Aksaray’ın Eskil ilçesinde Ayşe Bakan tarafından koyun sütünden üretilen bu ürün 13 saatte emekle yapılıyor, kemikleri demir gibi güçlendiriyor. Lezzeti tescillenen ürünü bin bir emekle üreten Bakan, siparişlere ise yetişemiyor…
Aksaray’a özgü olan ve coğrafi işaret tescili alan “Eşmekaya Yoğurdu” üretici Ayşe Balkan’ın 13 saat süren mesaisi sonucu ortaya çıkıyor. Eskil ilçesine bağlı Eşmekaya’da yaşayan 42 yaşındaki Başkan, küçükken öğrendiği koyun sütünden yoğurt yapımını geleneksel yöntemler ile devam ettiriyor.
Sabahın erken saatlerinde çalışmak için kolları sıvayan Başkan, önce yayladan gelen 250’ye yakın koyunu sağarak sütlerini kovalara dolduruyor. Büyük kazanlarda 500 litre sütü kaynatan Başkan, aldığı siparişlere göre farklı boylardaki 300 kasede mayalama işlemine başlıyor.
YOĞURT MESAİSİ TAM 13 SAAT SÜRÜYOR
Sütü sağmak, süzmek, pişirmek ve belli bir sıcaklığa kadar soğutmak için toplam 13 saatini harcayan Başkan, 24 saat dolapta mayalanması için beklettikten sonra olması gereken kıvama gelen yoğurtları her gün yaklaşık 70 km yol giderek restoran ve süt ürünleri satan iş yerlerine satıyor.
Coğrafi işaret tescilli Eşmekaya yoğurdu yapımının zahmetli olduğunu söyleyen Başkan, "İlk zamanlar kendi soframıza yetecek kadar yoğurt yapıyordum. Yoğurtlarım beğenilince aile bütçeme katkı olması için üretmeye karar verdim. Yaklaşık 10 yıldır koyun yoğurdu yapıp satıyorum. Çoğu zaman tek başıma çalışıyorum. Eşimin işi olmadığı zaman bana yardım ediyor." dedi.
Başkan yoğurdun yapımıyla ilgili şunları anlattı:
"İlk olarak koyunlarımızı akıllı oluk olarak tabir ettiğimiz kilitli oluklarda sağıyoruz. Kendimizin 250 koyunu var. Bazen siparişlerimiz çok oluyor, diğer sürü sahiplerinden de süt alıyorum. Günlük 500 litre süte ihtiyacımız oluyor. Sağılan sütleri temizlenmesi için süzgeçten geçiriyorum ve büyük kazanlarda 2 saate yakın karıştırarak kaynatıyorum. Geleneksel yöntemlerle mayasını koyduğum sütü, tam kıvama gelmesi için 24 saat dolapta bekletiyorum. Dolaptan çıkardığım yoğurtları sipariş aldığım yerlere ulaştırıyorum."
Yaşadıkları bölgede yaylaların yoğun olduğunu ve buna bağlı olarak sütün kalitesinin de iyi olduğunu belirten Başkan, taleplere yetişmeye çalıştıklarını söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı:
"Çok zorlu bir sürecin ardından ortaya çıkardığımız ürünleri kendi aracımla yaklaşık 70 kilometre giderek restoranlara, marketlere ve süt ürünleri satan iş yerlerine ulaştırıyorum. Ailemin geçimine yoğurtları satarak katkı sağlıyorum. Bu durumdan oldukça memnunum."
