Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk “Anayasanın ilk üç maddesinden sonra onların sigortası niteliğindeki dördüncü de aynı kenar başlığı ve içeriğiyle yerini korumalıdır. Onlar için farklı bir içerik söz konusu olamaz” vurgusunu yapıyor.
1. 1982 ANAYASASI VE DEĞİŞİKLİKLERİ
18.10.1982 tarihinde Kurucu Meclis tarafından, 7 Kasım 1982 günü yapılan halkoylamasında kayıtlı seçmenlerin % 91.27 katılımı ve geçerli oyların % 91.37 oranında “Evet” oyu ile kabul edilen 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 1987’den itibaren –127. maddede değişiklik yapmak ve bir geçici madde eklemek suretiyle yerel yönetimler seçimlerinin öne alınmasını öngören, 450 üyeli Meclis’te 284 oyla kabul edilen, Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanan (AY m. 175/IV), 25 Eylül 1988 günü yapılan halkoylamasında kayıtlı seçmenlerin % 88.82 katılımı ve % 65 oranında “Hayır” oyu ile reddedilen 6.8.1988 tarih ve 3467 sayılı Kanun ile 10 ve 42. maddelerde değişiklik yapan, fakat Anayasa Mahkemesi’nce yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet, türban bağlamında lâiklik ilkesine aykırı görülerek 4. madde anlamında teklif edilemezlik kapsamında oyçokluğuyla verilen 5.6.2008 tarih ve E. 2008/16, K. 2008/116 sayılı Kararla iptal edilen 9.2.2008 tarih ve 5735 sayılı Kanun dışında– 18 kanunla çeşitli değişiklikler yapıldı. En başta bir Başlangıç ile 177 madde + 16 geçici maddeden oluşan Anayasa, sonradan yapılan değişiklik, ekleme ve çıkarmalarla bir fıkrası değişik Başlangıç ile toplam 177 madde + 21 geçici maddeden oluşan, ama arada 22 maddesi ile 2 geçici maddesi yürürlükten kaldırılmış bir anayasa hâline geldi.
18. değişiklik, Anayasa’nın 70 maddesini kapsayan, –önceki değişikliklerden farklı olarak– rejim değişikliği niteliğinde hükümler getiren, parlâmenter sistem yerine “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” adıyla başkanlık sisteminin denge ve denetim mekanizmalarından yoksun bir alaturka başkanlık sistemi, bir tek adam yönetimi getiren en radikal değişikliktir (AY m. 8). AKP milletvekillerince teklif edilen, MHP milletvekillerince desteklenen bu değişiklik, 21.1.2017 tarihinde Meclis’te, 6771 sayılı Kanun olarak 16 Nisan 2017 günü halkoylamasıyla kabul edildi. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 98. maddesine aykırı olarak mühürsüz oy pusulalarının da YSK kararıyla geçerli sayıldığı, kayıtlı seçmenlerin % 85.43 katılımı ile yapılan bu halkoylamasında oyların dağılım oranları şöyledir: % 48.59 “Hayır”, % 51.41 “Evet”.
2. YENİ ANAYASA VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Aslında 1876’da Kanun-i Esasî ile başlayan yazılı Türk anayasalarının 141 yıllık genel gelişme çizgisine ters düşen 18. değişikliğin 2017’den günümüze kadarki uygulaması da, bu konuda yeni bir değerlendirmeyi gerektirmektedir. Daha önceki açıklamalarıyla Altılı Masada yer alan muhalefet partilerinin yeniden parlâmenter sisteme “güçlendirilmiş” olarak dönülmesini önermelerine karşılık; 3 Kasım 2002 milletvekili genel seçiminden bu yana iktidarda ve 1982 Anayasası’nda o tarihten sonra yapılan bütün değişikliklerin arkasında olan AKP, 12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra oluşturulan Kurucu Meclis tarafından hazırlandığı için “darbe anayasası” olarak nitelediği bu Anayasa yerine yeni bir anayasa yapmak istemektedir.
