Darbe girişimi gecesi 34 sivili 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şehit eden FETÖ’cü cuntacılar hesap vermeye başladı. Eşi Erol ve oğlu Abdullah Tayyip’in katilleriyle duruşma salonunda yüzleşen Nihal Olçok konuştu: Eşim ve oğlum o gece olması gereken yerdeydi. Onların şerefi ve gururu bize kaldı. Miras kalan o.
FETÖ’nün darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki olaylara ilişkin haklarında 37’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135’i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davada sanıklar salona alınmaya başlandı. Silivri’de İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen ilk duruşma sıkı güvenlik önlemleri altında başladı. Kimlik tepiti ve iddianamenin özetinin okunduğu ilk duruşmayı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal’ın da aralarında bulunduğu bir çok milletvekili izledi. Duruşmaya Oğlu Abdullah Tayyip ile eşi Erol Olçok’u darbecilerin kurşunlarına kurban veren Nihal Olçok ve Erol Olçok’un kardeşi Cevat Olçok da katıldı.
Duruşmaya verilen arada dışarı çıkan Nihal Olçok, kocası ve oğlunun katilleriyle aynı ortamı paylaşmasının kendisinde nasıl bir duygu yarattığını, “Aynı ortama gir
mek çok zordu. Biz 6 aydır kendimizi hazırladığımızı düşünüyorduk. Ama öyle değilmiş. Girince anladık” sözleriyle ifade etti.
Duruşma salonunda zor anlar yaşadıklarını söyleyen Olçok, “İçeride birkaç tane sanığın ismi Abdullah’tı. Oğlumun adıydı. Bir anda kendime geldim. Yine bana şifa Abdullah’tan geldi ve ‘orada da olabilirdin’ dedim ve teşekkür ettim Abdullah’a” dedi. Salonda hüznün hakim olduğunu söyleyen Nihal Olçok sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkes hüzünlüydü. Ben sanık yakınlarının da... Yani anne olarak bakıyorum sadece. Onlarda da hüzün var. Nihayetinde evlat. Kimse evladının ne ölmesini, ne öldürmesini ister. Ben anne olarak bakıyorum. Çok zor. Ama onlar görüp el sallayabiliyorlar. Biz el sallayamıyoruz. Aramızda öyle bir fark var.” Eşinin ve oğlunun o gece olması gerektikleri yerde olduğunu söyleyen Olçok, “ Bugün bizim nasıl burada olmamız gerekiyorsa, onlar da olması gereken yerdeydiler. Onların şerefi ve gururu bize kaldı. Miras kalan o” dedi.
BU DAVADAN VAZGEÇMEM
Bundan sonraki süreçte de davaları izlemeye devam edeceklerini aktaran Olçok, “Allah beni bir davadan mahrum bıraktı, başörtüsü davasından. 1998 yılında üniversiteyi kazanmıştım. Ama o davadan çekilmemin sebebi Abdullah’a gebe olmamdı. O zaman Abdullah karnıma düştü, o davalardan çekildim. Şimdi Abdullah’ın kanı yere düştü, ben bu davalardan vazgeçmem. Biz geçmeyiz, inşallah Türkiye vazgeçmez” diye konuştu.