Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, tutuklu iş insanı Kavala için özgürlük çağrısı yapan 10 büyükelçiyi 'istenmeyen kişi' ilan etme çıkışı Batılı diplomatları sarstı. Konuyla ilgili konuşan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 10 ülkenin yaptıklarının kabul edilemez olduğunu belirterek, "Artık bu konuyu çok daha büyük krizlere dönüştürmek ülkenin çıkarına değil. Başka krizlerin önünü açar" dedi.
Almanya, ABD, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçisi, 18 Ekim’de ortak bir açıklama yayınlayarak, tutukluluğunun dördüncü yılında olan iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istemişti.
Hükümet ve AK Parti’den yükselen eleştirilerin ardından büyükelçiler, ertesi gün Dışişleri Bakanlığına çağrılarak uyarılmış, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da 21 Ekim’de, “Bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” demişti.
Erdoğan geçen gün de söz konusu 10 büyükelçi hakkında Türkiye’nin uluslararası diplomatik anlaşma ve kurallara göre persona non grata (istenmeyen adam) ilan edilme prosedürünün başlatılabileceği mesajını şu sözlerle verdi:
"Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. On tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, -bunu nasıl bıraktırırız- gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş, Kavala’yı bırakın... Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun?"
ABDULLAH GÜL: BAŞKA KRİZLERİN ÖNÜNÜ AÇAR
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 ülke büyükelçisinin istenmeyen kişi ilan edilmesine yönelik açıklamasının "Başka krizlerin önünü açabileceğini" savundu.
Sözcü gazetesinden Deniz Zeyrek'e konuşan Gül, 10 ülkenin yaptıklarının kabul edilemez olduğunu ancak büyükelçilerin merkezlerinin talimatını yerine getirdiğini ifade etti.
"Yapılan kabul edilemez. Ancak, Dışişleri zaten çağırıp gerekli mesajları vermiş. Adı üzerinde elçiye zeval olmaz. Artık bu konuyu çok daha büyük krizlere dönüştürmek ülkenin çıkarına değil. Başka krizlerin önünü açar. Bu işi Dışişleri Bakanlığına bırakmak, yeni problemleri ortaya çıkarmamak, çıkışı olmayan noktalara götürmemek lazım."