastanede bayıldığı, neredeyse kan kaybından öleceği de ikilinin tapelerine yansıdı.
"SGK'YI 10 YILDA 100 MİLYON ZARARA UĞRATTI"
Telefon kayıtları, Yurtoğlu'nun son üç yıldır yoğun bakımı işletmesi için Fırat Sarı ile anlaştığını gösteriyor. Sarı ile yolları ayırmasının ardından ise yoğun bakımı işletme görevi başhekim Ali Dirik'e kalıyor. Daha dikkat çekici olan iddia ise var olan sistemin en az 10 yıldır devam ettiği... Yani hastane, en az 10 yıldır SGK'yı zarara uğratarak kazanç sağlıyor ve yine iddiaya göre bu rakam son 10 yılda 100 milyon lira...
Bu iddialar hastaneden ayrılan Hüseyin Günerhan adlı personelin telefon konuşmalarına yansıdı. Kaya bebeğin ölümünün ardından Günerhan ile kendisi gibi hastaneden ayrılan Onur Özcan adlı personel hastaneye yapılan denetim üzerine konuştu. İkili, hastaneyi şikayet etme planı yaptı. İkili bu denetimden Yurtoğlu'nun da başhekim Dirik'in de kurtulamayacağını, bu incelemelerin yetişkin bölümüne de sıçraması halinde ikiliye cezaevi yolunun göründüğünden bahsediyorlar, "Sağlık Bakanlığı bir şey demez de SGK affetmez" diyorlardı. Affeden kim oldu bilinmez ama soruşturmanın ilk aşamasında cezaevine giren ne Yurtoğlu ne de Dirik oldu, aksine cezaevi yolu Günerhan'a göründü.
"İL SAĞLIK MÜDÜRÜ YARDIMCISI TEŞEKKÜR ETTİ"
Yurtoğlu, hastaların yangında öldüğü, tıbbi cihazların eksik olduğu, doktor bulunmayan, ihmal sonucu bir bebeğin öldüğü hastanesinin oldukça güvenli ve güvenilir olduğunu da savundu. Yurtoğlu ifadesinde, hastanesinin ne kadar güvenilir olduğuna dair İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı referanslarını gösterdi. Buna göre İl Sağlık Müdür Yardımcısı Savaş Bayrak'ın pandemi döneminde kendisine "Gönderdiğim hiçbir hastayı geri çevirmediniz" diyerek teşekkür ettiğini belirten Yurtoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın da kendilerine normal doğum sayısı sebebiyle teşekkür yazısı gönderdiğini, ödül verdiğini ve kadro sayısını artırdığını söyledi.
AYŞE MÜZEYYEN YURTOĞLU KİMDİR?
29 Kasım 1951 yılında Erzincan'da doğan Yurtoğlu, Akşam Kız Sanat Okulu'ndan mezun olmasının ardından 1966 yılında Avusturya'ya giderek burada iki buçuk yıl yaşadı. Ardından İstanbul'a dönen Yurtoğlu burada evlendi ve Almanya'ya yerleşti. Kızını Almanya'da dünyaya getiren Yurtoğlu, daha sonra İstanbul'a döndü ve 1978 yılında bir tıp merkezinde çalışmaya başladı. Burada ebelik eğitimi almasının ardından yedi yıl boyunca aynı tıp merkezinde ebelik yapan Yurtoğlu, ağabeyinin satın aldığı Esenler'de bulunan Sondurak Dispanseri adlı sağlık kurumununda çalışmaya başladı. İstanbul Esenler Güney Sağlık Hizmetleri isimli hastanenin ortağı olan Yurtoğlu'nun kendi beyanına göre İstanbul Başakşehir'de üç, İstanbul Kadıköy Feneryolu'nda iki, İstanbul Etiler'de bir adet dairesi, Sakarya Karasu ve İstanbul Büyükçekmece'de birer yazlığı bulunuyor.