3. İLK DÖRT MADDE
Önümüzdeki ayların hukuk gündeminde yeni anayasa tartışmaları yer alacaktır. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı tarafından yapılan bir açıklama olarak basında çıkan “Anayasa’nın ilk maddesinden son maddesine kadar, hepsinin ele alınacağına” ilişkin sözler1, yürürlükteki Anayasa’nın ilk 4 maddesini de değiştirilmesi düşünülen hükümler olarak bu tartışmaların odağına alacak niteliktedir. Oysa “Değiştirilemeyecek hükümler” kenar başlıklı 4. maddeye göre; “Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 inci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
Bu madde, yapılacak yeni bir anayasa için de geçerlidir. Yeni Anayasa, sıfırdan başlayarak değil, yürürlükteki Anayasa’nın 175. maddesinde düzenlenen usule ve 4. maddeye uygun olarak yapılacak bir anayasa değişikliğiyle gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla yürürlükteki Anayasa’nın ilk üç maddesi, 4. maddede gösterilen numaraları, kenar başlıkları ve değişmezlik kapsamındaki içerikleriyle yapılacak yeni Anayasa’da da yer alacaktır.
“Devletin şekli” kenar başlıklı 1. maddedeki “Türkiye Devleti bir Cumhuriyet-tir.”, 1921 Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nda 29 Ekim 1923 günü 364 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle Cumhuriyetin ilânından sonra kabul edilen üç anayasada (1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunu/1945 Türkçeleştirmesiyle Anayasa, 1961 ve 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları) aynı sözcüklerle, aynı numara ile yer alan ve hepsinde de değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği belirtilen 100 yıllık bir temel hükümdür (TEK 1924 m. 102/IV, AY 1961 m. 9, AY 1982 m. 4). Türkçe olarak da en özlü biçimde yazılmış olan bu hüküm için yeni Anayasa’da da 1. madde dışında bir yer düşünülemez.
Buna karşılık 2 ve 3. maddelerde aynı hükümleri koruyan bazı ifade değişiklikleri yapılabilir:
“Cumhuriyetin nitelikleri” kenar başlıklı 2. maddedeki “toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde” ibaresine Başlangıçta yer vermek daha uygun olur. Bu maddedeki “başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan” yollama gereksizdir. Çünkü Anayasa’nın 176. maddesi uyarınca “Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir.” (f. I). Bu değişiklikten sonra 2. madde, “Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” hükmü ile Cumhuriyetin niteliklerini daha belirgin bir biçimde ifade edecektir. 1961 Anayasası döneminde Anayasa Mahkemesi kararlarıyla değiştirilemezlik kapsamında görülen Cumhuriyetin nitelikleri, 1982 Anayasası’nda açıkça belirtilmiştir.
“Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti” hakkındaki 3. madde, dil konusunda kenar başlığı ile metni arasında uyum sağlanarak, ulusal bağımsızlığımızın simgesi Türk bayrağının şeklinin kanunla düzenlenmesinin doğal olduğu düşünülerek şöyle sadeleştirilebilir:
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmî dili Türkçedir.
Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı İstiklâl Marşı’dır.
Başkenti Ankara’dır.”
4. SONUÇ
Önerilen değişiklikler sadece özlü bir ifade içindir. İlk 3 maddeden sonra onların sigortası niteliğindeki 4. madde de aynı kenar başlığı ve içeriğiyle yerini korumalıdır. Onlar için farklı bir içerik söz konusu olamaz.. Bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal temelleridir. Anayasa’nın diğer hükümleri, temel haklar ve ödevler, Devletin kurumsal yapısı olarak Cumhuriyetin temel organları ile ilgili, malî ve ekonomik hükümler onlarla uyumlu olarak düzenlenecektir.
Bu arada 7 yıllık bir uygulamadan sonra bekleneni vermediği görülen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine yeniden parlâmenter sisteme dönüş konusunda bir mutabakat sağlandığı takdirde; pratik bir yol olarak, 16 Nisan 2017 tarih ve 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikleri yürürlükten kaldıracak ve o tarihten önceki Anayasa metnini yeniden yürürlüğe koyacak 2 maddelik bir kanun çıkarılması ve halkoyuna sunulması yeterli olacaktır.
(2.9.2024)
---------------
1- AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın sözlerinin anıldığı röportaj ve yazılar için bk. Sözcü, 23.8.2024, s. 9 “İpek Özbey’le nokta atışı – İlk dört maddenin teminatı biziz” (CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır); 26.8.2024, s. 11 (Rahmi Turan, “İktidarın Anayasa ile derdi ne?”); 27.8.2024, s. 9 (Aytunç Erkin, “Anayasa’da ne yazacağı belli değil, ancak tartışma başladı. AKP: Sil baştan yeni Anayasa, Beştepe: İlk 4 madde değişmez. ‘Sil baştan bir kurgu olmayacak’” (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum).